BÖLÜM 44 (واقعی)

25.7K 1.4K 427
                                    


Sizden bir şey rica edebilir miyim??
Elçilere veya Wattpad hesabına silinen Sırça hikayem hakkında yazabilir misiniz? Belki geri alabiliriz ??☹️☹️☹️

Gerçek : واقعی

Bu bölümü özlediğim Canım arkadaşım sırdaşım kardeşim morbidezya

Su_perim bana her zaman destekçi oldu
miseyella güzel kalplim
asyaminhell Canım yazarım
Pembpptya
EzgiTezcan453
Tugbaaknler
NilferDemirBege
Ayaz1990
Yeldayy
Captiveofyu
Dumpl_ing
İsil_123
Esrammm47
User47540481
Meral_28
Cicero623
Zeynapsa63
Aymen30
Durucuk34
KatreiMatem93
TugçeAydin4
Elifimek662
İsyankarjojuk
Kara_Melek_1995
Zeynepensar01
Güzel okurlarıma gelsin ❤️❤️❤️

Ama yol boyunca Mustafa'nın garip tavırlarına bakılırsa bir şeyler olmuştu. Korkuyla kaynanasının odasının önünde aldı soluğu. Kapıyı çalmadan kolunu indirip içeri daldı. Gördükleriyle öylece kala kaldı. Eli kapı kolunda Sultan annesinin kapısına öylece kaldı.

Gördüklerine bir anlam vermeye çalışıyordu ama olmuyordu. Gördüklerini hiç bir mantığa sığdıramıyordu. Yıkılacak gibi hissetti. Eğer düşündüğü gerçekse kaldıramazdı bunu. Bir umut kocasına doğru baktı. Her şey yolunda demesini istedi. Lakin Mustafa ona bakmıyordu. Çok üzgündü. Ağladı ağlayacak gibiydi. Kızına baktı. Belki o anlatırdı annesine neler olduğunu. Ama en büyük tuhaflık belki de ondaydı. Düşmanca bakıyordu yavrusu. Ana deyip boynuna sarılmayışı bir kenara nefretle bakması Ezonun kalbine indirecekti neredeyse. Son bir çare Haşmet ağayı aradı gözleri. Yine her zaman ki gibi yoktu adam. Çaresizlikle kabullendi. Gerçekle yanlış yüzleşecekti. Her zaman olduğu gibi.

Titreyen dizlerine söz geçirip yer yatağına adımladı. Varana kadar bir asır geçmiş gibi hissediyordu. Elini varlığından şüphe duyduğu yavrusunun olduğu yere koydu. Destek alıyordu. İlk defa yalnız hissetmiyordu. Eğer bebesi gerçekten varsa bu felaketin üstüne nasıl olmuştu bu mucize?

Dizlerini kırıp yere oturdu. Ona bakmayan kadına doğru eğildi. Eliyle solgun yüzüne değdirdi kendi soğuk elini. Kadının teninin de ondan aşağı kalır yanı yoktu. Buz gibiydi. Gözlerini kırpıp açıyor olmasa o an da yüreğine inmişti hiç şüphesiz.

"Ana" dedi yine bir umut. Belki bakar hoşgeldin kuzum der diye.

Demedi. Bakmadı ona Sultan kadın. Öylece tavana bakıyordu. Korkuyla irileşti gözleri. Ne olmuştu annesine? Nasıl gelmişti bu hale. Yutkunmayacak kadar kuruyan boğazını ıslattı konuşabilmek için. Dolu dolu gözlerle oradakilere baktı. Turnanın düşmanca gözleri hala yerli yerindeyken kocasının ise gereğinden fazla suçlu bakıyordu.

"Anama ne oldu? Neden konuşmaz Mustafa? Ne geldi başına ? Neden benim haberim olmaz!".

Üzüntüsünü öfkesini dizginleyemiyordu. Hayatında en fazla değer verdiği insanlardan biriydi Sultan kadın. Nasıl olurda ona haber vermezlerdi. Kim bilir ne zamandır bu haldeydi! Mustafa efendinin hallerini yeni yeni anlıyordu. Meğer bundanmış ona bakamayışı!

"Annem iyi mi! Neden konuşmuyorsun Mustafa!"

Mustafa yuvalarından fırladı fırlayacak gözlerle bakıyordu ona. Sanki söylemek istiyor da söyleyemiyor gibiydi. Bu durum daha da sinirlendiriyordu Ezoyu. Bir şey vardı bir şeyler olmuştu ama bile ve isteye saklamıştı herkes ondan. Sebebi kimdi bunun ya nasıl olmuştu? Annesi neden bu haldeydi?

Yerinden fırlayıp Mustafa'nın yakasına yapıştı hiç düşünmeden. Sarsıyordu gücü yettiğince. Arada vuruyor sebebini bağıra bağıra soruyordu. Sonra bir şey oldu. Ezo vurmayı kesti. Yaşlar akan gözlerini yüzüne bakamayan kocasından ayırıp eteğini çekiştiren ellere çevirdi. Kızının öfkesi azalmak yerine iki katı bir halde yönelmişti sanki. Babasının önüne set çekmeye çalışıyor annesinden koruyordu babasını. Şaşaladı. Neden böyle bir şey yapmıştı ki?

~ŞÛRÎDE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin