İlkbahar: بهارiki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır
توافق دو دل، بهار را یک قرن طولانی می کند
İşte geldim dostum yüzün gülsün be 😂😂😂
Yakın zaman da bölüm geldi bu gidişle de çok beklemeden diğer bölümde gelir. Bu yüzden uzun kısa saçma mantıklı yorumlarını bırakın aralarındaki enerjiye odaklanın. Yazar benim ve kafamdaki kurgu neyi gerektiriyorsa onu yazacağım. Beğenmeyen elbette olabilir lafım yok. Fakat huzur bozmaya gerek yok değil mi?Uzadığını düşünen gidişatı sevmeyen burda bırakabilir. Kimse okumasa bile verdiğim sözden ötürü yazmaya devam edeceğim zaten. Güzel yorumlarıyla gelem herkese selam olsun🙋🏻♀️ gidene de yolu açık olsun.
Yazmayı unutmuşum 😂 yeni hikayeme de bakın ya üzülüyorum 😢 aman ha homofobikler gelmesin beğenmezler falan Hshshsh kırılıyorum ama valla bak 😢
Bölüm şarkısı olarak daha önce kullanmadım mı bilmiyorum ama çok sevdiğim için tekrar kullanmakta sakınca görmüyorum
Harun Kolçak Gökhan Türkmen: Yanımda kal.
*
"Öl de öleyim ama seni bırakmam!"
Kararlıydı seni. Ama bilmiyordu ki kollarında duran kadın da inatçıydı. Ve öylece vazgeçmeyecekti bu davadan.
*
Akşam çökene kadar ikisi de çıkamadı o yataktan. Ezo her tarafının ağrımasana aldırmadan sırtını kocasına dönmüş ara ara çıkan yüksek atalım yüzünden ne dediği anlaşılmaz bir şekilde sayıklıyordu.
Mustafa her ne kadar ona küs olduğunu bilse bile karısından elini çekememişti. Sırtını sıvazlayıp, kaynanasının getirdiği sirkeli suyla da ateşini düşürmek için bezi ıslatıp solmuş yüzünde tutuyordu. Ezonun küçük bir kız çocuğu gibi yarı baygın mızmızlanmazları da hoşuna gidiyordu.
"Dursana güzel karım. Sen durmazsan nasıl düşecek ateşin?."
Anlamasını umar gibi tane tane konuşuyor sızlayan vücudundan ötürü onu itelemesene aldırmadan bulduğu yeri öpüyordu. Biliyordu ki eğer Ezo kendine gelirse bunun hıncını alırdı. Öpmeyi bırak yüzünü dahi göstermezdi.
"Güzelimmm. Güzel karım."
Ezonun boynuna ıslak havluyu dayamaya çalışmasıyla Ezonun huylandınız için onu güçsüz elleriyle paralaması bir oldu.
"Lan. Dursana. Ezom. Güzelim."
Ezo yarım yamalak kulağına değen sevgi sözcükleriyle daha da hırslanıyordu. Ondan güzel tek bir kelime dahi duymak istemiyordu. Ne hakla ona dokunurdu ya?
"Bırak..?"
Mustafa bu halde bile inadından vazgeçmeyen kadına hayretle baktı. Nasıl kıracaktı şu inadı?
"Ölsem de bırakmam güvercinim. Bundan gayrı kalbim nereye ben oraya. Yüreğim". Ellerinden tuttu "şu narin ellerindedir. İster canımı yakarsın ister peşinden diyar diyar koşturursun. Bundan böyle sen nereye biçare Mustafa oraya. Sen beni affedene kadar dizinin dibinden ayrılmam."
Bir daha sırtını döndüğünde ise Mustafa onu rahat bırakmak zorunda kaldı. Omuzuna ufak bir öpücük bırakıp kırılan vücudunu dinlendirmek için yatağın boş kısmına uzandı. Karısıyla ilgilenmekten kendine bakamamıştı. Onunda her zerresi dökülecek gibi hissediyordu. Fakat ikisi içinde güçlü olmalıydı. Kalbini fazlasıyla kırdığını karısına bizzat kendisi hizmet etmek istiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/187448679-288-k62628.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ŞÛRÎDE~
General Fiction"Dokunma bana! Dokunma!". "Dokunacağım! Kocam değil misin!". "Değilim! Hiç bir şeyin değilim senin. Anlamadın mı bunu hala?". Ezo duyduklarına aldırmayıp İbrahim'in dudaklarına açlıkla saldırdı. Isırıyor, yalıyor, çekiştiriyordu. İbrahim'in onu itme...