Sinir: عصبBeni seven biriyle bir hafta geçirmek yıllarca yalnız olmaktan iyiydi.
گذراندن یک هفته با کسی که مرا دوست داشته باشد بهتر از سالها تنها بودن نبوده است.
Erkin Koray : Senden başka
🤚Lütfen takip etmeyi ihmal etmeyin. Sizleri seviyorum🖤
Medyada Ezo var🕊
Akar_cerenn çok teşekkür ederim desteğin için 🖤🖤🖤
*
"Uykuya dalmadan önce kızını bir kere daha öptü iyice koynuna çekti onu. Babasız kalmasını istemesede en iyisinin bu olduğunu bildiğinden onu affetmesi için dua etti."
Sabaha kadar kabuslar gördü durdu Ezo. Uyumadan önce aldığı tüm kararları bir daha gözden geçirme isteği hissetti. Mustafa'nın kızına iyi bir baba olamayacağını düşünmesi onları ayırabileceği anlamına gelmiyordu. Bunu çok iyi bildiğinden gece boyunca kabuslarla cebelleşmişti. Kolay bir karar değildi aldığı. Bir çok sonuç doğuruyordu. Ezo da doğacak olan bu sonuçların onun beklediği gibi olmamasından korkuyordu. Ve ister istemez aklının bir köşesinde onu dürten o düşünceye yeniliyordu. Ya Mustafa düşündüğü gibi bir adam değilse. Ya başından beri gitmek için değilde gerçekten ailesine sahip çıkmak için gelmişse. Ezo'yu gerçekten korumak istiyorsa...
O kadar çok soru vardı ki cevabını bilmediği. Öncelikle hangisine cevap bulması gerektiğini de bilmiyordu üstelik. Gitmeli mi yoksa kalmalı mıydı? Kalırsa karısı olduğunu kabul etmiş olacaktı ama giderse de kızından olacaktı. Turna'yı kaybetmeyi göze alabilir miydi? Ya da yeni bir evliliği kaldırabilir miydi?.
Kabul etmeliydi ki Mustafa ile olduğu sürece onu asla birliktelik için zorlamazdı. Ama başka bir adam onun kadar anlayışlı ve sabırlı olur muydu onu hiç sanmıyordu. İbrahim'den sonra hiç bir erkeğin ona dokunma fikri midesini bulandırıyordu.
Kaybolmuş hissediyordu. Yönünü bulamıyordu. Her hangi bir ışık görse o yöne koşacaktı ama o ışığı da göremiyordu. Yatakta sırt üstü uzanırken tutamadı kendini ağlamaya başladı. O bencil bir kadın değildi asla olmamıştı. Yanı başında uyuyan günahsız bir çocuğu babasından ayıramazdı. Öte yandan da onsuz yapamazdı. Onsuz bir hayat düşünemiyordu. Başka bir aile de başka bir adamla yeni bir hayat kuramazdı.
Kızının uyanmaması için kendini sıkıyordu. Ağladığını görürse çok üzülürdü. Yüzünü ıslatan yaşları sildiğinde kapının varla yok arası tıklatıldığını duydu. Gün henüz yeni aydınlanmıştı. Gelebilecek olan sadece bir kişi vardı. Sultan annesi uyanmış onu merak etmiş olmalıydı. Onu böyle görüp üzülmesini istemediği için yüzünü kuruttu. Üstüne başına çeki düzen verdi. Yazmasını arandı ama ortada bulamadı. Bu saatte kimsenin uyanmayacağını düşündüğünden saçları salık halde açtı kapıyı.
Ama gelen Sultan annesi değildi. Mustafa kapıda giyinmiş bir vaziyette ona bakıyordu. Hemen ani bir hareketle kapının arkasına geçti. Ona tuhaf bakışlar atan adamı umursamadan kapıyı suratına kapadı. Bağrı açık geceliğini eliyle yokladı. Kısa kollu göğüs kısmı v şeklinde inen geceliğiyle kapıyı açmıştı. Utancından yüzü cayır cayır yanıyordu. Yüzüne düşen saçlarını eliyle geriye taradı. Bu tür karşılaşmalar sıklaşmaya başlamıştı. Artık bu evde Mustafa'nın da yaşadığı gerçeğini unutmamalıydı. Sabahın körü gecenin karanlığı farketmezdi. Bundan sonra her daim hazırlıklı olmalı ona göre açmalıydı kapıyı.
Mustafa'nın kapıya vuruşlarını kapıya dayadığı sırtında hissediyordu. Kalbi kanat çırpan bir güvercin misali havalanmıştı. Elini atan kalbinin üstüne koydu. Neden bu denli düzensiz ve korku dolu attığını anlamak istedi. Saçlarını görmüş olması mı korkutmuştu onu yoksa bakışlarında ki pervasızlık mıydı kalbini böyle attıran?.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ŞÛRÎDE~
General Fiction"Dokunma bana! Dokunma!". "Dokunacağım! Kocam değil misin!". "Değilim! Hiç bir şeyin değilim senin. Anlamadın mı bunu hala?". Ezo duyduklarına aldırmayıp İbrahim'in dudaklarına açlıkla saldırdı. Isırıyor, yalıyor, çekiştiriyordu. İbrahim'in onu itme...