BÖLÜM 27 (تلاش)

28.4K 1.8K 435
                                    

Çaba: تلاش

Çaba göster, yoksa hiç bir şey olmaz. O zaman da kendinden başka her şeyi suçlarsın.

تلاش کنید ، یا هیچ اتفاقی نخواهد افتاد. سپس همه چیز را به جز خود مقصر می دانید.

Lütfen beni takip etmeyi ihmal etmeyin ❤❤❤

Seviliyorsunuz

*
Mustafa bedenine yapışan bedenle gözlerini yumdu. Bir an önce bu evlilik olmalıydı. Bu yakınlaşmalar gittikçe tehlikeli oluyordu.

"Yarın bu evlilik olacak".

Ezo ise buna sadece yutkundu.

Her ikisinin de gözü uyuyan kızarındaydı. Mustafa uzun zaman sonra sıcak bir bedene yaslanmanın keyfini yaşarken Ezo ise verilen ama tutulmayan sözün peşindeydi. Yalan yoktu Mustafa ona apaçık başından beri gerçek bir karı koca hayatı yaşayacaklarının sinyalini vermişti ki dün gece de hiç saklamadan onun yüzüne de gerçekleri bir bir söylemişti. Ama Ezo da ondan zaman istemişti. Kolay değildi birden kocasının kardeşine ısınmak onu öpmek ya da bedenine yaslanmak.

Utanıyordu Ezo. Belkide erken gelen bu hamleye sinirliydi. Mustafa onun gece karanlığından yüzünü seçemiyordu. Başını eğip bakmak istediğinde Ezo bunu sezmişti. Daha da yapıştı göğsüne genç kadın. Bu hareketinin Mustafa'yı ne denli zor bir duruma soktuğunu bilse bir daha yüzüne bakamazdı. Mustafa da onu daha fazla utandırmamak için dişlerini sıktı. Belli etmemeye çalışacaktı vücuduna etki ettiği hisleri.

Bir kaç dakika onun sakinleşmesini bekledi. Havalar giderek soğuduğu için geceleri artık serindi. Onu aniden üstüne cekince örtünün üstünde kalmıştı Ezo. Ona dokunduğunda kollarının buz gibi olduğunu farketti. Ona örtünün altına girmesini söylemek istiyordu ama ara ara burnunu çeken genç kadının ağladığını tahmin ediyordu. Söyleyeceği en ufak bir sözün onu daha fazla ağlatmasından korktu ilk defa. Nerden nereye diye düşündü sonrasında Mustafa. Bir zamanlar canını yakmak istediği genç kadının şimdi göz yaşlarına kıyamıyordu. Hayat böyle bir şeydi işte. Ne zaman ne olacağı belli olmuyordu. Söylediği her sözü yaptığı her eylemi yüzüne vuruyordu zamanı gelince.

Üşüdüğü için üzerinde daha da büzüşen genç kadının alt kısımlarda oluşturduğu hareketi es geçerek şefkatle yaklaştı ona. Bir elini kaldırıp saçlarının arasına daldırdı. Yavaşça ve özenle okşadı ensesini. Ezo'nun sıcak nefesini bıraktığını hissetti. Çünkü boynuna vuran o nefes bir anlığına onu nefessiz bırakmıştı.

"İyi misin?" Ezo'nun üzerinden kalkmak için kımıldadığını farketti. Hay Allah! Bu kız bir erkeğin üstünde böyle tehlikeli hareketler yapılmayacağını hiç mi öğrenmemişti.

"Ezo!" Ona sert sesiyle seslenmek istememişti ama zorluyordu Ezo. Dursa durduğu yerde işte. Ne vardı kımıldayacak?.

Ezo ellerini göğsüne yaslayıp kalkmak istediğinde Mustafa dayanamayıp sesli bur küfür etti. Kendine hakim olmaktan korktuğu için elini onun kalçasına atarak yerinde sabitledi durmayan kalçasını.

Kolları arasında duran genç kadın bir anda taş kesildi. Korkmuştu! Bur küfür daha edince Turna olduğu yerde kıpırdandı. Onları böyle görmemesi için üzerinde duran kadınla birlikte yan döndü. Yerleri çok sıkışıktı bedenleri arasından nerdeyse hava sızmıyordu. Zaten buda Ezo'nun dayanma sınırını aşan son hareket olmuştu. Başını yapıştığı adamın boynuna yasladı ve bu aralar sürekli yaptığı gibi ağlamaya başladı.

"Ağlama lütfen". Boynuna değen burnu ve dudakları nemliydi. Onun ağlamasını istemiyordu. Kalbinde bıraktığı hissi sevmemişti.

"Onlara haksızlık ediyoruz!". Kırgın sesi her şeyi açıklıyordu. Geçmişini bırakamıyordu Ezo.

~ŞÛRÎDE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin