BÖLÜM 41 (با یکدیگر)

33.2K 2.1K 466
                                    

Beraber;با یکدیگر

Beraber kelimelesindeki "ber" göğüs demek farsçada. Bir şeyi beraber yapmak, göğüs göğüse yapmak demek dolayısıyla. Etimoloji diyor ki; beraber olduğun şeye dikkat et. Her göğüs her göğse denk değildir zira.

کلمه "ber" در کلمه با هم به زبان فارسی است. انجام کار مشترک به معنای انجام آن از سینه به سینه است. علم شناسی می گوید؛ فکر کن با چه چیزی هستی هر سینه با هر سینه برابر نیست زیرا

Bölüm şarkısı

Neşet Ertaş : Gönül Dağı

Aman ha yok şöyle yok böyle demeyin gerçekten kızarım. Tutulan boynuma rağmen üşenmeyip yazdıysam sizlerde oylarken ve yorumlarken aynı gayreti gösterin lütfen. Büyük bir beklentiyle bölüm bekliyorsunuz. Tatmin olmak sizin de hakkınız. Lakin unutmayın yazanın da canı var onunda özel hayatı var. Bunu düşünerek değerlendirin olur mu canlar.

Öptüm sizleri.

Selametle....

*

"Mustafa?"

Mustafa karısının seslenişiyle ona odaklandı. Ona seslenmiş ama duymamıştı. Ama Mustafa aklındaki sorunun cevabını duymak istiyordu.

"Ezo...bizim bir bebemiz olsun istemez misin?".

Önce duraksadı Ezo. Sonra gözleri ardına kadar açıldı. Daha sonra ise kaskatı kesildi. Kocası neler diyordu böyle. Ağzından çıkanlar olur şey miydi? Sanki çocuğunun olmadığını bilmiyormuş gibi birde istemez misin die soruyordu. Dalga mı geçiyordu birde onunla?.

"Ezo..." mustafa an be an solan karısının güzel yüzüne telaşla baktı. Ne korkutmuştu onu bu kadar? Her ne kadar eskiyi düşünmek istemese de acaba diyordu... acaba eskiden yaşadığı kötü anılar mı gelmişti gözünün önüne?.

"Iyi misin güvercin?"

Lafın gelişi sorulmuş bur soruydu aslında. Çünkü onun iyi olmadığını kendide görüyordu.

Ezonun suskunluğu üzerine ona yaklaştı. Yüzünü avuçladı. Şefkatle ovdu. Ezonun kendine gelmesiyle kucağına çekti karısını. Kulağına fısıldadı. Tamam sorun yok diyordu sözlerinde. Ama belli ki bir sorun vardı. Daha doğrusu belli ki karısı korkuyordu. Ya hamile kalmaktan ya da kalamamaktan. Peki hangisi daha az korkutucuydu sahi?.

"Istemiyor musun yoksa?"

Ezo başını yasladığı Mustafanin boynundan yavaşça geriye kaydı. Kocasının tedirgin çıkan sesine bir de yüzüne baktı. Istiyor muydu bir bilse? Ya da istemiyorum diye bilse...

"Ben..."

Mustafa karısının aklının karışık olduğu anlamıştı. Kızacağını bilse bile dudağının hemen kenarına onu da kızdırmaktan ufak bir buse kondurdu. Ezo sakinleşti. Kendini artık daha da güvende hissediyordu.

"Neyse... bugün zor bir gündü uyuyalım"

Mustafa karısını kucağından indirip ona gülümsedi. Ardından odadan çıktı. Ezo onun kırıldığını anladı. Belli ki Mustafa büyük bir hevesle sormuştu o soruyu. Ama onun tepkisinin bu olması onu kırmıştı. Ondan da aynı coşkuyu beklediği apaciktı. Beklediği de olmayınca üzülmüştü.

Ardından gitmek neden çekindiğini anlatmak istedi. Ama buna cesareti yoktu. O da anne olmayı istiyordu. Ama geçmişte bu istek için başına gelenlerden sonra korkuyordu. Aynı hayal kırıklığını ne kendine ne de Mustafaya yaşatamazdı.

~ŞÛRÎDE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin