BÖLÜM 47 (باز کردن از پیچ)

14.7K 1.1K 161
                                    



Gevşemek: باز کردن از پیچ

Bazen bir şarkı söylerdim. Gevşer ,uyurdu. Galiba o halleri için sevdim onu.

گاهی ترانه می خواندم. آرام از خواب بیدار شد. حدس می زنم که او را به خاطر این شکلی که بود دوست داشتم.

Düzenlemeden atıyorum kusura bakmayın 🙋🏻‍♀️

Yıldız Tilbe ; Çat kapı


İtiraf mı edecekti bir de. İşte bu öfkelendirdi Ezoyu. Bir yalan daha duymaya takati kalmamıştı. Bir daha geçirdi tokadı kocasının bakmaya doyamadığı yüzüne. Bu kadar yalan yeter Mustafa diyordu. Bu kadar aldatma yeter!

"Ne benden sana kadın olur bu saatten sonra ne de senden bana koca. Bitti!"

Son noktayı da böylece koymuş oldu güzeller güzeli bahtsız Ezo....

*

Üşüdüğü için yanaştığı sobanın yakınından yaklaşık yarım saattir babasının laf sokuşturmalarını dinliyordu. Kayın babasının yardımıyla eve geri dönmüştü. Kocası her ne kadar ağlayıp sızlansa da yüzüne bakmadan bir kaç parça eşyasını da alarak evi terketmişti. Yol boyunca süren sessizlik evin önünde duran arabayla son bulmuştu. Araba kullanmayı bilmediği için sürücü kiralayan Haşmet ağa adamdan onları yalnız bırakmalarını isteyerek gelinine dönmüş elim cebine atarak bir tomar para çıkarmıştı. Ezo onun ne yapmaya çalıştığını balta anlayamasa da adamın eline sıkıştırdığı parayla dumura uğramıştı.

"Bakma öyle. Haksızlık ettim hakkını yedim kızım gibi görüp sahip çıkmam gerekirken belki de ne büyük kötülüğü ben sana ettim. Hakkını  helal et demeye yüzüm yok. Ama sen kızımsın gayrı bundan sonra. Ne seni üzmelerine izin veririm ne de kimsenin kılına zarar vermelerine. Bakma öyle demedim mi? Anam gile gidecen demesen ben seni buraya da getirmezdim ya..."

Ezo her sözüne ayrı şaşırdığı adamı dinlerken dudaklarının titremesine mani olamadı.

"Babanı benden ey bilirsin. Ola ki canını sıkar tek ters laf eder ana haber sal gelir alırım seni. Merak etme. O haysiyetsiz oğlumun yanına da komam seni. Gerekirse başka ev açarız sana. Bebende sende iyi olduğun sürece elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım."

Ezo daha fazla dayanamayıp ağladığında Haşmet ağanın da gözleri sulanmıştı. Keşke diyordu içinden. Keşke daha önce adam oldaydım da bunları yaşamak zorunda kalmasaydı bu kızcağız.

"O nedendir ki verdim o parayı. Baban olacak o adamı iyi bilirim. Kimseye muhtaç olma. Biterse yenisini elbet yollarım sana. Ama utanıp sıkılmak yok. Evvela babanım artık senin. Zamanında ettiklerime say bunları. Tabi ki karşılığı değil amma elimden de şimdilik bu gelir. Ama sana söz her ne olursa olsun arkandayım. Yanındayım kızım."

Sonlara doğru o da dayanamamış ağlamıştı. Her ne kadar şaşırsa da son zamanlarda adamdaki değişiklik göz önünde olunca buna takılmayıp normalde olsa almayacağı parayı şimdi bebeği için alarak samimi bir teşekkürle konuşmayı sonlandırmıştı.

Ezo sobanın onu yavaş yavaş mayıştırmasıyla gözlerini kırpıştırdı. Şurada uyuya kalsa yemeyeceği azar kalmayacaktı ama gözlerini açık tutamıyordu. Kendini tutamayıp bir kere daha esneyince babasından beklediği azar da gecikmedi.

"Ne o çok mu yoruldun? Uykun mu geldi Ezo hanım"

Taş kalpli Haşmet ağanın bile kalbi yumuşamışken kalbinin olduğundan şüphe ettiği babasının hala aynı olduğunu görmek canını sıkmıştı gece gece.

~ŞÛRÎDE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin