İnat ;سرسختیSevildiğini duymadan sevdiğini söyleyemezsin.
شما نمی توانید بگویید که دوست دارید بدون شنیدن عاشق بودن دوست داشته باشید
*
Takip edip hikayeyi paylaşmayı unutmayın ❤
Ezo durdu bir saniye. Yüzüne kondurduğu şeytani bir gülümsemeyle döndü kaynanasına. Işte şimdi gerçek Ezoyu göreceklerdi.
"Kızıma kalkan elleri kırmaya ana!".
Sultan ana dediği için sevinse mi yoksa tek başına onca insanın arasına girip kavga edeceğine şaşırsa mı bilemedi.
"Tek başına gidersen parçalarlar seni".
"Gücü yeten dikilsin karşıma. Parça parça etmezsem bama da Ezo demesinler!".
Sultan kadın gelinin gözündeki nefreti ilk defa hissetti. Ezo kimsede nefret etmezdi. Ona kim kötülük yaparsa yapsın susar her zaman sakinliğini korurdu. Öyle ki Haşmet ağanın kötü sözlerineve muamelelerine bile kaç yıldır tek kelime etmiş değildi. Anladı ki gerçekten Turna bir başkaydı onun için. Kırıldığında ya da kızdığında nasıl ki içine kapanıyorsa Turna ile ilgili ne varsa tam tersi oluyordu. Dişini gösteriyor pencelerini çıkarıyordu.
"Bekle hele kocan gelsin. Duyarsa kızar Mustafa!".
Ezo zaten kırgın olduğu kocasının bahsi geçince duraksadı kapıda. Bu onu asla vazgeçirmeyecekti sadece aklına bir nokta takılmıştı. Mustafa neden kızacaktı ki?.
"Şimdi bana kızına kalkan eli kırma mı dersin sen Sultan ana?".
Hah! Yine geriye dönmüştüler. Sevinci kısa sürmüştü Sultanın. Ezonun hiç bir şeyi affettiği falan yoktu. Anlaşılan sandığında da uzun sürecekti bu küslük.
"Öyle demem de...". Ona yaklaşmaya başlamıştı ki Ezo cümlesini tamamlamasına izim vermeden kapıdan dışarı çıktı.
Rüzgar gibiydi. Öyle hızlı ve hırsla yürüyordu ki yolda ona denk gelenler dönüp bir kere daha bakmak ihtiyacı hissediyordu. Herkes onun bu öfkesinin nefesini derinden merak ediyor ama kimse cesaret edipte nereye gittiğini soramıyordu.
Ezo alev alev yanan yanakları ve hararetle inip kalkan göğsüyle daldı Seyran şeytanının evinin avlusuna. Anası ve iki bacısıyla nakış işliyordu. Onu görünce gerildi. Elindeki nakışı bir kenara bırakıp ayaklandı. Ezonun sinirinden tırsmıştı biraz. Neden burda olduğunu kestiremese de artık hiç bir tehdit unsuru olmadığı bu kadın için nedense hala kin duygusu besliyordu.
"Ezo...?"
Seyranin kendi gibi şeytan anası şaşkınlıkla fisildamisti adını. Kocasına kızını vermeye ramak kala beklemişti bu ev baskınını ama şimdi herşey yerle bir olmuşken onca plan batmışken neden sinirini göstermeye gelmişti ki.
"Fevziye abla. Bak hala sana abla diyorum. Bu benimle senin kızının arasında ki mesele. Sende kızlarında kenara çekilin. Yoksa olacaklardan sorumlu olmam bilesin".
Tek başına bu cesaret nerden geliyordu? Dayak yiyeceği kesinleşmişti. Ama seyranin saçını başını yolacağına and içmişti. Işte bunu yapmadan giderse o zaman üzülürdü.
"Şuna bakın hele! Sen kimi kimin evinde tehdit ediyorsun!".
Fevziyenin ondan aşağı kalır yani olmayan diğer kızı lafa karışmıştı. Anlaşılan çetin bir dövüş olacaktı. Mühim değildi. Ezonun tek rakibi vardı. Onu devirdi miydi tamamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ŞÛRÎDE~
General Fiction"Dokunma bana! Dokunma!". "Dokunacağım! Kocam değil misin!". "Değilim! Hiç bir şeyin değilim senin. Anlamadın mı bunu hala?". Ezo duyduklarına aldırmayıp İbrahim'in dudaklarına açlıkla saldırdı. Isırıyor, yalıyor, çekiştiriyordu. İbrahim'in onu itme...