BÖLÜM 10 (زمان)

31.7K 1.4K 235
                                    


Zaman :زمان

Felaketin iyi bir tarafı yoktur. Ama insan en büyük felaketin ortasında bile kendini iyi hissedebilir. Yeter ki yanında sevdiği insanlar olsun.

هیچ چیز خوب در مورد فاجعه وجود ندارد. اما بدترین فاجعه بد ممکن است احساس خوبی داشته باشد. تا زمانی که مردم را از طرف شما دوست داشته باشید.

Medyada Mustafa var.

*

"Gitme. Gitme bir daha nolur...".

Afalladı İbrahim. Ezo ona kızacak bağıracak sanırken onun kollarını boynuna dolayıp, boynunda ağlamasını beklemiyordu. En nihayetinde üzerinde ki tutukluğu bir kenara bırakıp karısını sardı güçlü kollarıyla. Sırtını sıvazladı. Anladı ki karısı kafasında haberinin olmadığı bir takım kurgular kurmuştu. Onu boşanacağını bile düşünmüştü. Oysa ki bu düşünce de olan kendisiydi. Ona yetemediği için karısının evi terketmesini beklemişti. Hakkı vardı gitmeye. Üzülürdü,kahrolurdu ama gitme de demezdi. Çünkü yeterince bencil davranmıştı onunla evlenirken. Bir daha aynı bencilliği göstermeyecekti. Adı karalansa dahi.

"Ezo...". İbrahim ürkütmekten korkarak en yumuşak ses tonuyla seslendi karısına. Lakin onun ürkütmemek için gösterdiği bu çaba boşunaydı. Zira Ezo kollarından sıyrılmıştı ve inanmayan gözlerle bakıyordu ona.

"Ezo? Hani beni seviyordun? Hani güzeller güzelindim ben?".

İlkin nerde yanlış yaptığını anlayamadı İbrahim ama sonrasına yaptığı hatayı farketti. Ona her zaman ki gibi seslenmemişti. Ezo'm diye severdi onu. Ama bu gece her ne olduysa ağzından Ezo çıkmıştı. Yine darılmakta hakkı vardı.

"Güzel-".

Çırılçıplak bir şekilde dikildi İbrahim'in karşısına Ezo. Utanmadan çekinmeden göğsünü gere gere dikildi. Gözünü karartmıştı. Öğrenmeliydi artık. İbrahim onu istiyor muydu yoksa istemiyor muydu?.

"Başkası mı var? Ondan mı sevmiyon eskisi gibi. Ondan mı bana Ezo'm demiyon?".

Evet kocasının karşısında dimdik dikiliyordu ama her bir zerresi titriyordu. Alacağı cevaptan korkuyordu. Çünkü adı kadar emindi ki eğer İbrahim onu baba evine yollarsa aç kurtlar yine doluşacaktı kapıya. İbrahim onu düşündüğü için baba evine yolluyacaksa şunu da bilmeliydi. Ezo'nun daha iyi bir hayatı olmayacaktı. Daha çok sevilmeyecekti. Ya da daha şefkatle sarılmayacaktı. Kimse onun Ezo'ya davrandığı gibi davranmayacaktı. Kimse ona İbrahimin güldüğü gibi gülmeyecekti ya da incitmekten korkarak dokunmayacaktı. Varsın teni el değmesin. İstemediği eller dokunacağına istedi el değmesin buna da katlanırdı.

"Deli deli konuşma kadın! Na başka karısı? Ne diyon sen?".

"Eğer sebeb dokunamamaksa dokunma. Sarıl bana yeter. Geceleri sana sarılayım üşümeyeyim yeter. Saçlarımı okşa göğsünde uyut bana hikayeler anlat yeter. Ben bunları isterim İbrahim senden. Ötesini beklemem. Varsın konuşsunlar beni kısır bilsinler. Vücuduma senden başkası dokunacaksa el değmeden öleyim daha iyi. Yarım kalayım ana olmayayım daha iyi. Senin bebeni doğuramayacaksam varsın bebem olmasın bir başıma yaşıyayım daha iyi. Yeter ki gece uyurken yüzüme senin nefesin değsin. Yeter ki her baktığımda bakışının gölgesi üzerimde olsun. Yeter ki korktuğumda ağladığımda senin gövdene sığınayım. Bir kadın daha ne ister İbrahim? Daha ne ister bir insan?".

~ŞÛRÎDE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin