BÖLÜM 22 (صادق)

26.9K 1.8K 376
                                    

Dürüst; صادق

Hayattan istediğiniz şey hakkkında dürüst olursanız, onu size verecektir.

اگر در مورد آنچه از زندگی می خواهید صادق باشید ، آن را به شما می دهد.

🎵Gökhan Türkmen: Ben unuturum🎶

Bu bölüm ela gözlü güzelim nuryaae me gelsin.

Ve de can okuyucum @pembetopukk güzelime gelsin

İnstagram hesabı; blu_mona

*

"Nene?".

Son bir kaç gündür sürekli sorduğu, sorduktan sonra da ağlamaya başladığı sorulardan birini sormuştu Turna. Sultan kadın torununun bu hallerine çok üzülüyordu.

Bazen içinden gelen o sese kulak verip kimseyi dinlemeden şehre inmek ve torununu ağlatan oğlunun kulağından tutup köye kendiyle birlikte sürüklemek istiyordu. Böyle bir şeyin mümkün olmaması içindeki ateşi daha da harlarken eğer gelmezse mümkün kılmak için yapacaklarını düşünüyordu.

"Ağlama kuzumm. Ne dedim ben sana?". Onunla küçük bir çocukla konuşur gibi konuşmak zorluyordu Sultan'ı. Turna yaşının çok üstünde bur çocuktu.

"Sen hep gelecek diyorsun ama gelmeyecek! Zaten ben onu istemiyorum ki! Annemi istiyorum".

Derdi apacık belliydi. O sadece annesini özleyen küçük he kız çocuğuydu. Haksız da değildi Turna. Bir kere bile yüzünü görmediği ayda üç defa bile sesini duyamadığı adama baba demek istemiyordu. Onu babası olarak görmediği de aşikardı. Onun gelmesini de Ezo'nun eve dönme şansı olarak görüyordu. Çünkü şimdiye kadar böyle bir arzusu hiç olmamıştı. Babası onun için uzakta olan ve ulaşmak istemediği biriydi. Ne diyebilirdi ki Sultan?. Ezo bunca zaman hem ana hem baba olmuşken onun eksikliğini hissetmemesi olağandı.

"Bak ne diyecem kuzum. Baban gelirse ne yapacağını biliyorsun değil mi?".

"Biliyom nene. Durup durup aynı şeyi soruyon. Anam gelecek mi?".

"Deliye bak hele. Bana diyor da kendi ne halt ediyor. Heh!".

"Hiiiç kızma nene. Anamı özledim ben. Kandırdın beni. Gelecek dedin. Gelmedi. Daha ne kadar bekliycem".

Filim yine başa sardığında Sultan başını tutarak mutfaktan çıktı. Gün içindeki kaçıncı soruydu bu. Ama peşindeki meraklı torunu bu defa cevabını almadan peşini bırakacak gibi değildi.

"Bırak peşimi Turna. Vallaha acımam yersin köteği!".

Görünüşü rahmetli gelini olsa da huyu aynı babasıydı. Arsız ve inatçı. Korkusuz ve de. Taş kafalıydı ayrıca. Yapıştı mı bırakmıyordu. Mustafa da bir şeyi istediğinde aynen böyle yapardı. Alana kadar peşinde dolanır adamın aklıyla oynardı.

"Nene?". Turna üstünde ki çiçekli el dikimi elbise ve kırmızı külotlu çorapla fazla sevimliydi.

Ezo her elbisesini özenle elinde diker kumaşını bizzat kendi seçerdi. O gittikten sonra bir kere daha anlamıştı Sultan. Ezo sadece gelini değil aynı zaman da eli ayağıydı bu evde. Onsuz günlerde torunuyla ilgilendikçe Turna'nın ne kadar zor bir çocuk olduğunu farketmiş bu zamana da ona her anında sabır göstermesine bir defa olsun sesini yükseltmesine şaşırıyordu. Çünkü Sultan bile son iki gündür sabrının demlerindeydi. Haşmet ağa daha ilk günden pes etmişti elinde oyuncak olduğu torununun. Ama Sultan daha da çeksin istiyordu. Sırf bunun için her fırsatta torununu üzerine salıyor adamı evden kaçırıyordu. Ne yapsın? belki böyle böyle gelinine yaptığı haksızlığı anlardı.

~ŞÛRÎDE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin