Mutsuz;ناکامEğer benimle olsaydın burda mutlu olabilirdim.
اگر با من بودی اینجا خوشحال می شوم
Sevgili güzel okurlarıma ithafen;
@Nesner35
@sehrialem
@user501817277363663
@MinaYakut6
@burcum_burcum
@luminaraana
@mirrordex
@gonul79
@zeynepsa63
@Nelliyqueenn
@user47540481
@ahdeevefaa
@Alindjdjdb
@BelisNAZ
@ayşe98dgn
@prhn_90k
@zeynepensar01
@karadenizli08
@Deniz24166137
@GrkemDegirmenciAkit
@nazligul13
@esrammm47
@jacktheripperswife
@aysegul24bkl
@dilansen123
@captiveofyou
@karaesra0 ro1649
@TulinCam
@Aymen30
@kurabiyeedelisi
@YaseminGonca1
@Papatyadenizli
@SiyashhMelek02*
"Nereye deli oğlan?"
"Karıma Sultan hanım".
"Akşama kız isteme var biliyor muydun akılsız oğlum?".
Mustafa sinirle olduğu yere çakıldı. Ezo'nun bunu duymaması lazımdı. Duyarsa kıyamet kopardı.
İnatçı babasına bir türlü anlatamıyordu o kızı istemediğini. Kafasına takmıştı Seyran'la evlenmesini. Onun zaten bir karısı vardı. Ne başka bir kadın ne de başka bir hayat istiyordu. Başlarda asla kabullenmediği bu kadın ve evlilik şimdi onun hayatının en temelindeydi. Kabullenmişti. Gariptir ki sanki hep hayatındaydı. Öyle güzel oturmuştu ki merkeze. Sebeblerinden biri kızının onu çok sevmesi olabilirdi ama asıl sebeb Mustafa'nın her defasında onun güzel kalbiyle yüzleşmesiydi.
Çok ağır ithamlar yapmıştı zamanında ona. Neler neler demiş neler neler yapmıştı ama Ezo asla seviyesini kaybetmemiş ona olması gerektiği gibi cevap vermişti. Haaaa. Onun sert tokatlarını es geçemezdi ama bunlar da işin tadı tuzuydu. Onun bu hallerine de alışmıştı. Bir zamanlar ona denseydi ki karın sana kafanı yerinden oynatacak kadar sert tokat atacak ama sen her şeye rağmen onu arzulayacaksın o anda bile. Gülerdi o zaman buna Mustafa. Belki bir kaç küfür de ederdi. Babasına bile diklenen havaya kaldırdığı elini indirmesine izin vermeyen adam karısından tokat yiyecekti. Hah! Buna gerçekten gülerdi.
Ama gülmüyordu. Belki sonraları düşündükçe. Ama o anlarda kesinlikle gülmüyordu. İlk tokatında yalan yok epey bir sinirlenmişti ama hakettiği için bir şey yapamamıştı. Ama ikinciside gücüne şaşırmış cesaretine ise hayret etmişti. Ya üçüncüsü ve sonrakiler... onlar hep kendini dizginleyemezse içine her an gömüleceği anlar olarak kalacaktı hatırladıkça. Güzel anılardı bunlar şimdi. O zamanlar güzel olmasa da.
Ezo tuhaf bir kadındı. Kızını savunurken adeta bir kaplan ya da tokadı basınca korkusuz bir hatunken anlaşılmadığı zamanlar da veya sinirlendiği zamanlar da küçük bir çocuğa dönüşüyordu. Küsüyordu misal. Yüzünü dönüyordu. Kırmızı gözlerle aktı akacak yaşlarla onu izliyordu. Mustafa sırnaşınca da yırtıcı kadın hop ortaya çıkıyordu. Onu çözemeyecekti. Ama çözmekte istemiyordu galiba. Çünkü her hali hoşuna gidiyordu. Acaba bu defa ne yapacak demek keyif veriyordu içten içe.
Lakin bu defa ne yapacağını kestirmek zor değildi. Eğer Mustafa o eve ayak basarsa Ezo da bir daha bu eve ayak basmazdı. Ne yapmalıydı? Gitmezse babası gıyabında ona kız isteyecek giderse de eve döndüğüne bir karısı kalmayacaktı.
"Duymuyon mu akılsız oğlan? Ne edecen. Gidecen mi baban olacak o herifle?".
Mustafa uzaklara daldığı düşüncelerden kopup anasına baktı. Onun da o kızdan hoşlanmadığını babasının neden bu inadı sürdürdüğünü anlamadığını biliyordu. Annesine kalsa herkesi kovar Ezo'yla yaşardı bu evde. Fakat babası bir erkek torun sevdasına kapılmış her şeyi mahvediyordu. Oysaki bilmiyordu ki Ezo'nun hiç bir suçu yoktu. Olsa bile Mustafa onunla yaşardı bir ömür. Allah bir imtihan verdi der mutlu olmaya bakardı. Evet zor olurdu. Ondan gerçekten bir evlat güzel bir hayaldi. Ama hiç bir şey Ezo'dan ve ikisinin huzurundan daha önemli değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ŞÛRÎDE~
Narrativa generale"Dokunma bana! Dokunma!". "Dokunacağım! Kocam değil misin!". "Değilim! Hiç bir şeyin değilim senin. Anlamadın mı bunu hala?". Ezo duyduklarına aldırmayıp İbrahim'in dudaklarına açlıkla saldırdı. Isırıyor, yalıyor, çekiştiriyordu. İbrahim'in onu itme...