Bundan haftalar önce hatta aylar önce aynı sinemada aynı koltuk da film izlemiştik. O zaman ki duygularım ile şu anki duygularım arasında uçurum vardı. Bazen diyorum ki anlat ona kendini. Aşığım sana diye bağır. Sonra korkuyorum. Ya onu kaybedersem diye. Susturuyorum hislerimi. Filmi izlerken sonuna doğru uyumuştum. Ayberkin güzel kokusu, sıcaklığı ben uymayayım da kim uyusun?
-Güzelim uyan bitti film.
-Çok güzel filmdi.
-Filmin yarısında uyudun güzelim.
-Ben gözlerim kapalı izledim.
-Öyle olsun kartanem. Hadi kalkalım.
-Alışveriş!
-Tamam yapıcaz hadi.
Birlikte mağazalara girdik. Nerede kötü kıyafet var ben ona bakıyordum. Ayberk de beni kıramıyor giyiyordu. Apaçilere dönmüştü. Kahkaha atmadan duramadım. Bana sinirle bakıyordu. Onu giydiren bendim. Bir de kahkaha atıyordum. Yanıma geldi. Gözlerine kısarak beni izledi. Bende onun gözünün içine baktım.
-Ne oluyor güzelim?
-Anlamadım?
-Diyorum ki ne oluyor. Neden böyle saçma davranıyorsun? Neden beğenmediğin kıyafetleri giymem için ısrar ediyorsun. Bazen yanıma geliyorsun. Sonra da kendin kaçıyorsun. Bana sanki bir şey söyleyecekmiş gibi bakıyorsun ama söylemiyorsun. Bebeğim ne oluyor?
-Korkuyorum. Beni bırakmandan. Başka biriyle beraber olmandan korkuyorum.
-Benim hayatımda senden başka kimse olamaz güzelim.
-Ya birine aşık olursan ve beni bırakırsan?
-Sana yemin ediyorum ki seni benden ayıracak hiçbir canlı yok. Ne buna izin veririm ne de seni bırakırım. Sen benim... Her şeyimsin.
-Sen de benim her şeyimsin.
Acaba o bana karşı ne hissediyordu?Bana değer verdiğini biliyordum. Beni sevdiğini de biliyordum ama bu sevginin nasıl olduğunu bilmiyordum. Beni boğan düşüncelerden uzaklaştım. Şuanın tadını çıkarmak daha mantıklıydı. Gerçekten beğendiğim tşörtleri seçtim. Tamam ittiraf ediyorum. Bir beden büyük seçmiş olabilirim ama bu kıskançlıktan değil sevdiğim rahat etsin diye. Ayberk de bana elbise seçmişti. Serenin bebeğine yani yeğenimize de bir şeyler seçtik. Cinsiyeti belli olmuştu. Kız olacaktı. Tüllü elbiseler çok hoşuma gittiği için fazla fazla almıştım. Kardeşimi de unutmadım. Ona da bir şeyler aldım.
Evin önü ayakkabı doluydu. Eren evden hiç çıkmıyordu zaten. Üst katı açmıştık. Katın çok bir işi yoktu. Sadece boyası ve kaloriferler yoktu. Daha havalar soğmadığı için pek sorun olmamıştı ama kış gelmeden klima taktıracaktık. Halam, papatyanın burada kalmasını istemediği için yan evi tutmuştu. Gökhan abim ile altlı üstlü evlerde kalıyorlardı. İki katlı evin üst katında papatya, alt katında gökhan abi oturuyordu. Gökhan abi, halama kendini sevdirdiği için papatyayı ona emanet etmişti. Genelde papatya yatmaya o eve gidiyordu. 7\24 bizim evdeydi. En üst katta, yani çatı katında iki tane oda vardı. O odaları nero ve papatyanın odası yapmıştım. Çok güzel olmuştu ama kalorifer sorunu orada da vardı. Babam en kısa zamanda klima taktıracaktı.
Ayberkin arkadaşlarının geldiğini görünce mutfağa geçtim. Nero ve papatya mutfak masasında oturuyordu. Nero, beren ile pek anlaşamıyordu. Sürekli o dallamanın gelmesine sinir oluyordu. Çoğu eşyasını ona yaptığım odaya getirmişti. Masaya oturunca neronun üzgün olduğunu fark ettim. Kesin baran yaman yüzünden berenle kavga etti. Beren lisede de salaktı ama psikopat baran ile sevgili olup arkadaşlarını karşısına alacak kadar değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardelen
ChickLitBir kazayla her şeyini kaybeden kardelenin yeni hayat hikayesi. Kardelen tüm zorluklara rağmen hayatta kalan bir çiçek. Bizim Kardelenimizde öyle hem zarif hem güçlü. Tüm zorluklara rağmen hayatta. Entirakası, kini , hırsı bol sularda dahi kendisini...