46. Bölüm

451 26 1
                                    

Okul gerçekten çok büyüktü. İlk adımı atarken içten içe ayberke teşekkür ettim. O olmasa asla yürüyemezdim. Öz güvenim yerine gelemezdi. Belki tamamen eskiye dönemezdim. İki yıl bana çok şey katmıştı. Annem, babam yoktu. Daha doğrusu yeni bir babam vardı. Bir manyak ikimizin de hayatını mahfetmişti. Bazen içimde bir suçluluk duygusu oluşmuyor değil. Babam istemeyerek de olsa anneme zarar verdi. Sonra diyorum ki kendi kendime. Boş ver. Yıllarca kendinden başka her şeyi düşündün. Etik mi bu yaptığım diye kendi kendini yırttın. Ne oldu? Teyzemin beni gelini için satmasını afetmiştim. Çünkü kalbim böyle istiyordu. Beynimi dinlemeyi bırakmıştım. Zaten yıllarca onu dinlemiştim. Pek de bir halt olduğu yoktu. Geçmişe baktıkça yoluma devam edemiyordum. 2 yıl boyunca yatağa bağlı kalmam da bu yüzdendi. Annemi, babamı asla unutamazdım. Biyolojik babam kim olursa olsun benim gerçek babamı değiştiremezdi. Beni büyüten, her zaman seven, düşünce kaldıran mithat babamdı. Bu yüzden hanedan soyadını almayı reddetmiştim. Savaş hanedanın kimlikde babam olmasını reddetmiştim. Birinin kolunu omzuma atmasıyla irkildim. Ayberk olduğunu görünce rahatladım.

-Dersin yok mu?

-Var?

-Niye geldin bizim bölüme?

-Çünkü geçiş yaptım. Artık aynı bölümde okuyoruz.

-Şaka?

-Gerçek.

Çığlık atarak boynuna sarıldım. İnanamıyordum. Ayberk ile aynı bölüm de okumak. Aynı işi yapacak olmak çok güzeldi. Ayberk gülerek belimden sarıldı. 3 ay. Bir insan 3 ayda her şeyim olabilir miydi? Arkadaştan öteydi Ayberk. Hoşlanmaktan öteydi. Sevgiden öteydi. Aşk çoğu zaman acıtırdı ama bizim aşkımız beni iyileştirmişti. Başta hayranlık dedim ama tuana sağolsun hayranlıktan fazlası olduğunu bana gösterdi. Ben ayberki kıskanıyordum. Sanki ayberk olmasa bu hayat olmayacak gibiydi. O sevinince seviniyor. O üzülünce üzülüyordum. Ona en ufak bir şey olsa gözlerim doluyordu. En sevdiğim an göğsümde uyurken saçlarını karıştırmaktı. Bazen kalp atışıyla uyumaktı. Aşkım günden güne büyürken ben kendimi tutamıyordum. Bir yandan da ayberki kaybetmekten deli gibi korkuyordum. Seren bizde olduğu için biz de kalıyordu. Bu aralar onsuz uyuyamıyordum. Babam benim ayberke aşık olduğumu bildiği için gözü hep ayberkdeydi. Tuna ise enişte, enişte diye ortalıkta geziniyordu. Ayberk de benim gibi çocukları sevdiği için tuna ile çok iyi anlaşıyordu. Eğer hayalim gerçek olur da ayberk ile evlenirsek çok çocuk yapardık kesin. Belki 4 tane. Hatta beş tane yada 6 yedi tane. 6 mı olsun 7 mi?

-6 daha iyi gibi.

-Ne?

-Ne?

-6 daha iyi dedin ya?

-Şey ben onu sesli mi düşündüm ya?

-Evet. Ne düşünüyordun?

-Ş- şey okul diyorum. Okulu bir sene uzatıyorlarmış ben diyorum ki 6 senede bitirip hastane olmak en iyisi.

-Bide onun sınavı var güzelim. 7 de olabilir yani.

:Hastane olmak mı? Ciddi misin kardelen? Yok canım sen 3 sene oku ameliyathane ol.:

:Sus be! Aşkımdan ne dediğimi mi biliyorum ben? 'Senden 6 çocuğum olsun' demediğime dua et.:

:Yok canım sen direk çocuğu yatağa at. Bak bak şu kız nasıl bakıyor ayberke. Yedi bitirdi gözleriyle yemin ediyorum. Sen hâla benimle kavga et. Ayberk elden gidiyeah'

-Ayberk bu gömlek sana dar mı gelmiş? Kilo mu aldın sen?

-Ne? Aynı kilodayım. Bunun modeli böyle.

Kardelen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin