34. bölüm

593 32 6
                                    

-Kardelen iyi misin?

-Kardelen.

Ne oluyor ya ne bu kargaşa. Gözlerimi yavaşça açtım. Savaş abi ilk olarak gözümün önüne geldi. Sonra doktor ve hemşireler.

-Uyandı.

-Güzelim nasıl hissediyorsun kendini.

-iyiyim.

-Kan alalım hemen. Kontrol de bulunalım.

-Hastanede adamları olabilir. Kontrollü davranmak lazım.

-Doğru da sen nereden biliyorsun?

-Kaderin görüştüğü biri olursa bana haber verin demiştim. Bununla telefonda konuşmuş. Hızla durdurdum.

Kendi aralarında konuşulandan hiçbir şey anlayamıyordum. Bana sorulan soru ile etrafa baktım. Ayberk hala gelmemişmiydi?

-Ayberk nerede? Niye odada yok kardelen?

-Arkadaşına gitti gelecekti.

-Ne arkadaşmış be! 10 saattir gelemedi.

Kan alındı. Doktor sinirle odadan çıktı. Hemşireler de çıkınca savaş abi ile kaldık. Ona ne oldu anlat der gibi baktım.

-Kader seni zehirlemek için adam tutmuş. Ben seni kontrol için geldiğimde benden korkup kaçmaya çalıştı. Sana bir şey yaptı mı bilmiyorum. Hemen serumu kolundan çıkardım ama kanına karışmış mı diye test yapılacak. Sen iyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun? Miden bulanıyor, başın dönüyor mu?

-Bu insanlardan kurtulmak istiyorum. Onlardan midem bulanıyor.

-Galiba Eray kaderi terketmiş o da bebeği de kendini de zehirlemiş. Hastaneye kaldırmışlar ama kurtaramamışlar.

-Giderken bile bana zarar vermeden gitmiyor.

-Merak etme kardelen ben sana zarar gelmesine asla izin vermem.

-Neden?

-Ne neden?

-Neden bana yardım ediyorsunuz?

-Bunun çok uzun bir hikayesi var ama şöyle söyleyeyim sana yapılanlar zamanında bana yapıldı. Benim gençliğimi benden aldılar. Yıllarımı hiç ettiler. Sana bunun yapılmasına asla izin vermem. Sen benim gibi olmayacaksın.

Ayberkin odaya girmesi ile daha doğrusu herkesin odaya girmesiyle savaş abi alnımdan öptü. Kulağıma doğru fısıldadı.

-Bir telefonda yanındayım. Bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden ara lütfen. Haftaya görüşürüz.

-Görüşürüz.

Ayberk savaş abiye tip tip baktı. Eren ve seren sağ tarafımdaki koltuklara oturdu. Demir ,Serkan ve Furkan kapının önünde bekliyorlardı. Çiçek ve banu tam karşımda dururken ayberk solumdaki koltuğa oturdu.

-Ayberk nerede kaldın?

-Tuananın annesi babası kardeşi derken çıkamadım evden.

-Mesaj atsaydın?

-Ay karışmıyayım dedim karışmayayım dedim de karışmadan duramayacağım karçiçeği.

-Çiçek karışma.

-Ayberk her zaman senin yanında olmak zorunda değil. Zaten seninle tanışalı beri her zaman senin yanında.

-Çiçek

-Tamam hastasın ihtiyacın var ayberke anladık da başkaları da yardımcı olabilir. Çocuk bir yere gitti diye trip atıyorsun.

-Çiçek sen karışma.

Kardelen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin