-Yapma
-Git başımdan seren. Bir yerine vurucam bebeğe bir şey olacak.
-Seren dedim!
Ayberk sinirle kalktı. Beklemediğim için yataktan düştüm. Ah bu acıttı. Ayberk bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Gülerek yerden kalktım.
-Ben o kadar geliyim. Seni öperek uyandırayım. Sen beni yerlere at. Oldu mu şimdi ayberk bey?
-Ben ne biliyim sen olduğunu? Hem sen düştün ben bir şey yapmadım.
-Öyle olsun. Sen niye akşam akşam uyuyorsun?
-Uykum geldi uyudum. Sen döndün? Gitmeyeceksin?
-Gidicem.
-Anladım.
-Ayberk benim sana anlatmam gereken o kadar çok şey var ki nasıl anlatıcam bilmiyorum.
-Ben bir elimi yüzümü yıkayıp geliyorum. Hatta ben duş alayım.
-Tamam ben hemen senin yanına geldim. Eşyalarımı alacağım. Sen toparlanıp yanıma gelirsin. Saçın sakalın birbirine girmiş iki haftada.
Ayberkin göz çevresi morarmıştı. Saçı başı ise dağınıktı. O banyoya giderken ben eşyalarımı toparlamaya gittim. Zaten hepsini alacağım için bir seçim yapmama gerek yoktu. Hepsi de düzenliydi. Eskiden olsa tek başıma toparlanmak bir günümü alırdı. Şimdi daha hızlı ve hareketliydim.
Eşyalarımı topladım. Zaten ben alt kattaydım. Merdiven yoktu. Odanın önüne bıraktım bavulları. Serenin odasına girdim.
-Kardelen!
-Evet benim.
-Hoşgeldin. Bir gittin ne telefonuna ulaşabildim. Ne sana ulaşabildim.
-O kadar olaydan sonra biraz kafa dinlemeye ihtiyacım vardı.
-Kardelen ben özür dilerim. Benim yüzümden başına gelmeyen kalmadı.
-Önemli değil canım. Bebek nasıl?
-Hareket etmeye başladı. Çok tuhaf bir his.
-İnşallah sağlıklı bir şekilde kucağımıza alırız.
-Amin. Tek temennim. Ben iki güne almanya'ya gidiyorum.
-Olsun görüntülü konuşuruz.
-Hiç gitmek istemiyorum biliyor musun? Keşke burada doğsa bebeğim. Benim doğduğum şehirde.
-Belki Kaan bey insafa gelir.
-Siz de kavga etmişsiniz.
-Öyle oldu biraz. Neyse seren ben sana veda etmeye geldim. Gidiyorum. Yani İstanbul'dayım ama başka yerde kalıcam.
-Kimde kalacaksın.
-kimde kalacağımı söylersem kim olduğunu da anlatmam gerekli. Bu da çok uzun bir hikaye. Sonra anlatırım.
-Kendine dikkat et.
-sende
Ayberkle eşyalarımı arabaya taşıdık. O araba sürerken ben öylece duruyordum. Ayberkin telefonuna uzandım. Bana bakış attı ama bir şey demedi. Aramalara girdim. Tuana gereksizi habire aramış ama ayberk açmamış. Telefon çalmaya başladı. Hiç tereddüt etmeden açtım.
-Alo ayberk neredesin ya. Kaç gündür arıyorum seni açmıyorsun. Kardelenden ayrıldın diye hayatın sonu gelmiş gibi davranma bir kaç ay önce bu kız mı vardı? Ya cevap versene.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardelen
ChickLitBir kazayla her şeyini kaybeden kardelenin yeni hayat hikayesi. Kardelen tüm zorluklara rağmen hayatta kalan bir çiçek. Bizim Kardelenimizde öyle hem zarif hem güçlü. Tüm zorluklara rağmen hayatta. Entirakası, kini , hırsı bol sularda dahi kendisini...