17. BÖLÜM

890 33 8
                                    

Herkes bizi tebrik ederken ailelerimiz sert sert bize bakıyordu. Seren ve eren hiç içeri gelmemişlerdi. Yani papatya öyle söyledi. Hala da ortalık da yoktular. Eray abi ılımlı bir insandı. Sadece niye bana söylemedin diye kızacaktı. Teyzem ve eniştemi kestiremiyorum. Ayberkin ailesi de şuan bir şey diyemiyirdu.

Kaan bey gece biterken herkesi evine  davet etmişti. Araba da tek kelime edilmedi. Seren burcu'ya mesaj atmış bir arkadaşında kalacakmış. Eren de erkenden eve gitmiş.

2 saat yolculukta sürekli parmağıma bakıyordum yüzüğüm kar tanesi şeklindeydi.

2 saat yolculukta sürekli parmağıma bakıyordum yüzüğüm kar tanesi şeklindeydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzüğe aşık olmuştum resmen çok güzeldi. Yüzümde şapşal bir gülümseme vardı. Ayberk beni öpmese de olurdu. Neden böyle bir şey yaptı? Acaba beni öpmek mi istemişti? Neyse ben bunun hesabını daha sonra sormak zorundayım. Şimdi evdeki sorguya odaklanmalıyım. Eray abim ve kader de arabalarıyla bizi takip ediyorlardı. Onun yüzünde mağlup ifade daha çok
gülmeme neden oldu. Teyzem bana bir değişik baktı.

-Güzelim sizin için daha erken değil mi? Daha önünüzde uzun yıllar var.

-Teyze şuan yüzük taktık diye yarın nikah kıymıyoruz. Bizim aramızdaki ilişki ciddi bir ilişki ve bunun adını koymak istedik. Bu gayet normal değil mi? Sen 16 yaşında aşık olmadın mı enişteme 2 yıl sonra da evlenmediniz mi? Ben 19 yaşındayım yüzük takıp niyetimizi belli etmek bizim hakkımız değil mi?

-Öyle, öyle de erken gibi sonra pişman olursunuz diye-

-Teyze sen eniştemle evlendiğine pişman mısın? Veya erken evlendiğinde hiç pişman oldun mu? Hadi oldu ben pişman oldum ki niye olayım beni ben yapan hatalarım ve pişmanlıklarım olur. Düşe kalka büyür insan. Hata yapa yapa öğrenir. Ben ise ayberki seviyorum ve evlenmek istiyorum. Bu çok mu kötü bir şey?

Ben konuşurken eve gelmiştik bir şey demeden indik eve girdik ikimizi bir kişi aramızda kalacak şekilde oturttular. Kaan beyin tepkisini bilemiyorum ama burcu kesinlikle sinirliydi.

-Gençler siz odalarınıza çıkın. Ayberk hariç.

Nurhan bey, fadime hanım, kaan bey, burcu, biricik abla , doktor, halalar, teyzemler, aslı abla ve eşi kalmıştı salonda. Kaan bey söze başladı.

-Oğlum siz kafayı peynir ekmek ile mi yediniz? Bu yaşta ne evliliği? Evlilik teklifi? İlk olarak okulunuzu bitirin. Daha bu kız üniversite bile seçmedi sen evlenmekten bahsediyorsun. Okul bitsin sonra hala istiyorsanız takarsınız yüzüğü. Çıkar kızım parma-

-Baba ben kartanemi seviyorum. Aşığım ve evlenmek istiyorum. Sen annemle ne zaman evlendin? Annem daha liseyi bitirmemişti. Ben de senin oğlunum. Ben 21 yaşındayım ve kendi kararlarımı kendim verebilirim. Hem şimdi yüzük taktık diye birazdan nikah kıymayacağız ama biz ciddiyiz ve evlenmek istiyoruz. Bizi kızdırırsanız bizi istemediğimiz şeyler yapmaya mecbur edersiniz.

-Bak bir de tehdit ediyor! Seni var ya!

Kaan bey sinirle ayağa kalkarken doktor durdurdu. Gökhan abi salona geldi. Bizimle eve girmemişti telefonla konuşuyordu. Salona bir göz attı. Tekli koltuğa ses etmeden oturdu.

-Abi bir sakin ol çocuklar bir karar almış. Bize de bunun arkasında durmak düşer. Sen şimdiye kadar ayberkin hangi kızı bize getirdiğini gördün. Ben şahidim ayberkin aşkına. Sevdiği için yaptıklarına ben şahidim. Onun için ağladığına ben şahidim. Sen ayla yengemi nasıl seviyorsan bu çocukta öyle seviyor kardeleni.

O değilde biz bu konuşmalardan sonra nasıl ayrılacağız.

:Gerizekalı adam diyor ki bu kız için ağladı! Bu çocuk senin için mi ağladı:

Doğru, ben anında ayberke baktım. Benim için mi ağlamıştı. Hastane geldi aklıma. Kırmızı gözleri, ayberk uykusuz olduğunda gözleri kızarsaydı dizi izlerken de uykusuz kalmıştık hiçbir şey olmamıştı. Ayberk benim için ağlamıştı.

:Belki de sana acımıştır:

Lan iç ses senin de ne dediğini belli değil! Burcunun biricik ablanın saçına dalmasıyla ne olduğumu şaşırdım. Herkes ayağa kalkmıştı. Ben onlara oturduğum yerden bakıyordum. Burcuyu dışarı çıkarmaları ile kavga durdu.

Bak senin yüzünden ne olduğunu kaçırdık. Bir susmuyorsun ki!

-Biricik abla iyi misin?

-İyiyim canım iyiyim. Valla yetmişti artık bir de sana hakaret edince dayanamadım. Gerizekalı!

Fadime hanım sert sert biricik ablaya baktı yavaşça kalktı ve diğer gelinin yanına gitti. Biricik abla ona göz devirdi. Kulağıma yaklaşarak sesiz bir şekilde.

-Kaynanaların ikisi de cadı boşuna demiyorlar kaynanayı kaynar kazana atmalı yandım gelin dedikçe ateşe odun atmalı. Ben yıllarca çektim seni çektirmem! Güzelliğim benim.

Ortam gerginken bu sefer eniştem konuştu. Hakikatten biz nasıl ayrılacağız. Neyse ben ayrılmadan şu burcu karısını döveyim.

-Kardelen benim yeğenim değil kızım. Ben kızıma gözüm kapalı güvenirim. O birini seçtiyse onun yanında olurum. Bir karar verip ayberke evet dediyse bir bildiği vardır da demiştir. Kardelen her zaman aklı başında bir kız olmuştur. Yani uzun lafın kısası ben gençlerin yanındayım. Lakin bir şartım var...
Okul bitmeden evlenmek yok. Okul bitecek mezuniyetiniz ile birlikte düğününüzü yaparız. Çocuk oyuncağı da değil bu eğer yok ben yüzüğü attım. Yok ben ayrılıyorum diyecekseniz şimdi çıkar o yüzüğü kızım. Kafanıza göre ayrılamazsınız bize gerekli gerekçe göstermek zorundasınız. İki aileye de ters böyle şeyler. O yüzden şimdi kararınızı verin. He bu arada ayberk, kızımı üzecek en ufak, bak zerre dercede ufak bir yanlış yaparsan doktor akrabalarına çok işin düşer haberin olsun.

Yüzüğüme baktım. Herkese bir göz attım. Eray abi dikkatle bana bakıyordu. Yanında ki kadere baktım. Elime ters ters bakıyordu. Ayberke döndüm ve tebessüm ettim. O da bana tebessüm etti. O kadını çıldırtmak için elimden ne geliyorsa yapacaktım. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. Hareketlerime mimiklerime dikkat etmeliydim. Karşımda bir psikolog daha doğrusu beni çok iyi tanıyan bir psikolog vardı.

-Ben Ayberki, annemin babamı sevdiği gibi seviyorum. Bana bakışında ki şevkati seviyorum. Elimi tutunca hızlanan kalbim bana diyor ki sakın bırakma o eli. Ben ayberkle tekrar güldüm. Yaşamayı onda buldum. Tamam her fırsatta yanımda olanlar vardı ama onlar hep vardı. Ben bilmiyorum işte aşık oldum ve evlenmek istiyoruz. Siz aynı şeyleri yapmadınız mı? Siz sevmediniz mi?
Biz de seviyoruz ve resmiyete dökmek istiyoruz bunda yanlış olan ne? Ben göremiyorum. Biz okullarımız bitince kıyacağız o nikahı ama aramızda bir isim olsun istiyoruz. Bizim kalplerimiz birbirine mühürlenmiş bir kere ha şimdi evleniriz ha yıllar sonra bizim için çok değil ama bizi anlayın biz aramızda bir şeylerin olmasını istiyoruz. Siz istediğinizi diyin biz sizi dinlemeyeceğiz yine evleneceğiz ama ben isterim ki sizin de gönlünüz olsun. Her şey usulünce olsun bu yaz söz olsun. Mezun olunca düğün olsun. Biz zaten siz isteseniz de çıkarmayız o yüzükleri. Ne yaparsanız yapın ayrılamaz birbirine kenetli kalpler. Sevenleri kimsenin ayırmaya gücü yetmez.

Bu kadar kesin konuşmamın sebebi yengemdi inanması gerekirdi. Zaten tek planımız bu değildi ayberk ile birbirimize baktık.

-Ben Kardelene aşığım ve herşeyin usulünce olsun istiyoruz. Sizin istediğiniz gibi nikah mezun olunca olsun.

Kaan bey kabullenerek konuştu yengem sinirle bakıyordu ayberke.

-Kerem ne zaman istemeye gelelim?

İşte her şey bu kadardı. Kader daha fazla dayanamamış olacak ki sinirle kalktı ve dışarı çıktı. Doktor bize bakıp gülümsedi.

Kardelen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin