-Yo benim kalbim hızlı atmıyor.
-Şaka yaptım zaten. Filme devam edelim mi?
Şakaya vuruyor bak işi. Konuyu kapatmasına izin vermedim çünkü ben hissediyorum benden bir şeyler saklıyor. Yada ben paranoyak oldum.
-Ya ben ciddiyim. Hislerim bana bir şeyler sakladığını söylüyor.
-Senin hislerin konuşuyor mu(!)
-Dalga geçme!
-Tamam tamam. Benim bir kalp sorunum yok.Sadece Taşikardi. Yoksa senden bir şey sakladığım yok.
Taşikardi ne demekti. Biliyorum ben bunu da aklıma gelmiyor. Evet hatırladım.
-Sende taşikardi var ama sen sigara içiyorsun öyle mi?
Bir anda morardı. Taşikardi kalp çarpıntısı demekti. Aşırı sigara tüketimi, aşırı alkol tüketiminden olurdu. Kafein tüketimi de etkilerdi.
-Sigara bir şey yapmaz.
-Bok yapmaz. Kimi kandırıyorsun acaba. Yasak sana sigara. Kahveyi de az içeceksin.
-Kartanesi abartılacak bir durum değil. Sadece biraz stres yaptım.
Hiç sevmiyorum şu sigarayı. Ayberk de bildiğin bağımlısı iki günde bir paket bitirmek ne demek. O da ben içirmiyorum diye. Eskiden günde iki paket bitirirmiş.
Kalp çarpıntısının diğer nedeni. Stres, heyecan. Yani benim yüzümden.
2 yıldır onlar yüzünden bacaklarımı kullanamıyorum. Psikolojik şiddet gördüm aylarca. Ailemi kaybettim. Abimin karısı dün üzerime saldırdı.
Doktorumun zekası olmasa asla da anlayamazdım.Ben bunların çoğuna ayberki de alet ediyordum. Ona sormadan hareket etmiyordum. Galiba hata yapıyordum.
-Özür dilerim benim yüzümden stres yapıyorsun. Ben sana yansıtmamaya dikkat-
-Hop hop beni yanlış anladın. Astu hemen muncurlarını.
En son dediğini şive ile söylemişti. Eli belimde sıkılaşmışdı. Ben ayberkden başka erkeğe bu kadar yakınlaşmamıştım. Eray abiyle bile bu kadar samimi değiliz. Biz niye bu kadar samimiyiz ki? Sanki tanışalı uzun zaman olmuş gibi. Gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etti.
-Ailevi sıkıntılardan bahsettim ben.
Konuşmasını bekledim ama anlatmadı. Demek ki bana güvenmiyor. Ellerim ile göğsünden ittim. Üzerinden kalkamazdım.
Tamam sandalyeden kalkıp işlerimi hallediyordum ama kolluk sayesinde yapabiliyordum.
Buradan güç alıp kalkacağım bir şey yok. Bırakması için bir daha vurdum. Ama bırakmadı.
-Bana güvenmiyorsun! Ben sana her şeyimi anlatmıyor muyum? Sen bana niye anlatmıyorsun ?
-Güzelim senin yeterince derdin var. Ben seni niye üzeyim ki? Ama bilmek istedin anlatayım o zaman.
-Yok canım ben bencilin tekiyim. Bir tek kendi derdimi düşünürüm. Ne yapayım senin sıkıntını(!)
Bir daha vurdum göğsüne bıraksın diye kendine daha fazla çekti. Şuan birbirimize yapışmıştık. Şey bu fazla yakın değil mi?
-Önceki sevgilimi sana anlatmıştım. Babamın eşi yüzünden sevgili olmuştuk. Kaç aydır yok şunla görüş yok bunla buluş. Ben de yalan söyledim. Sevgilim var dedim. Babama yetiştirdi. Babam da sıkıştırıp duruyor. Bizimle tanışdır diye. Ailem ile aram zaten bozuk. İyice bozuldu. Geçen gün tatil mevzusu açıldı sevgilini bizle tanıştırmadan bir yere gitmiyorsun dedi. Yalan söylediğimi düşünüyorlar. Haklılar da biri yok olsun istemiyorum. Aşkıma bile karışmaları beni deli ediyor. Abimin üstüne düştükleri için beni unutsalar da fazla uzun sürmüyor. Doktorluk mevzusunu biliyorsun zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardelen
ChickLitBir kazayla her şeyini kaybeden kardelenin yeni hayat hikayesi. Kardelen tüm zorluklara rağmen hayatta kalan bir çiçek. Bizim Kardelenimizde öyle hem zarif hem güçlü. Tüm zorluklara rağmen hayatta. Entirakası, kini , hırsı bol sularda dahi kendisini...