31. Bölüm

542 37 10
                                    

Multi : Berktuğ.

Berktuğ kendini çabucak toparlarken gözlerimi kırpıştırdım. Şaşkınlıkla hareketlerini iziliyordum. Önce bacak bacak üstüne atmış olduğu bacağını indirerek, bacaklarını birbirine yapıştırdı. Ardındanda ellerini dizlerinin üstüne koyarak beklemeye başladı. 

" Yuh, " dedim şaşkınlıkla. Hem gülmemek için kendimi zor tutuyordum - Çünkü komik bir pozisyonda oturuyordu- hemde şaşkınlıktan ağzımı bile açamıyordum. 

" Dayına karşı geldim olmadı, birde bu yolu deneyeyim dedim. " 

" Bu yol ? " 

" İşte bu yol, " derken kendisini gösteriyordu. Anlamadığımı belirtircesine kaşlarımı kaldırınca oflayarak cümlesine devam etti. " Bundan sonra dayına karşı daha saygılı olacağım. Belki daha iyi davranır. " 

" Ah," dedim. Bunun olacağına ihtimal bile vermiyordum. " Hiç sanmıyorum. " 

Dayım kafeden içeri girip bizim olduğumuz masaya geldi. Beni masadan kaldırırken Berktuğ eli ile oturduğu sandalyenin kenarına yapışmıştı. 

" Tek kelime etme. Elimden bir kaza çıkmasın. " 

Berktuğ sessiz kalmaya devam edince memnun bir ifade ile kafeden çıktı dayım. Tabi kolumdaki eli yüzünden bende peşinden. 

" Dilan- " 

" Dayı bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. " 

" Zaten o konu hakkında konuşmayacaktım ki. Eve giderken tatlı alalım mı diyecektim. " 

Başımla onaylayınca gülümsedi. Tatlıya olan düşkünlüğünü biliyordum. Ama burada aniden hiçbir şey söylemeden tatlı istemesini garipsemiştim. En azından beni azarlamasını ya da benimle Berktuğ hakkında konuşmasını beklemiştim. Çünkü yaptığı hareketler, takındığı tavırlar bu yöndeydi. 

" Aslında seninle birşey konuşmak istiyordum. " 

Kaşlarımı merakla kaldırarak " Ne ? " diye mırıldandım. Gözlerini benden kaçırınca merak seviyem level atladı. 

" Baban-" 

" Dayı Berktuğ hakkında konuşmanı bu konuya tercih ederim. " dedim. Sesim buz gibi olmuştu belki. Ama bu konuyu konuşmayı gerçekten istemiyordum. Yıllardır annemin arkadaşı olan ve aynı zamanda annemin başkasıyla evlenmesine neden olarak dolaylı yoldan ölmesini sağlayan adama baba demek iğrenç bir duyguydu. 

" Eninde sonunda onunla konuşman gerekecek. Bundan hoşlanmadığımı sende biliyorsun ama buna ne kadar engel olabilirim bilmiyorum. " 

" Senin birşeye engel olmana ihtiyacım yok ki dayı. Onu yanıma bile yaklaştırmayacağıma emin olabilirsin. " 

Sıkıntıyla derin bir nefes alınca gözlerimi ona çevirdim. Belki de artık onunla kalmamı istemiyordu. Ama zaten beni evden alıp kendi evine getirenin o olduğu düşünülürse bu mantıksızdı. 

" Belki de onu bir kere dinlemelisin. "

 " Neden ? Bana duymak istediğim ne söyleyebilir ? " 

" Bunu sana ben söyleyemem canım. Kendini hazır hissedince onunla konuşman senin açından daha iyi olabilir. " 

Cevap vermedim. Dayımda en az benim kadar inatçıydı çünkü. Ne söylersem söyleyeyim beni alt etmeyi başaracaktı. 

" Bak şuradaki tatlıcı çok iyi tatlı yapıyor. Oraya gidelim. " 

Gülümsemeye çalıştım ve peşinden ilerledim. 

(...)

Odadan dışarı çıktığımda hala kendime kızıyordum. Babamın başkası olduğunu öğrenince o kadar kendi derdime düşmüştüm ki Buğlem tamamen aklımdan çıkmıştı. Cansu aramızın nasıl olduğunu sormasa aklıma da uzun süre gelmezdi muhtemelen. Odasına girdiğim anda yastığın altına sakladığı cep telefonunu görmezden gelmeyş tercih ettim. Ama bu dayıma bunun için kızmayacağım anlamına gelmiyordu. 

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin