25. Bölüm

678 47 23
                                    

Saçlarımın ıslaklığını bir havlu yardımıyla aldırdım. Kaç gündür duşa girmediğimden olsa gerek duş almak iyi gelmişti. Duş almak aynı zamanda düşünmemede yardımcı olmuştu. Her zaman çok zeki olmakla anılan ben, son bir saattir geri zekalıdan farksız davranmıştım. İlk farkettiğim bu olmuştu. Sonrasında kardeşimi kimin kaçırabileceğinin analizini yapmıştım. Aklıma Cansudan başka kimse gelmemişti. Eğer babam mezarından kalkıp gelmediyse tabii ! Siktir ! Mezarı var mıydı ki ? Onu öldürdükten sonra kontrol dahi etmeden evden dışarı fırlamıştım. Eh, hal böyleyken mezarı olup olmadığınıda bilmiyordum doğal olarak. Ya öldüremediysem ne olacaktı ? Kafamı iki yana sallayarak düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Böyle birşey olamazdı, olmamalıydı. 

Kapı dışarıdan tıklatılınca kendime geldim. 

" Giyindin mi ? " Berktuğnun sesini duyunca kafamı saate çevirdim. Kontrole gelmesi normaldi. Ben duşa gireli ve " Hemen çıkacağım. " diyeli tam 1 saat 45 dakika olmuştu. 

" Giyiniyorum. 5 dakikaya inerim aşağı. " Birşey söylemeden geri çekildi. Batuhanla beni konuşurken gördüğünden beri böyleydi. Adamın peşinden gitmiş, yaklaşık yarım saat sonra nefes nefese geri gelmişti. Ona kim olduğunu sorduğumda yakalayamadığını söylemişti ama ona inanmıyordum. Gözlerime bakamıyordu, suçluymuş gibi sürekli gözlerini kaçırıyordu. Bu davranışlarıyla benden uzaklaşıyordu, biliyordum ama yapabileceğim birşey yoktu. O kimdi bilmiyordum ama Berktuğyu değiştirmişti. Hemde yarım saat kadar kısa bir sürede ! Bu neden beni canımı sıkıyordu bilmiyordum ? 

" İçeri girebilir miyim ? " Gittiğini sandığım çocuğun hala kapıda olduğunu farkedince derin bir nefes aldım. Ne demişti ? İçeri girebilir miyim mi ? Üstüme hızlıca kıyafetlerimi geçirip kapıya ilerledim. Kilidi açtığım anda Berktuğ içeri girmişti. Bu tuhaf hallerine bir anlam verememiştim. 

" Ne oluyor ? " Geçip yatağına oturduğunda bende yanına ilerledim. Dizini sabit bir ritimle oynatmaya başlayınca kaşlarımı kaldırdım. 

" Mert'e dikkat et. " Gözlerimi devirdim. Zaten hep ona karşı içinde bir kin vardı. Niye olduğunu tahmin edemiyordum. Kafada yormuyordum açıkçası. İlgilenmem gereken o kadar mesele vardı ki. 

" Yine mi aynı konu Berktuğ ! Ben senin ona olan kinin yüzünden sizin evden gidiyordum ama hala akıllanmadın. " 

" O gördüğümüz kişi o'ydu. " Yanlış duyduğuma emindim. Gördüğümüz kişinin Mert olduğunu söylememişti öyle değil mi ? 

" Ne ? " Omuzlarını umarsızca silkti. Rahatladığı gözümden kaçmamıştı. Üstünden bir yük kalkmış gibi davranmıştı. 

" Beni duydun. " dedi kelimelerin üstüne basa basa. " O kapüşonlu çocuk o'ydu. " Hemen kapıya doğru yürüdüğümde ayağa kalkıp bileğimi yakaladı. Gözlerimi bileğindeki elime indirince hemen geri çekti. 

" İşte sana bu yüzde söylememiştim. Hemen yanına gitmek isteyeceksin. Ama bu bilgiyi cebe koyup saklasan, zamanı gelince kullansan olmaz mı ? " Başımı iki yana sallayınca elleriyle başımı sabitledi. Hemen Mertle konuşmak ve kardeşimi bulmak istiyordum. Onunda bir ilgisi olmalıydı bu olayla. Belkide o yardım etmişti kaçırılmasına. 

" Kardeşim hakkında birşeyler biliyor olabilir. " 

" Aslında bu yüzden susmalısın. Bunu üzülerek söylüyorumki eğer öyle birşey varsa ona zarar verilmesine sebep olabilirsin. " Bedenim bu düşünceyle buz kesmişti. Nefesimi dışarı verdiğim anda Berktuğnun elleri kafamın iki yanından yanaklarıma indi. Gözlerimi yerden kaldırıp onun gözlerine baktığımda gülümsedi. Bir an gülümsemenin etkisi altına girip bende ona karşılık versemde sonradan geri çekildim. 

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin