24. Bölüm

718 50 9
                                    

Dünya benim için dönmeyi bırakmıştı. Buğlem kaçırılmıştı. İyide neden ? O çok küçüktü, ne isteyebilirlerdi ondan ? Canını yakarlar mıydı ? Ya da çoktan yakmışlar mıydı ? Kafamda dönen sorularla adamın yakasına yapıştım. 

" Nerede o ? " Adam yakasını kurtarmaya çalıştıkça ben daha çok asılıyordum. Belki adam böyle davranmamı haketmiyordu ama sonuç olarak mantıklı düşünemiyordum. Düşünmemde beklenemezdi zaten. 

" Bilmiyorum. Nereye gittiklerini yemin ederim bilmiyorum. Takip ettim ama yolda kaybettim. Çok hızlıydılar. " Adamın yakasını bırakmadım. Elime yapışmış gibiydi. İstesemde bırakamıyordum. Buğlem'i en son gören o'ydu. Buna tutunmak istiyordum. 

" Neden yardım etmedin ona ? O okuldan çıktığında neredeydin ha ? " Adamın göğsüne yumruk atmaya başladım. Etki etmiyor gibiydi ama sinirimi birşeylerden çıkarmak zorundaydım. Berktuğ bana dokunmuyordu. Geçen sefer olanlardan sonra dokunmakta istemiyordu sanırım. 

" Buraya gelmem bir hataydı. Tamamıyla büyük bir hataydı. Eğer ben öyle birşey yapmamış olsaydım buraya gelmek zorunda kalmayacaktık. Allah beni kahretsin ! " Berktuğ'nun yakasına yapıştığımda hiç tepki vermedi ama annesinin keskin soluğunu duymuştum. En yakınımda kim varsa ona saldırıyordum. 

" Eğer sen beni hastanelik etmeseydin ben kardeşimle evde olacaktım şu anda. Ama ben ne yapıyordum o kaçırılırken ? Milleti eğlendirmek için şarkı söylüyor ve dinliyordum. Sizin yüzünüzden ! Benim yüzümden ! Ama o masumdu. " Ağlamaya başladığımda Berktuğ kollarımı tuttu. Ondan kurtulmak için geriye doğru birkaç adım attım. 

" Sinir krizi geçiriyor. Batuhan evden benim ilaç çantamı getir. Hemen ! " Anında Burcu teyzeye döndüm. Hayır bana o ilaçları içiremezlerdi. Kardeşimi arayacaktım ben. Ama benim birşey dememe kalmadan Batuhan koşarak odadan çıkmıştı. Telefonumun melodisi odayı doldurduğunda hemen elimi cebime attım. Yine bilinmeyen numara olduğunu görünce açıp kulağıma götürdüm. 

" Ah dakik kız ! Telefonu hemen açman hoşuma gitti. Yoksa elimde sana ait birşey mi var ? " Sinirlerim iyice bozulmaya başlamıştı. 

" Kardeşime ne yaptın ? " Karşı taraftan bir kahkaha duyunca telefonu duvara atıp parçalama isteğiyle doldum. Ama bunu yaparsam kardeşimi bulma şansımı en aza indirgemiş olurdum. 

" Daha birşey yapmadım. Senin durumuna bağlı yapacaklarım. Ama seni kıvrandıralım bakalım biraz. 1 hafta boyunca benden haber alamayacaksın. 1 hafta sonunda ben sana ulaşacağım. Sen bana ulaşma çabasına girmeyeceksin. Anladın mı ? " 

" Ne yaptığını sanıyorsun sen ? 1 hafta boyunca kardeşim ne olacak ? Eğer ona birşey yaparsan- " 

" Sen beni tehdit edebilecek bir konumda olduğunu mu sanıyorsun ? Kardeşin elimde. En ufak hatanda kardeşin ölür. Anladın mı beni ? Benim şakam yok. Eğer ciddi olduğuma hala inanmıyorsan kardeşinin bir organını sana gönderebilirim. " Nefesim kesilirken atıldım. 

" İnanıyorum. İnanıyorum, lütfen ona zarar verme. " Karşı taraftaki beni dinlemeden kapatınca olduğum yere çöktüm. Kim olduklarını bilmiyordum. Sormak aklıma bile gelmemişti. Dediklerini yapmak zorundaydım. Ya yapmama rağmen ona zarar verirse ne yapacaktım ? Hıçkırarak ağlamaya başlayınca Berktuğda yanıma çöktü. Beni göğsüne yaslamasına izin verdim ve ağlamaya devam ettim. Batuhan içeri girdiğinde ben hala ağlıyordum. Burcu teyzenin bana sakinleştiriciyi vurmasına izin verdim. Madem Buğlem'e bir hafta ulaşamayacaktım. Uyumak en iyisiydi. 

(...)

BERKTUĞ

Kollarımda sızan bedenine baktım. Kardeşinin kaçırıldığını duyunca ruh gibi olmuştu. Sanki yaşam damarlarından biri kopartılmış gibi davranmıştı. Sinirlenmişti ve sinirini bizden çıkarmıştı. Bundan şikayet etmiyordum. Sinirliyken herkes istemediği, hissetmediği şeyleri söyleyebilirdi. Tamam insan sinirliyken doğruyu söylerdi ama Dilan öyle değildi işte. Hissediyordum, bir şekilde yapıyordum bunu. Kucağımdaki bedenini kaldırıp yatağına götürdüm. Rahat etmesini istiyordum. 

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin