46. Bölüm

250 27 1
                                    

CANSU

P!nk : Just Give Me A Reason. 

Markete girip bir şişe su aldım ve parasını ödemek için kasaya ilerledim. Spora başlamıştım. Her ne kadar fiziğimin iyi olduğunu düşünsem de yiyip yiyip yatmak artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Bende hayatımda beni zorlayan çok şey yokmuş gibi birde koşuyu eklemiştim aralarına. Gülümseyen kasiyer kıza parasını uzattıktan sonra bende gülümsedim ve marketten çıkar çıkmaz su şişesini kafama diktim. O kadar susamıştım ki etrafımdakilere nasıl bir görüntü verdiğimi umursamamıştım. 

" Yavaş iç, boğulacaksın. " 

Göktuğ'nun neşeli sesini duyunca su soluk borumdan içeri kaçtı ve öksürmeye başladım. Yanıma gelip nazik hareketlerle sırtımı okşarken ters ters ona baktım. 

" Bana öyle bakma. Seni uyarmıştım. " 

" Sen uyarana kadar ben gayet iyiydim. " 

Derin bir iç çekerek elini sırtımdan uzaklaştırdı. Elinin eksikliğiyle zaten terlemiş olan sırtım üşüdü. Bir dakika... Terlemiş sırtım ! Göktuğ muhtemelen terlediğimi hissetmiş ama beni rahatlatmak için sırtımı ovmaya devam etmişti. Yanaklarıma pompalanan sıcak kanın yüzümdeki yansımasını hissettim. 

" Şimdi biraz daha iyi misin ? " dediği zaman boş bulunarak başımı salladım. Ona hesap vermeme kuralım utandığım zaman sekteye uğramıştı. Gülümseyerek yanağıma uzandığında geri çekilmedim. Onu özlemiştim. Onu haddinden fazla özlemiştim. Hem de bana söylediği o iğrenç kelimelere rağmen. Parmak uçları yanağımı okşadı ve gözümün önüne düşen saçlarımı geriye attı. 

" Yanakların kızarmış. " 

" Evet, koştum ve terledim. " 

Dilimi ısırdım. Terlediğimin zaten farkındaydı ! Başıyla onayladığında su şişesini parmaklarımın arasında sıktım. Daha fazla utanmayı bünyem kabul etmediğinden " İzin verirsen evime gideceğim, " dedim. Elini ensesine atıp kafasının arkasını kaşıdı. Bu haliyle çok sevimli gözüküyordu. Gözlerimi kaçırdım. 

" Seni akşam dışarı çıkarmak istesem çok fazla şey mi istemiş olurum ? " 

" Yavaş ! " dedim gözlerimi kısarak.  " İki yüz verdik diye hemen astar isteme. Seni hala rahatsız edici buluyorum. Bana dediklerin hala aklımda. " 

" Aslında seni dışarı çıkarma sebebim o, " dediği zaman kaşlarımı kaldırdım. Ağırlığımı bir ayağımdan diğerine vererek onu dinlemek için kendimi hazırladım. Onca olan şeyden sonra hala onun karşısında durduğum ve onu dinlediğim için kendimi salak gibi hissediyordum. Neden ona olan öfkem sevgimi sıfırlamıyordu ? Uzun süre konuşmayınca sıkıldım ve yürümeye başladım. O da benim yanımdan yürürken yüzüne bakmadan " Hiçbir şey o gün olanları bana unutturmayacak, " dedim. Üzgün iç çekişini duydum ama başımı ona çevirmedim. 

" Zaten amacım sana olanları unutturmak değil. Bunun mümkün olmadığını biliyorum, çünkü kendi unutamadığım şeyi sana nasıl unutturabileceğim hakkında bir fikrim yok. Benim amacım kendimi affettirmeye çalışmak. " 

" Yine aynı kapıya çıkıyor. " 

" Aslında hayır, eğer aksam istediğim yere gelirsen farklı olduğunu göstereceğim. " 

Gözlerimi devirdim. Ona döndüğümde gözüm onu değil arkasındaki dondurma dükkanını daha ilgi çekici buldu ve oraya takıldı. Gözlerimi takip ederek dondurmacıyı görünce sırıttı. 

" Çok seversin. Alayım mı sana ? " 

" Ben kendim alırım. Sana ihtiyacım yok. " 

" Bunu biliyorum, " dedi hemen. " Ama ben almak istiyorum. Lütfen izin ver. " 

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin