" O yorganı kafandan indir artık ! "
Cansu'nun sesini duymama rağmen yorganı kafamda tutmaya devam ettim. Berktuğ'nun kolunun kırılmasına sebep olmuştum. Berktuğnun kolunun kırılmasına sebep olmuştum ! Kendimi bunun için affedemiyordum. Sanırım bunun içinde kendimi nefessiz bırakarak öldürmeyi amaçlıyordum. Yorgan kafamın üstünden çekilip alınınca kafamı yastığın altına soktum.
" Çocuk gibi davranmayı keser misin ? "
" Hayır, " dedim anında. Berktuğ hastaneye giderken yanında bile gitmemiştim. Sırf inadımdan, sırf kinimden. Arabaya binerken öyle bir bakmıştı ki bana, onun yanına koşmamak için zor tutmuştum kendimi. Erkekler hemen gitmişlerdi. Eğer gitmeselerdi başlarına geleceği biliyorlardı çünkü. Telefonum salonda çalmaya başlayınca gözlerimi kapadım. Yine Merih denen adam arıyordu muhtemelen. Ne kadar kovarsam gitmiyordu. Adam sakız gibi yapışmıştı, peşimden buraya kadar gelmişti. Ne dersem diyeyim gitmiyordu. İnadımı kimden aldığım anlaşılmıştı. Sırf o adam yüzünden inatçı olmaktan bile vazgeçebilirdim.
Yastık yüzümden alınınca gözlerimi kapadım. Sonra burnuma gelen yoğun koku ile yüzümü buruşturdum.
" Parfüm şişesini üstüne mi boşalttın Cansu ya ? "
Burun kemerimi elimle sıkıştırarak kendimi rahatlatmaya çalıştım. Çikolata kokusunu severdim ama şu anda pek hoş koktuğunu söyleyemeyecektim. Çünkü zaten ağır bir koku olan çikolata, üzerine fazla sıktığın zaman insanı bunaltıyordu.
" Çok mu sıkmışım ? Sadece üç fıs sıkmıştım oysa... "
Cansuya beni yeme bakışını atınca omuzlarını silkti. " Ne yapayım ? Göktuğ'ya güzel gözükmeye çalışıyorum. Gözlerimi devirip ayağa kalktım. Tamam onun yaşadığı da zor şeydi ama Göktuğ'nun onu sevdiği her halinden belliydi. Ne kadar ikiz olsalar da Berktuğ ve Göktuğ birbirinden farklıydı.
" Ben sana şeyi söylemeyi unuttum ya, " derken gözlerini kaçırdı Cansu . Cansunun unuttuğu şeyler genelde önemli şeyler olduğundan ona dehşet içinde baktım. Bir sınav vardı da ben mi unutmuştum ? Ya da kardeşime veya dayıma mı bir şey olmuştu ?
" Neyi ? "
Siyah ojeli tırnaklarına bakarak konuşmaya başladı. " Hani bir yarışma afişi görmüştük de sen bana bakarız demiştin ya, " Konuşmanın bu kısmında susunca kaşlarımı çattım. Kollarımı göğsümde birleştirdikten sonra tam karşısına geçtim.
" Eee ? "
" İşte ben ona başvurdum. Bugünde seçmeler var. "
" Ne ? "
" Sadece bu kadar da değil. Kazanan üniversiteler arası yarışmada okulu temsil edecekmiş. Alt tarafta küçük harflerle yazdığından ben onu görmemişim. "
Az önce kalktığım yatağa oturdum. Çünkü daha fazla ayakta kalamamıştım. Başımı iki yana sallayarak " Yarışmaya kesinlikle katılmayacağım, " dedim. " En azından ben katılmayı düşünmüyorum, sen katılabilirsin. Arkada durup seni desteklerim. "
Ayağını yere vurarak itiraz etti.
" Sesimin senin ki kadar güzel olmadığını biliyorsun. Beni orada yalnız mı bırakacaksın ? "
Masum gözükmeye çalışarak gözlerimi kırpıştırdım. Hiçbir koşulda masum gözükmediğimi biliyordum ama yine de şansımı denemek istemiştim.
" Arkada durup seni destekleyeceğim dedim ya. Yalnız kalmıyorsun işte. "
Yan tarafımda duran yastığı alarak kafama vurdu. Sert yastıkta yatmayı sevdiğimde kısa süreli bir beyin sarsıntısı geçirsem de kısa sürede kendime geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIR ZİNCİRLERİNİ
Ficción GeneralYaşadığı şehirden babasını öldürüp ayrıldığında başına neler geleceğini bilmiyordu. Hele 4 erkeğin birden kendisiyle ilgili planları olduğunu duysa aklını kaçırabilirdi.