54. Bölüm

244 19 0
                                    

Annemi gördüğüm bir rüyadan kafamdan aşağı su dökülmesi sonucu uyandığımda yüzümü buruşturdum. Gözlerimi açıp etrafıma baktığımda karanlık yüzünden hiçbir şey göremedim. Çok karanlıktı. Öyleyse ben neden uyanmıştım ? Ellerimi hareket ettirmeye çalıştığımda bağlı olduklarını fark ettim. Hastanede ve onun bahçesinde olanlar birer birer aklıma dolduğunda gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. Neredeydim ben ? Gözlerim karanlığa alıştığında karşımda duran bir adam olduğunu gördüm. Yüz hatlarını tam seçemesem de sanırım sırıtıyordu. Ellerimi tekrar hareket ettirmeye çalıştım ama bu bana bileklerimin acımasından başka bir şey kazandırmadı. Lanet olsun ! Baran hastanedeydi. O çocuğun birde benim için üzülmesini istemiyordum. Ölmek sorun değildi, ama ardımda bırakacağım insanlar beni dehşete düşürüyordu. 

" Sonunda kendine gelebildin. " 

" Kendime gelmemi bu kadar çok istemen gözlerimi yaşarttı. " 

Adamın yüzünde anlık bir bozulma yakaladım. Ancak kendini çabuk toparladı. Karanlık yüzünden her şeyi tam anlamıyla göremiyordum ve bu sinirlerimi bozuyordu. Işıkları neden yakmıyordu ki ? 

" Birazdan gözlerin acıdan yaşarırken ben karşında gülüyor olacağım. " 

Güldüm. Kim olduğunu bilmediğim bu adam yüzünden sinirlerim iyice bozuluyordu. " Birinin acısından zevk alacak kadar aciz bir insansın yani ? " 

Yüzüme yediğim ani tokatla yüzüm sağa doğru savruldu. Yanağım yakıcı bir acıyla kavrulmaya başladı. 

" Sen kendini bir kitap ya da filmin içinde mi sanıyorsun ? Çektiğin acılar gerçek olacak. Ve bu şey bittiğinde sen ölmüş olacaksın. Tıpkı baban gibi. "

O kadar ciddi bir sesle söylemişti ki... Ne yalan söyleyeyim korkmuştum. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Yanlış bir şey söyleyipte onu daha fazla kızdırmak istemiyordum. Tek bir hatam hayatıma mal olabilirdi. Hayallerim vardı, onları yaşamadan ölmek gibi bir niyetim yoktu. Tabi bu bana bağlı değildi ama... 

İşin kötü yanı burada olduğumu bilen tek bir insan bile yoktu. Buradan nasıl kurtulacaktım ? 

" Sana söylediğim şeyin gerçekleğini mi tartıyorsun kafanda? Arkadaşımı nasıl öldürdüysen öyle alacağım canını. " 

" Sen kimsin ya? " dedim kendimi tutamayarak. Adamın benimle bir derdi olduğu belliydi ama sebebini anlayamamıştım. Adam gülmeye başladığında kaşlarımı kaldırdım. Delirmiş miydi ? Gerçi beni buraya getirip, ellerimi bağladığına göre akli dengesi çokta yerinde sayılmazdı. 

" Öldürdüğün adamın en yakın arkadaşlarından biriyim. Ama sen beni tanımazsın,  sürtük annenle babana karşı o kadar ilgisizdiniz ki anlatamam. Adam yalnızlıktan ne yapacağını şaşırmıştı. Yanında sadece ben vardım. " 

" Ne yapacağını şaşırdığını kısmına katılıyorum, " dedim nefretle. " O şerefsiz annemi öldürdü. " 

Adam bir tokat daha attığında dişlerimi sıktım. Acı çektiğimi görüp, bundan zevk almasına izin vermeyecektim. Ama yanağım iyice yanmaya başlamıştı. Aynı yere vurmuştu piç kurusu. Ağzımda metalik bir tat hissetmiştim. 

" Buradan çıkamayacaksın. Ölümünün acısız olması için bana yalvarmalısın. "

" Elinden geleni ardına koyma. Nasıl olsa öleceksem acılı ya da acısız, fark etmez. " 

" Bu evde ölünü bile bulamayacaklar. Öleceğinden emin olabilirsin yani, " dedi sararmış dişlerini göstererek. Gülümsemiyordu. Ama dişlerini gözüme  sokmak ister gibi davranıyordu. Mide bulantımı güçlükle bastırdım. 

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin