GÖKTUĞ
Geç kalmaktan nefret ediyordum. Ama burda geç kalmak derken derse veya buluşmaya geç kalmaktan bahsetmiyordum. Hatta bunları özellikle yapıp, bundan zevk almışlığımda olmuştu. Ama benim kastettiğim geç kalmışlık bu değildi. Bahsettiğim geç kalmak hayata geç kalmaktı. Ben sadece iki kere hayata geç kalmıştım. Birincisi Berktuğ'nun benden önce doğduğu andı. Yıllardır bana beş dakikanın hesabını yapıyordu. Onun önüne geçmediğim için kendime kızıyordum. Birde Cansu'yu affetmeye geç kaldığım an vardı ki en üzüldüğüm an bu andı. Öyle bir yaralamıştım ki onu benden kaçmıştı. Bu da yetmemiş başkasıyla nişanlanmıştı. Ellerim istemsizce yumruk oldu. Bir yere vurma isteğimi bastıramayarak en yakınımda olan yastığı yumrukladım. Yüzük parmağında başkasından bir parçayı taşıyordu. O benim bir parçamı taşımalıydı. Şimdilik parmağında, evlendikten sonra da karnında. Ama dediğim gibi geç kalmıştım. Ama kendimi affettirdiğimde, zamanı geriye sarmış gibi hissedecektim.
" Sende mi onları düşünüyorsun ? "
Daldığım için irkilerek sıçradım. Berktuğ kapıya yaslanmış, ellerini göğsünde bağlamış bekliyordu. Üzerindeki tişört bir yerden tanıdık geliyordu. Sanki, sanki...
" Üzerindeki tişörtümü hemen çıkartır mısın ? "
" Elbette çıkartmam. Bu Dilan'ın en sevdiği renk ! "
" Her gün aynı rengi giyiyorsun ? Manyak mısın ? "
" Hayır, " dedi başını önüne eğerek. " Sadece aşığım. "
Gözlerimi devirdim. Bende aşıktım ama her gün mavi giyecek kadar kafayı yememiştim. Her gün derken abartmıyordum üstelik. Berktuğ buraya geldiğimizden beri mavi giyiyordu. Ya pantalonu mavi oluyordu ya tişörtü ya da ayakkabıları. İşin bokunu çıkarmak deyimine cuk oturuyordu bu hareketi.
" Bizde aşığız amına koyayım. Ama böyle yapmıyoruz. "
" Sen benim kadar aşık değilsen bu benim suçum mu ? "
Tek kaşımı söylediklerini tekrar düşün dercesine kaldırdım. Aşkının benden üstün olduğunu düşünmesi beni ciddi anlamda şaşırtmıştı. Çünkü her ne kadar inkar etse de ben daha aşıktım. Ben aldattığı halde sevmeye devam etmiştim. Var mıydı ötesi ?
" Tamam sözümü geri alıyorum. Ama evden çıkmamız lazım. Az önce kızların evden çıktığını gördüm. "
Ayağa kalkarken söylenmeye başlamıştım. " Bunu neden daha önce değilde şimdi söylüyorsun ? Hadi kaldır o gereksiz kıçını da yetişelim kızlara. "
" Çünkü geri zekalı, onlar yürüyerek gidiyorlar gidecekleri yere, bizse arabayla. Nereye gideceklerini de bildiğime göre sus istersen ? "
Adımlarım anında yavaşladı ve en sonunda durdu. Ben nereye gideceklerini ne kadar zorlarsam zorlayayım öğrenemezken o nasıl öğreniyordu ? Sadece başımı ona çevirerek yanıma gelmesini bekledim.
" Bunu nasıl öğrendin ? "
" Arkadaşlarından birini kendi arkadaşım yaparak tabiki. "
Yüzüm sorgular bir ifade alınca yüzünü buruşturdu. Bir şeyleri açıklamaktan bende hoşlanmıyordum ama üstü kapalı konuşunca anlamam mümkün olmuyordu ne yazık ki.
" Arkadaşlarından biriyle arkadaş oldum. Kız beni müzik sınıfında piyano çalarken gördü ve bana asıldı. Bende ilk başta yüz vermedim ama kızı daha sonra Dilanların yanında gördüm. Dilan ve Cansu yanlarından gidince de kızla konuştum ve telefon numaralarımızı birbirimize verdik. Kızda az önce Dilan ve Cansu ile buluşacaklarını söyledi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIR ZİNCİRLERİNİ
General FictionYaşadığı şehirden babasını öldürüp ayrıldığında başına neler geleceğini bilmiyordu. Hele 4 erkeğin birden kendisiyle ilgili planları olduğunu duysa aklını kaçırabilirdi.