33. Bölüm

564 36 23
                                    

Bölüm şarkısı 

Emre Aydın : Geceler Kara Tren

Taksiden inip Batuhanların evine baktım. Salonun ışıkları yanıyordu, demek ki Burcu teyze ve Hasan amca oradaydı. Onlarla uzun zamandır konuşmuyordum. Bu yaptığımın nankörlük olduğunu biliyordum ama hala onlarla konuşmaya cesaretim yoktu. 

Bahçenin kapısını açıp içeri girince engel olamadığım bir dürtüyle Berktuğların evine baktım. Berktuğ'nun odasının ışığı yanmıyordu. Hala eve gelmemiş miydi ? Telefonumu çıkartıp baktım. Ne bir arama ne de bir mesaj vardı. Onun bu kadar sinirleneceğini tahmin edememiştim. Üstelik sinirlenmesi gereken kişi benken onun böyle davranması o kadar sinir bozucuydu ki. Batuhan beni görünce kapının önündeki sandalyeden kalktı. Onu aradığım anda buluşma teklifimi kabul etmişti. Yanına ilerlerken içimde hala bir burukluk vardı. 

" Bu saatte buraa olmanı gerçekten tuhaf buldum. Berktuğ nasıl izin verdi ? " 

Gözlerimi kaçırdım. Beni aramadığı için bende onu aramamıştım. Doğal olarak ona haber verme şansım olmamıştı. Eğer arasaydı buraya gelmek zorunda kalmayacaktım zaten ! 

" Haberi olmadığından izin veremedi. " 

Kaşları bu söylediğimle birlikte çatıldı. Bunu beklemediği belliydi. Yüzüm nasıl bir ifade aldıysa ; kaşlarını düzeltip gülümsedi. Ancak ona karşılık verecek kadar neşeli hissedemiyordum kendimi. 

" Aranızda bir sorun mu var ? " 

Sesi endişeli gelse de ifadesini sabit tutmaya çalışıyordu. Ona bu zamana kadar güvenmiştim, çoğu şeyi biliyordu. Elbette babamı öldürdüğüm kısım hariç. O kısmı daha dayıma bile anlatamamıştım. 

" Sanırım, " dedim. Sonra kendi söylediğime gülme isteğimi bastırdım. Sanırım mı ? Gayet açık bir şekilde, bir sorunumuz vardı işte. Neden saklamaya çalışıyordum ki ? 

" Aslına bakarsan bir sorunumuz var. Hemde bu sefer büyük bir sorun. " 

Beni bahçede yazları oturmak için bulunan sandalyelerin o tarafa çekti. Oturduğumuz zaman meraklı bakışlarını suratıma çevirdi. 

" Anlat bakalım. " 

Ona olanları anlatırken o anları baştan yaşıyormuş gibi sinirliydim. Berktuğya o anda o kadar kızmıştım ki sinirim hala geçmemişti. Onu merak ediyordum ama sinirliydim, onu seviyordum ama sinirliydim. Sonunda anlatmam sona erdiğinde Batu omuzlarını silkti. 

" Bu kadar kendini hırpalaman yersiz, sen haklısın. Eminim Berktuğ hatasını anlayınca sana ulaşır. " 

" Aslında bende bunu umuyorum. " 

Ama sadece umuyordum. Bunun olacağından emin değildim, açıkçası ihtimalde vermiyordum. Korkuyordum, Berktuğya güvenemiyordum. Bu da beni zor durumda bırakıyordu. Ayrıca ondan birşey sakladığım için kendimi kötü de hissediyordum. Suçluluk duygusu omuzlarımda hayalet misali bekliyordu. Görünmüyordu ama oradaydı. 

" Senin başka bir derdin olmadığından emin misin ? " 

Bende dertten bol ne vardı ? On sekiz yaşında birinin yaşamaması gereken şeyler yaşamıştım. Kaldırabileceğimden misli misli fazlasıydı ama ayakta kalmaya devam etmiştim. 

" Var, " dedim. " Benim bir derdim daha var. Ama kimseye söylemek istemiyorum. " 

Durdu. Ne birşey söyledi ne de hareket etti. Sonra ağır ağır gözlerini bana çevirdi. Gözlerindeki kırgınlık o kadar belliydi ki. 

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin