Merhaba, sanırım baya beklettim sizi. Biraz daha bekleteceğim sanırım ama size ileriki bölümlerden bir kesit getirdim. Kesitlerin hepsi bir bölümden değil farklı farklı bölümlerden. Yani hepsini bir bölümde beklemeyin. Olayların kimin gözünden anlatıldığını bölümlerde göreceksiniz. Şimdilik sadece belli bölümler paylaşılıyor. Herneyse, beğenmenizi umut ediyorum.
(...)
Berktuğ'nun yüzüne bakakaldım. Bu kadarını beklemiyordum, hele de ondan. Gözlerindeki soğuluğa aşina değildim ben. Canımı yakıyordu. Onunla geçirdiğimiz altı aydan sonra, bunu yapması imkansız gibi gelmişti bana. Her şey çok güzelken benim tek bir hatamla bana bu sözleri söylemesini beklemiyordum. Evet, bende onun canını yakmıştım ama bu kadar değil. Gözlerimi kapadım ve rüya olmasını diledim. Ama sesi beni kendime getirdi. Neden yaptığımı bile sorgulamadan sarf ettiği sözler beni ondan koparacak sözlerdi.
" Gözlerini kapama. Rüya değil hala karşındayım ve yaptığın şeyden dolayı senden iğreniyorum. "
(...)
" Siz ikiniz aynısınız. Neden bir fahişeyle aynı masada oturmak seni geriyor. "
Sözleri kulaklarımdan içeri dolduğu anda ayağa kalktım. Hızla kalkmam yüzünden arkamdaki sandalye büyük bir gürültüyle yere düşerek etraftaki insanların dikkatlerini bizim üzerimize çekti. Ama umrumda değildi. Canım bu kadar yanarken bunun benden beklenmesi de büyük haksızlıktı zaten. Göktuğ alay eden bakışlarla suratıma bakarken, o güzel suratını dağıtmak istiyordum. Bana fahişe ile aynısın demişti resmen !
" Rahatsız mı oldun yoksa ? Sen bana yaparken iyiydi değil mi ? Aynılarını bana yaşatırken, kendin aynısını yaşamak zoruna mı gitti ? Ben senin benimle aynı anda parmağında oynattığın kişilerle aynı okula gittim. Sende yapıver. Bunu yap ve bende seni affedeyim. "
Masanın üzerinde olan telefonuma uzandım ve çantama attım. Affedileceğimi düşünmem resmen saçmalıktı. Göktuğ'nun canımı yakacağını biliyordum, salak değildim ama bu kadarını beklemiyordum. Geri zekalı olduğum bir dönemde yaptığım hatalar asla affedilmeyecekti.
" Biliyor musun Göktuğ ? " derken gücümün son kırıntılarını kullanıyordum. Gözlerimin dolduğunu bildiğimden gözlerine bakamıyordum. " Eğer ben sana bu şekilde hissettirdiysem ben asla affedilmeyi hak etmemişim demektir. O yüzden bundan sonra karşına çıkmayacağım, merak etme. Sana hayatında mutluluklar. "
Arkama bakmadan restorandan çıktım. Babama beni alması için mesaj atarken ağlamaya başladım.
(...)
" İkiside mi uyuyor ? "
Kerem amcanın gözleri benim ve Berktuğ'nun arasında mekik dokuyordu. İkimizede bakışı dostça sayılmazdı. Sanırım ikimizde hak etmiştik.
" Siz ne yüzle buraya geliyorsunuz ? İkiside o kadar kötüydü ki beni almam için yanlarına çağırdılar. Hatta o kadar kötü durumdalardı ki ikisi birbirine sarıldı. "
Suçluluk duygusu yavaş yavaş vücuduma yayılmaya başladı. Ona o kadar kötü davranmıştım ki !
" Uyandırsanız ? "
" Lan siz bela mısınız ? Birde kalkmış utanmadan evime gelip uyandırsanız diyor ! Ben sizi uyanamayacağınız uykuya yatırmadan defolun şurdan ! "
(...)
To be continued...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIR ZİNCİRLERİNİ
General FictionYaşadığı şehirden babasını öldürüp ayrıldığında başına neler geleceğini bilmiyordu. Hele 4 erkeğin birden kendisiyle ilgili planları olduğunu duysa aklını kaçırabilirdi.