seksen üç

32.3K 3K 732
                                    

Işıltılı ortamlar uzun süredir beni bu kadar kendine çekmemişti. Mutlu anlarımda doğal bir ortamda bulunmak istesem de kafam bozuk olduğunda kalabalık ve gürültülü yerler düşüncelerimi kısıtlayabiliyor beni sakinleştiriyordu.

Önümdeki kendini kaybetmiş gibi dans eden kızlara bakarken ickimden bir yudum daha aldım. Benim haricimde tek takılan hiç kimse yoktu. Herkes ya arkadaşıyla ya da sevgilisiyle gelmişti.

"Bir tane daha getireyim mi Emre?" birinin nefesini ensemde hissedince kafamı sakin bir şekilde çevirip yanıma baktım. Enes elindeki boş bardakların olduğu tepsiyi tutuyordu.

"Getir bir tane daha. Ama bu sefer daha ağır olsun." dediğimde gözlerini büyütüp dalga geçer gibi baktı. Normalde hemen çarpılıyordum çünkü içkilerde.

"Çarpmasın?" dediğinde kafamı olumsuz anlamda sağa sola sallayıp önüme döndüm.

"Yok yok, getir sen." dedim bardaktaki az kalmış iğrenç sıvıyı kafama dikip ona uzatırken.

Bardağın elimden alınmasıyla yeniden dans eden insanları izlemeye başladım. Uzun süre olmuştu hiçbir derdim olmadan sadece buraya eğlenmek için gelmeyeli. Bir zamanlar ben de yarınlar olmasın diyerek dans eden kesimdeydim.

Aklımdan bir saniye bile çıkmayan Özcan'ı düşündüm yine ve vücudum özlemle kasıldı. İki gün olmuştu ve ufak tefek zorlamalarım dışında hiçbir mesajima cevap vermiyordu. Bu beni hem deli gibi sinirlendirip hem de üzüyordu.

Dakikalar sonra Enes içkimi getirdiğinde kaldığım yerden devam ettim. O sırada mekan iyice kalabalıklaşmaya başlamıştı. Müziğin ritmi hızlanırken millet daha da kendinden geçmişti.

Kapı açılıp içeri eskiden sürekli olarak gördüğüm ama şimdi görünce midemin bulandığı eski arkadaşlarım girdiğinde yerimde rahatsızca kıpırdandım. Onları burada beklemiyordum desem kendime yalan söylemiş olurdum, bekliyordum.

Birbirleriyle gülüşüp eğlenerek içeri girdiler. Selim kendini beğenmiş sırıtışı ile tanıdığı insanlara kafası ile selam verirken yanından geçen garsonun tepsisinden bir içki alıp sürekli oturduğumuz masaya doğru ilerledi. Diğerleri de onu bilinçsiz bir şekilde takip etmeye başladılar. Hep böyle oluyordu, nasıl bir etkisi varsa bizi elinde oynatabiliyordu.

İçkisinden yudumlarken etrafına bakınıyordu. Saniyeler sonra gözleri benimkiler ile kesişti. İlk başta afalladı daha sonra ise büyük büyük attığı adımlarını durdurdu. Benim olduğuma inanmak istermiş gibi bakarken ben kaşlarımı çatıp önüme döndüm.

İckimden bir yudum daha içip yüzümü buruşturduğum sırada Selim üzerime doğru gelmeye başlamıştı. Dilimi ısırıp başka yöne baksam da tam karşımda durunca mecburen bakışlarımı ona doğrulttum.

"Seni buralarda görmek ne güzel." sesini biraz yükselterek konuştuğunda sadece yüzüne baktım ve bir şey demeden kafamı başka yöne çevirdim.

"Bunca senelik arkadaşına bir kelimeyi çok mu görüyorsun?" biraz daha yaklaşmıştı ve ne kadar yavşakca konuşsa da bana duyduğu özlemi hissetmiştim.

"Git başımdan." dedim sadece. Bu tavrım yine onu eski Selim'e döndürmüştü. Büyük bir kahkaha attığında ters ters yüzüne baktım.

"Onunla dura dura yabanileşmişsin."

Dişlerimi sıkıp yüzüne baktım. Onun hakkında böyle konuşması sinirlerimi bozuyordu. Bardağı sıkı sıkı tuttum.

"Boş yapma Selim." sesimi yükselttiğimde yeniden gülümsedi ve masada tam önüme geçip telefonunu ufak yuvarlak masaya koydu.

"Sana iyilik güzellik yaramıyor, ben de zor kullanmayı seçiyorum artık. Öyle artistlik yaptın diye seni yalnız bırakmayacağım." dirseklerini masaya koyup direkt olaraj gözlerimin içine baktı.

"Ya bir siktir git ordan." dedim sinirle gülerek. Artık ciddi anlamda sinirlerim bozuluyordu. Ben gülünce o da meşhur 'Joker' gülüşünü yapıp yüzüme inatla bakmaya devam etti.

"Gitmiyorum."

Uzun zamandır onunla konuşmadığım için garip hissediyordum. Ve eskiden ben onu kovduğumda direkt gider uzatmazdı. Şimdi ise inadina duruyordu sanki.

Yüzüne öylece bakmaya devam ettim, o da pis sırıtışını silmeden tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. Sinirlendiğimi ona belli edersem daha çok eğleniyordu ama sıkılı dişlerim ve  bardağı sıkı sıkı tutan elimden dolayı sinirimi gizleyemiyordum.

ERGANİLİ SEVGİLİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin