on dokuz

55K 4.4K 3.3K
                                    

Emre: Kimdi onlar?

Emre: Aradığımda arkada kız sesleri geliyordu, neredesin sen ?

Emre: Bir de direkt kapattın.

Özcann: Kuzenlerim geldi eve yine.

Özcann: Çok kalabalıktı ev o yüzden kapatmak zorunda kaldım.

Özcann: Bir de çok fazla Türkçe konuşunca resmi bir kurumla konuşuyorum sanıyorlar ve sonrasında sorguluyorlar.

Emre: Arkadaşım derdin sende.

Özcann: Çok sorgularlar, bizim aileyi bilmiyorsun.

Emre: Neyse tamam ama o kızlar neydi öyle?

Emre: Özcan Özcan Öze falan, bir de kahkaha atıyorlar.

Özcann: Kuzenlerim işte.

Emre: Sizin orada en çok kuzenlerle evlenilmiyor mu?

Özcann: Yani kısmen.

Emre: O zaman kuzen falan dinlemem, çok fazla yakın olma.

Özcann: Emre hayırdır sen baya coştun.

Özcann: Emirler falan.

Emre: Emir vermiyorum, yani konuşmasan güzel olur.

Özcann: Merak etme ben mesafemi korururum.

Emre: Tamam ama neden bana kızdın ki?

Özcann: Kızmadım.

Emre: Tamam.

Emre: Görüşürüz.

Özcann: Nereye?

Emre: İşim var.

Özcann: Tamam. (16:23)

görüldü (16:23)

Emre çevrimdışı.

Özcann çevrimiçi.

Özcann yazıyor...(16:38)

Özcann yazıyor...

Özcann: Özür dilerim.

Özcann: Küstün demi.

Emre: Yoo ne alakası var

Emre: Ben çok iyiyim.

Özcann: Görüntülü arıyorum aç o zaman.

Emre: Ne

Emre: Hayır şimdi olmaz.

Özcann: Senin için bu soğukta çeken bir yere geçtim.

Özcann: Arıyorum aç.

Emre: Hayır ya hayır...

Görüntülü arama çağrısı ekrana düşünce kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Yatağımdan öyle bir hızla çıktım ki, yorgan ayağıma takılıp düşecekti neredeyse.

"Çok tipsizim, çok." küçük aynada kendime bakıp saçlarımı düzelttim. Kapşonumu düzeltip yeniden telefona döndüm.

Derin bir nefes alıp ekrana baktım. En sonunda bu olacaktı. Karnıma kramp girmişken kapanmak üzere olan telefonu açtım.

İlk basta siyah bir ekran çıkarken, daha sonra onun yüzünü görünce elim ayağım birbirine dolanmıştı. Ulan ben hiçbir zaman bu kadar heyecanlanmazdım.

Onunda heyecanlı olduğunu görüyordum ama benden daha rahat duruyordu. Arkasında yaprakları dökülmüş bir ağaç vardı. Sigara içiyordu.

Ben odanın ortasında öylece durmuş yüzünü inceledim ve ardından ikimizde konuşmadığımız için güldüm. Dumanı dudaklarından çıkarırken o da dişlerini göstererek güldü ve kafasını eğdi.

İkimiz de konuşamıyorduk. Gülerek kafasını kaldırdı.

"Ne yapıyordun?" dediğinde ilk başta ne dediğini anlayamadım heyecandan ama ardından dudaklarımda gülümseme varken kolumu hafifçe kaldırıp odamı göstermeye çalıştım.

"Uzanıyordum odada." dedim ve yeniden güldüm. Neden eşek gibi sırıtıyordum sürekli... Kapattıktan sonra kesinlikle çok utanacaktım.

"İyiymiş.

Ardından sigarayı dudaklarının arasına alıp gözlerini kısarakelini ekrana uzattı ve sildi. Kaşları otomatik olarak çatılmıştı. Dumanı gözlerine girdikçe daha çok kısılıyordu. Silme işlemi bitince sigarayı yeniden parmaklarının arasına aldı.

"Telefonun kırıktı değil mi?" diye sordum odanın ortasında durmanın saçma olduğunu fark ederek yatağıma doğru yürürken.

"Evet, ama camını yaptırdım." kafamı salladım. Yeniden yüzüne baktım, keşke o beni görmeseydide ben şuan rahat rahat izleseydim onu.

"Nereye çıktın sen öyle? Evde çekmiyor mu internet?" dedim arkasına bakarken. Gülümsedi ve kafasını biraz geriye bakarak bir şeyler yaptı. Ardından arka kamera açıldı.

"Evde görüntülü sohbet muhtemelen aşırı derece donardı, bir de kalabalık işte biliyorsun. O yüzden buraya geldim."

O etrafı gösterirken bende gözlerimi kısıp bakındım. Küçük bir tepe gibi bir yere çıkmıştı, taş gibi daha doğrusu. Etrafta gecekondu tipi evler vardı, biraz Mardin'in taşlı evlerine benziyordu.

Orada yağmur olmalıydı çünkü etraf çamurdu, ama ortam çok güzel görünüyordu.

"Çok güzel... ama dikkat et düşme." dediğimde saniyeler sonra ekranda onu gördüm. Kafamı hafifçe çekip gülümsedim.

"Merak etme." sigarasından bir duman daha çekip yanınaki çamurlu yere bastırıp söndürdü.

"Emre şimdi ben içeri gideyim, millet beni bekliyor. Daha doğrusu soğuk, götüm dondu." dediğinde beklemediğim için kahkaha attım. Kapşonumun ipini ağzıma koyup onunla oynadım.

Konuşmaya devam edecektiki bu hareketim ile bir yere kilitlendi, gülerken ipi yakalamaya çalışan dilime.. Ben her zaman böyle yaptığım için ne yaptığımın farkında değildim ama sanırım onun dikkatini çekmişti. Nefesim hızlandı.

"İşte öyle..." dedi gözlerini alıp. Kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. "Gidiyorum ben."

"Tamam, öptüm seni." dediğimde birkaç saniye yüzüme baktı ve gözlerini kaçırdı.

"Görüşürüz."

"Özcan!" dedim kapatmak üzereyken. Durup yüzüme baktı, ardından dudağıma ve tekrar gözlerime.

"Tamam öptüm ben de." dediğinde tatmin olmuş bir şekilde gülümsedim.

"Görüşürüz." dedi hafifçe gülümseyerek. Telefonu kapattığında kapalı ekrana gülümseyerek bakıyorum.

Karnımda kelebekler uçuşuyordu.

ERGANİLİ SEVGİLİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin