yüz bir

33.4K 2.6K 1.8K
                                    

Bölümü @suicideterres 'e ithaf ediyorum.✨

Eski wattpad'de ithaf yapma yerini biliyordum ama şimdi tam olarak nerede bilmediğim için sadece kullanıcı adını yazıyorum. Bilenler hemen linki kaydırarak buraya açıklayabilirler...

İyi okumalar.

Yaz gününün soğuk olmayacak serin havası beni o kadar mayıştırıyordu ki,  sabah ki o etrafı yakan güneşin kumlarda bıraktığı sıcaklığa uzanıp saatlerce uyumak istiyordum.

Gecenin bir saatinde deniz kenarında oturmak her zaman beni mutlu ve huzurlu hissettirmiştir. Karşıya baktığımda denizin öteki ucunda yükselen küçük ışıklar, nedensizce farklı yaşamların olduğunu daha çok hissettiriyordu bana.

Karanlıkta simsiyah gözüken uçsuz bucaksız deniz ise, bu dünyadan beni birkaç saatliğine de olsa uzaklaştırıyordu. Uçsuz bucaksız o denizde kaybolmak istiyordum. Ferahlatan deniz suyunu hep vücudumda hissetmek istiyordum.

Bir çakmak sesi geldiğinde ağır bir şekilde kafamı yana çevirdim. Özcan sigarasını dudaklarının arasına almış, kısık gözleri ile önündeki denize bakarken derin bir nefes aldı. Benim aksime o şort giymeyi reddederek siyah kot pantolon ve beyaz bir gömlek giyinmişti. Gömleğin bütün düğmelerini açmış, hırka gibi giyinmişti. Akşam esintisi vücudumuz ile temas ettiğinde gömleği hafifçe uçuşuyordu. Karın kasları ise bu manzaranın güzelliğine güzellik katıyordu.

Bugün herkesin işi bittiğinde odaya çıkmıştık ama uykumuz gelmeyince gecenin bir yarısı Özcan ile sahile inip oturmayı tercih etmiştik. Hayatımda ki en güzel anlarım kısmına bir tanesini daha eklemiştim sayesinde.

"Özcan..." dedim hafifçe, anında bakışlarını bana çevirdi. Sigarasını parmaklarının arasına alıp ucuna hafifçe vurarak külün düşmesini sağladı. "Birbirimizi tanımıyor olsaydık acaba şuan, şu saniye ne yapıyor olurduk?"

Hayaller aleminde konuşuyormuş gibi hissediyordum. Sesim o derece kısık ve huzurlu çıkıyordu. Özcan bakışlarını denize çevirdi ve bir süre öylece durdu.

"Seni bilmem ama ben ya hapishanede ya da mezarda olurdum." dediğinde kalbime bir ağırlık oturmuştu.

"Allah korusun." dedim aniden, kafasını salladı.

"Korudu, seni çıkardı karşıma." o ağırlık şimdi kelebeğe dönüşmüş, karnıma doğru süzülmeye başlamıştı. Gözlerinin içine hayran hayran bakarken bakışlarını bana çevirdi.

"İyi ki karşıma çıktın. Çünkü ne ölmek ne de tutsak kalmak isterdim." öyle derinden konuşuyordu ki ağzımı açıp tek bir laf edemiyordum, sadece hayran hayran yüzüne bakıyordum. Gözlerini gözlerimden almadan sigarasından bir duman daha çekti ve ardından gülümseyip kafasını eğdi.

"Aslında senden önce çokta yaşıyor sayılmazmışım, senin sayende yeniden nefes aldım. Tutsaklıktan kurtuldum." kendi kendine anlatıyor gibiydi daha çok. Derin bir nefes alıp yanına yaklaştım biraz daha, tam dibine girdiğimde ise sıkıca sarıldım.

"Seni tanıdığım için o kadar mutluyum ki." kolunu hafifçe itip beni kendinden ayırdı ve saniyesinde kolunu omzuma atıp beni kendine daha çok çekti. Dudaklarını saçlarıma getirip sıkıca öptüğünde gözlerimi kapattım.

"Ben de yavrum." dudakları hâlâ saçımdayken. Bir kez daha öpüp geri çekildi. Şimdi ise ikimiz de bakışlarımızı denize çevirmiştik. Onun yarı çıplak tenine daha çok sarılıp yaslandım.

"Şuan ne yapıyor olurduk diye sordum ya, ben kesinlikle bir barda komalık olana kadar içiyor olurdum." dedim düşünceli bir sesle.

"Yazık..." dedi alay eden bir sesle. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım, bu dediğimden memnun değildi.

ERGANİLİ SEVGİLİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin