SON

44.8K 3.3K 3.6K
                                    

O kadar huzurlu hissediyordum ki...

Özcan'ın yanında olmak, onun sevgisini tatmak benim için her zaman özel olmuştu. Birini severse dünyanın en kıymetlisi gibi hissediyordun. Özcan gibi sevmek bu olsa gerekti.

İlk defa dışarıda bana sarılmıştı, korkmadan. Yavaş yavaş korkusu geçiyordu, geçtikçe kendisi de mutlu olup huzur buluyordu.

"Keşke benim babam da senin baban gibi anlayışlı olsaydı." diye mırıldandı birden. Kafamı çevirip ona baktım, denize bakıyordu dalıp gitmişti.

"Keşke ama belki bir gün..." dediğim anda gözlerini çevirip alayla yüzüme baktı.

"Ergani'ye deniz gelse bir ihtimal." dediğinde imkansız olduğunu anlamıştım.

"Belki bir gün yeryüzü birbirine karışır o zaman gelebilir." dediğimde bu sefer samimi bir şekilde gülümsedi.

"Yeryüzünü ancak babam karıştırır." bu dediğine de ben gülmüştüm. Gerçekten babasından haz etmiyordu.

"Neyse ne boşver. Sen Ergani'yi mi özledin." dediğimde anında suratı düşmüştü. Gözlerinde memleket hasreti vardı. Derin bir iç çekti.

"Tabi özledim, doğduğumdan beri oradan çıkmadım ki." haklıydı, bu onun için baya zor olmalıydı.

"Gideriz bir gün. Eve gitmek zorunda değilsin, ben halledirim." dedim, kendime değil babama güveniyordum aslında. Para benim cebimden çıkmıyordu.

"Ergani'yi satın mı alacaksın ne yapacaksın?" dediğinde kahkaha attım. Biraz fazla ses çıkmış olacaktı ki yanda ki bankta içki içen iki genç dönüp bize baktı.

O an onlara 'ne bakıyorsun lan?' deyip kavga çıkarırdım ama yanımda sinirlenince haşmetliye dönüşen Özcan varken bunu yapamazdım elbette. Özcan benim baktığım yere kafasını çevirip birkaç saniye baktı, ardından vücudunu dikleştirdi.

"De haydi gidelim." dediğinde ortam güzel olsa da hayır diyemedim. Tamam anlamında kafamı sallayıp ayağa kalktım.

Özcan ayağa kalktığında cebindeki paketinden bir sigara çıkardı ve yaktı. Tersti bu çocuk, deniz kenarında oturmuş etrafı izlerken sigarasını yakmıyor, giderken yakıyordu.

"Manzara eşliğinde sigara içmeyen ilk dangalaksın." dediğimde sigarayı dudaklarının arasına almış, gözüne giren dumandan dolayı kısık kısık bakıyordu.

"Al şimdi manzaraya karşı içiyorum." her kelimesinde ağzındaki sigara oynuyordu, diğer yandan da cebine çakmağı koyuyordu. Dudaklarında alay dolu bir gülümseme vardı.

"Yaaaa kıro." dedim ergen kız taklidi yaparak. Sigarayı parmaklarının arasına aldı, bu sefer dişlerini göstererek güldü.

"Yürü hadi yürü, şunlar bir daha dönüp bakarsa elimde kalacaklar." dedi ve ardından arkasını döndü. Yürümüyordu beni bekliyordu, yanına geldiğim an yürümeye başladı.

"Nereye gidiyoruz?" dediğimde sigarasından bir duman çekti.

"Günah çıkarmaya." dedi ama şaka yapıyormuş gibi değildi. Kaşlarım çatıldı.

"Kilise açık mıdır ki?" diye sordum ciddi ciddi.

"Tövbe estağfurullah." kafasını iki yana salladığında oflayıp onun büyük adımlarına yetişmeye çalıştım.

Sahil kenarında ilerledikçe nereye gittiğimizi anlamıştım. Özcan'ın beni ilk defa, o çirkin anda gördüğü mekanın önüne gidiyorduk. Bunu fark ettiğim an adımlarımı durdurdum.

ERGANİLİ SEVGİLİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin