Yıkım

131K 4.5K 505
                                    


İyi okumalar ☺

-"Tarih tekerrürden ibarettir. Önemli olan tarihte olanlardan ders almaktır. "

Evet hocam bunu ortaokul sosyal bilgiler dersinden beri biliyorum dememek için kendimi zor tuttum. Nedense içimden ders dinlemek gelmiyordu ve gözlerim Mustafa 'nın bulunduğu yere kaymak için benimle büyük bir savaş veriyordu. Direndim ve gözlerimi yumarak Mustafa'ya bakmamayı başardım.

İçimden 'Yani' dedim. 'Yani günah olduğunu bile bile... kendini ateşe atmaya çalışıyorsun güzel gözlerim. Yazık değil mi? '

Tüm ders gözlerimle savaş vererek geçti. ALLAH'tan sonunda ders bitmişti ve savaşı ben kazanmıştım.

Derste kullandığım küçük not defterimi çantama koymak için fermuarı açmıştım ki özensizce çantama tıkıştırmış olduğum şalımı gördüm.

Yine 2 saat önceki ruh halime bürünürken derin bir nefes alıp rahatlamaya çalıştım. Defteri çantaya atıp hızlıca fermuarı kapattım. İçimi daraltan o şalı görmek istemiyordum. Çantamı koluma takıp tam arkamı dönmüştüm ki burun deliklerime dolan erkek parfümü ile nefesimi tutmak zorunda kaldım. Mustafa'ya bu kadar yakın olmamamız gerektiğini iyice açıklamam gerekiyordu.

-"Benim geldiğimi hissetmeyecek kadar ne düşünüyormuş cennetim. "Dedi o tatlı erkeksi sesi ile. Biran bakışlarımı kaldırıp soru dolu yüzüne baktım. Bakışlarımı yüzünden çekerken kaşlarını çattığını gördüm.

-"Yada beni fark etmeyecek kadar kimi düşünüyordun? "Dedi hafif kızgın bir tonda. Bir an içimi huzursuzluk kapladı. Bu soruyu sorması beni germişti. Acaba Derya birşeyler mi söylemişti kendisine.

-"Sadece bugün biraz dalgınım Mustafa. Bugün olanlar beni yıprattı. Daha doğrusu ruhsal anlamda. Hem seni fark etmeyecek kadar birini düşünebilirim "dedim.

Vücudunun gerildiğini fark ettim. Yanlış anlamıştı. Gülümsedim. Gerçekten çok kıskançtı.Onu rahatlatmak adına sözlerime devam ettim.

-"O ALLAH Mustafa. Onu düşününce herkesi unutabilirim. Çünkü O okadar yüce ve güzel ki... Şu dünyaya baktıkça kurmuş olduğu düzen karşısında ne yapacağımı bilemiyorum. Aklım duruyor. İnsanın aklının erişemeyeceği bir düzen. Merak etme düşündüğün anlamda hiçbir erkek düşüncelerimde yer alamaz. Senin önüne geçemez bile."dedim sevgiyle.

Rahatladığını görebiliyordum.

Yürümeye başladığımızda Mustafa'ya bu yakınlığın sakıncalı olduğunu nasıl izah ederim diye düşünüyordum. Evet bana karşı anlayışlıydı ama arada dediklerime göstermiş olduğu tepki beni geriyordu. Sınıftan çıkmadan önce Mustafa'ya döndüm ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

-"Mustafa söylemek istediğim birşey var."dedim . Vereceği tepkiden korkuyordum. Hatta kabul etmeyip beni bırakmasından. Ama şal olayından sonra iyice gerilmiştim ve başka bir günaha giremezdim. Aklımı başıma toplamalıydım ve aramızdaki bu sevginin günaha bulanmasını önlemeliydim.

-"Şey... böyle beraber takılmamız doğru değil yani..." kendisine bakamıyordum ve bu tepkisini görmeme engel oluyordu. Kolunda ki bilekliği inceliyordum. Siyah derinendi ve etrafı osmanlı turaları ile çevrilmişti. Eskiye ait farklı uygarlıkların yazılarıda küçük küçük üzerinde parlıyordu. Ne yazdığını merak ettim. Ama şimdi bunu sormanın sırası değildi.

-"...yani biraz mesafe koysak aramıza diyorum. Normalde bunların olmaması gerek. Böyle dokunmak öpmek olmamalı.Elbette yine konuşalım sadece daha dikkatli olmaya çalışalım. Sen sürekli dokunmak,öpmek istiyorsun senin bu tarza alışkın olmadığını biliyorum.Ama helal haram çerçevesinde olursak iyi olur.Sadece daha düzgün olsun demeye çalışıyorum....."dedim sıkıntıyla. Dişlerimle dudağımın iç kısmını ısırıyordum.

GURURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin