♟Siyah♙

100K 4.2K 531
                                    


Bu bölümü ithaf etmemi isteyen o kadar kişi var ki isimlerini unuttum o yüzden bu bölüm söz vermiş olduğum ve unuttuğum kişlere gelsin.

Oturduğum koltuğa iyice yaslanmış karşımdaki kargaşayı izliyordum. Konferans salonu şuan sadece tarih öğrencilerinin sesi ile hayat buluyordu.

Ben ise salona hayat katmak için ufak bir girişimde dahi bulunmayarak izleyici koltuklarının en ücra köşelerinden birinde pineklemekle meşguldüm.

Karşımdaki sahnenin dekorasyonunu yapmakla meşgul en az 20 öğrenci vardı. Onların seri şekilde hareket eden bedenlerine baktıkça kaşlarım yay misali bir şekle bürünüyor şaşkınlık dolu bakışlar atıyordum.

Benim parmağımı dahi oynatacak bir halim yokken onlardaki bu enerji beni hayrete düşürüyordu.

Gözlerim belkide şimdiye kadar olan en hissiz bakışlarını etrafa saçmaktaydı.

Karşımdaki sahneye bakıyordum ama zihnime görme sinyallerini gönderdiğim söylenemezdi.

Gözlerim şuan sadece bakma işlevini yerine getiriyor asıl görevi olan görme işlevini yapmak yerine tembelliği seçiyordu.

Ve gözlerim karşımdaki bu manzaraya bakadursun aslında gördüğüm şeyler bambaşkaydı. Gözlerimin etrafında uçuşan bir duygu vardı ve bu duygu karşımdaki sahneyi görmemi engelliyordu.

Kırgınlık.

Gözbebeklerime bir ağ misali örülen duygu kırgınlıktı.

Gözlerimi, kalbimin sızlayan atışları eşliğinde sımsıkı yumdum. Derin bir nefes alarak tarif edemediğim hislerin boğazıma yapmış olduğu rahatsız edici baskıyı azaltmak adına zorla yutkundum. İçimde oluşan bir kargaşa vardı.

Benim müdehale edemediğim tüm bedenimi ele geçiren bir kargaşa...

Beynimin ,kalbimin birbirleri ile çatıştıkları noktada oluşan bir kargaşa....

Dışarıdan kimsenin duyamayacağı kadar sessiz ama benim hissedebileceğim kadar gürültülü bir kargaşa....

Kargaşa... ve bu kargaşanın oluşmasını sağlayan şahıs.... KIRGINLIK.

Mustafa'nın kalbimde oluşturmuş olduğu kırgınlık. Dahası kırgınlığın kalbime yaptığı darbeler sonucu oluşan kırıklık.

Sözleri , kesici bir aletin kulaklarıma yapabileceklerinin aynısını yapmıştı.

Kelimeler kulaklarımdan içeriye girerken geçtiği yerleri acı ile yakmış, hissiz sözleri bıçak misali keserek kulaklarımın içini kanla doldurmuştu.

Mustafa ise bendeki bu etkiyi görmeyi istemeyecek kadar acımasızdı.

Gözlerimi birkaç defa açarak kapattım. Ama oradaydı işte. Gitmiyordu. Büyük harflerle duruyor ve gitmiyordu.

KIRGINLIK.

Zihnim, görme yetisini kısa süreliğine gözlerimden ödünç almış bana acıyı tattırmayı amaçlayan bu görüntüyle başbaşa bırakmıştı.

Çok değil daha dün tattığım bu görüntüleri bugün zihnim yeniden bana aşılıyordu.

Gerçek Mustafa'nın nasıl biri olduğunu unutmayayım diye.

Aşılıyordu.

Gerçek Mustafa'nın nasıl göründüğünü beynimden silmeyeyim diye.

Aşılıyordu ve böyle yapmaya devam ettikçe görüntüler beynime kazınıyordu.

GURURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin