♙Bergüzar♟

9.4K 505 181
                                    

entelmimar

Bu bölümü kendisine ithaf ediyorum. Özellikle Gurur'un ınstagram sayfasına attığım her alıntıya, paylaşıma verdiği samimi cevapları için 🖤 Bir bölümde, Gurur' a verdiği değer için onun olsun istedim.

Canpareler, bölümü yazdıktan sonra baştan okuyup yazım hatalarına bakamadım. Eğer varsa şimdiden affola. Bölüm sonu bile istediğim gibi bitmedi. Beni hep bu vize ödevleri mahvetti. Ah, ah.

Hayırlı ramazanlar ve hissiyatlı okumalar dilerim. Seviliyorsunuz.

♙♟

Gözlerime örtülü kapakların üstünde gezinen florasan ışıklarının ağırlığını hissetmenin yanında pencereme çöreklenen yağmurun perçinleşen tırnak izlerini duyuyordum. Damlaların camla alıp veremediği derin bir husumet vardı ve ben bunu duymaktan her zaman memnun olmuştum. Zevkle dinleyeceğim daimi tek münakaşa da bu olsa gerekti lakin bir sorun vardı.

Her zaman yanıbaşımda olan saatin ulusal dili tiktak: akrep ve yelkovan arasında muhabbet kurmaya başlamamıştı ve odamdaysa alışık olmadığım derin bir sessizlik hakimdi.

Bilincim yerin altındaki bir köstebek gibi yüzeye çıkmak için beynimin duvarlarını aşındırırken önce ruhumun fedaisi bedenimdeki sancıları duyumsadım. Bunun sonucu en son yaşadığım vehamet ayyuka çıkarken kalbimdeki atışların rüzgarında gazeller karıştı ve ben odamda olamayacağımı o an idrak edip nefes nefeseyken yine de tezat yavaşlıkta gözlerimi açmıştım.

Neredeyim, diye sorgulamaya gerek kalmadan yanımda asılan bitmiş serumu fark ettiğimde dejavu yaşıyor gibiydim. Nitekim bir yıl önce Mustafa'nın yaşadığı kazanın akabinde bayıldığımda ilk kez bir hastane odasındaydım.

Bu, iki etmişti.

Şimdi bir beladan uyanmıştım değil mi? Mecazi değil! Hakikaten belanın ardından uyanıvermiştim. Öncesi, sonrası yoktu. Tam bu an, bana Rahman tarafından rahmetle sunulmuştu; O, ruhum ölümün korkusuyla daha fazla sarsılmasın diye bedenime küçük ölümü sığınak etmişti.

Böylece benim için her şey uyumuş, uyanmıştan ibaretti.

Yüreğimin deviniminde savrulan gazeller çürüyerek toprağa karıştığında yerine yeşil yapraklar doğuracak yeni fidanlar filiz verdi. Bir sızı kalbimin damarlarında salındığında buğusu genzimde dalgalanmıştı.

Bu sızı, Rab'den kuluna sunulan merhametin varlığa bürünmüş fiiliydi.

Şükrüm yaşadığım anın doluluğu yüzünden dilime inemezken çoktan Allah'ın katına erişmişti.

Şükrüm ki, şuan nefes alıyor olabilmekti.

Alnımın solu, şakağımın tam altı birileri tarafından yuvası karıştırıldığı için sinir harbine tutulmuş karınca yığını var gibi sancılanıyor ve kaşınıyordu.

Sol elimi kaldırıp alnıma götürmek istediğimde kolum bir kayanın altında ezilircesine ağrıdığı için kıpırdatamamıştım. Bileğimdeki kemiğe çivi gibi sokulan acı yüzünden dilimden, 'ah'lı bir sızlanma döküldü.

Arkası bana dönük şekilde koltukta uyuklayan birini gördüğümde o kişinin Neşe olduğunu algılamak için saniyelerden kurban vermek zorunda kalmıştım.

GURURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin