♙Yâd♟

8.4K 505 212
                                    

Selamün aleyküm canpareler yeni bölümle geldim.

Hayırlı ve hissiyatlı okumalar.

30.bölüm

Yazardan...

Insanların kalplerine hüznün siması mevsimlerden sonbahar gelmiş, özlemin en büyük temsilcisi aylardan eylül; yüreklere, hasret kaldığı sevgiliyi hatırlattığı için kapı dışarı edilmişti lakin beterin beteri vardı. Ekim yoldaydı.

Bu mevsimin tek günahı doğayı yeşilinden ırak, sarıya yakın etmekti. Sarı ayrılıktı.

Hal böykeyken onu Havva'sından ayrı hangi Adem severdi? Gönüllere aykırıydı.

Ekime girmeye bir gün kalaydı. Semadan dökülen yağmur ihtişamlı mevkisini bırakıp yere indiği için büyük bir şiddetle yağıyor ve yazdan kalma havaya aldanıp ince giyinen insanları sırılsıklam yapıyordu.

Genç adam yağmura tutulmadan önce durağa vardığı için kendini şanslı hissetti. Biraz önce kampüsün içindeki kafeden aldığı kahveler iki elinde, gözleri yolda arkadaşının arabasını bekledi.

Karton bardaklar sıcaklığı avuç içine nakşederken onları boş duraktaki bankın üstüne koyup, başındaki siyah şapkaya yöneldi.

Bir elinin parmakları alnına dökülen siyah-kahve karışımı gür saçlarını geriye doğru taradığında, şapkanın önü gözlerini gölgeye düşürecek şekilde başına yeniden takıverdi.

Sonbahar, şimdi yeşillerini solduramamaktan muzdarip bu genç adamın gözlerini görmekten men edilmişti.

Kampüsün dev ağaçları, derin bir ah çekti.

Onun irislerinde olanı bahara kadar delice özleyeceklerdi.

"Hadi be kardeşim!Nerde kaldın?" Kendi kendine söylenirkenki derin sesine mütakıp sabırsız bir nefes verdi.

Kahveleri banktaki soğuğu çekmemesi için yeniden ellerine aldığında biraz önce kalabalık olan bahçedeki insanların yağmurun gazabından bir yerlere sığındığını farz etti.

Lakin yerde sürtünerek yaklaşan bir valiz sesi duyduğunda, bu delice yağmurun kurbanı kişiye baktı.

Muhtemelen öğrenci genç bir kız sağ eliyle tuttuğu kendi gücünün misli olan valizi sürüyerek durağa doğru yaklaşıyordu. Sürekli valiziyle çekişmekte olduğu için başı eğik olan bu kız ıslandığı için vahim lakin çekiştiği valizle birlikte tatlı görünüyordu.

Ellerindeki kahveyi yine aynı yere bırakıp bu kıza yardım etmek istese de düşüncesi anlık sürmüştü.

Bizatihi kızda çoktan durağa geliverdiğinde Mustafa başınî önüne çevirdi.

İnsanları merakla cesedini aşıp ruhuna kadar incelemek isteyen dürtüsü vardı ama genelde bunu rahatsız olabileceklerini zihninde tekrarlayarak kırmaya çalışıyordu.

Yine öyle yaptı ama kısa sürdü.

Bu sefer daha da meraklıydı.

Mustafa ona yeniden döndüğünde valizi bir kıyıya bırakıp, elleriyle ondan destek alarak soluklandığını gördü. Genç kız ıslanan üstüne baktığında o da bakmıştı.

GURURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin