Helalim

157K 5.4K 546
                                    

"Masumiyetin," demişti. "Sana çok yakışan masumiyetine ihtiyacım var " Ne demekti bu? Ne anlamalıydım tüm bu sözlerden? Kalbimin bana fısıldadıklarını mı yoksa beynimin bu söze karşılık oluşturmuş olduğu açıklamayı mı?

Kalbim "Bu sözler sana olan hisler," dese de beynim bu sözlere karşı çıkıyor ve Mustafa'nın sözlerine karşılık daha mantıklı açıklamalar sunuyordu. "Bunlar sadece seni farklı görmesinden kaynaklanan sözler. Çevresinde daha önce böyle kızlar olmadığı için. Dahası yok .Bu sözler içinde derin hisler beslemiyor. Senin kalbine dokunacak tüm hislerden yoksun bu sözler," diyordu.

Aklımdaki dönen çarklarla beraber kafamı yerden kaldırdım ve gözlerine baktım. Alışık değildim gözlerine bu derece yakın ve fazla bakmaya. Haram olmasa o cennet gözlerine saatlerce bakabilirdim ama bakamayacağımı biliyordum.

-"Neden? Bana olan hislerinin nedenini bile bilmezken. Hayatımın bir parçası olmak istiyorsun. Beni istiyorsun. Sevgimi, masumiyetimi, güvenimi... Peki ben sana nasıl güveneceğim Mustafa. Yaşamımız, düşüncelerimiz ,her şeyimiz farklıyken sana nasıl güveneceğim? Beni bırakmayacağına, üzmeyeceğine nasıl güveneceğim? "Durdum. Bu sözler onun ile benim bundan sonraki gireceğimiz yolu belirleyecekti. Ya biz olacaktık yada sen ve ben diye ayrılacaktık.

-"Masumiyet diyorsun... Peki girdiğimiz bu yolda benim masumiyetim kaybolursa ne olacak? Senin çevrende görmüş olduğun kızlara dönüşürsem... Beni de kendine benzetirsen ne olacak Mustafa* Hem senin bahsettiğin ilişkiler içinde olamam ben. Dokunmak yok. Bakışmak yok. Elele tutuşmak yok. Sen bunlara gelemezsin. Biliyorum ki sen sevdiğin kadınla bu derece uzak duramazsın. Sen bu yaş da evlenmeyi düşünen bir erkek değilsin ama bu ilişkinin helal olması için gereken bu. " Sessizliğini koruyordu. Kısa bir bakış attım yüzüne .

-"Görüyor musun aramızda dağlar olmasa da farklı yaşayışlar var. Üstelik bakıyorum da Mustafa bunları yapabilirim diyemiyorsun. Aşkına sahip çıkamıyorsun. Ah tabi aşk dedim ama sen daha hissettiklerinin ne olduğunu bile bilmiyorsun. "Sesim kısılıyordu her kelimemde. İlk başta konuşmaya başladığım ses tonum yoktu.

Yanından geçerek onu arkamda bıraktım ve kitapçıya doğru yol aldım. Hiç seslenmemişti. Tek bir söz bile söylememişti. Ne karşı çıkmıştı dediklerime nede onaylamıştı. Asfalta sertçe sürtünen araba tekerleklerinin sesini duydum. Gitmişti . Beni duygularıma esir bırakarak gitmişti. Onu gördüğümden beri düşlediğim sözcükler bugün dudaklarında hayat bulmuştu ama bir şeyler eksikti. Hayallerimde böyle olmuyordu, ben bu cümlelere böyle karşılık vermiyordum. Peki neden hayallerimdeki sözlere ters cevaplar vermiştim . Neden 3 yıldır beklediğim anı geri çevirmiştim? Aslında nedeni açıktı. Hayallerimde Mustafa her sözcüğünde cesaret akıtırken biraz önceki dediklerinde zayıflık vardı. Sana olan hislerimin nedenini bilmiyorum diyerek sözlerinin gücünü eksilten zayıflık . Hislerini cesurca ortaya dökemeyen bir Mustafa vardı.

Şimdi ne olacaktı? Mustafa ile ilgili olan küçük umut kırıntıları da yok olmuştu. Artık onu hayallerime sokamazdım. Keşke kalbime de sokamasaydım. Keşke ona da söz dinletebilseydim ama biliyordum ki uzun süre daha Mustafa'nın sevgisi ve bugün yaşanılanların etkisi ile kalbim kavrulacaktı.

Yaşlar yanaklarımdan aşağı süzülüp yere damlarken yanaklarım boş kalmaksızın yeni yaşlara yol oluyordu. Tıpkı bir ırmak yatağına dönüşmüştü. Ben ellerim ile silerek o yatağı kuruttukça yeni su kaynakları yatağı yeniden dolduruyordu.

Yaşlardan dolayı gözlerim buğulaşmıştı. Önümü görmek zorlaştığı için kaldırımın kenarında uyuyan kediyi görmemiştim ve gözyaşlarımı silmesem kuyruğuna basacaktım. Allah'tan son anda fark etmiştim kediyi.

GURURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin