♙Değer♟

8K 532 398
                                    

Gamzelimbeyazpapatya 'ya

Kendisi öyle samimi, öyle candan ve tatlı bir okur ki. Istisnasız hesaba her girişimde onun yüzde güller açtıran mesajıyla karşılaştım. Sonuna kadar bu bölüme ithaf kazanmayı hak etti.

Selamun aleyküm yüreği güzel okurlarım.🌸

Instagram sayfasında sormuştum hangi saatte bölüm gelsin diye. Çoğunluğun  istediği aralığa en yakın saat buydu.

Ve işte karşınızda,

Yeni bölüm...

♟🕯♙

35.Bölüm

Durun durun bir saniye burayı geçmeyin. Şimdi ben evleneli iki hafta gibi bir süre demiştim ya, bunu sırf Ales sınavı mevzusundan yapmıştım. Fikrim değişti. Elif evlenmeden önce sınava girmiş farz ediyorum. Bu yüzden şuan evleneli daha yeni bir haftaya yakın oluyor gibi düşünerek okumaya devam edin. (Bu kısma yazma sebebim, açıklamayı okumadan geçen okuyucularında gözüne soka soka okutmak içindi. 😂 İnşaAllah işe yaramıştır. Hadi bakalım buyrun bölüme 🙆‍♀️)

Korkuya dokunulabilir miydi?

Ya da o bize dokunabilir miydi?

İlkinin cevabını bilmiyordum ama diğerinin cevabına kalbim korkunun elleri tarafından bir stres topu gibi sıkılıp sıkılıp bırakıldığı için ulaşabiliyordum.

Korkunun kan akışına yaptığı oyun damarlarımı fokurdattığında karşımdakinin Mustafa'nın kuzeni olmasını dahi umursamadan diz kapağına bir tekme savurmuştum. Lakin bu onu sadece afallatmaktan öteye götürmemiş, aksine bileklerimi hırpalayacak derecede sıkı sıkıya kavramıştı. Yüzünü saran öfkedense gözlerimi kaçırdım.

Işlek bir caddede olmamız bu hareketim üzerine yanımızdan geçen bir gencin dikkatini çekmiş, müdahil olmak için durup kulağında takılı airpodu indirmişti.

"Bir sorun mu var?" Dikkatli gözleri ikimiz arasında mekik dokurken direkt bana sorduğunda Aras araya girdi.

"Özel bir mesele, sen işine bak." Sanki aramızda bir bağ varmış gibi izlenim vermeye çalışıp beni yanına çektiğinde parmakları uyararak kolumu sıkmıştı.

Onu ittirerek, "Ne saçmalıyorsun sen? Haddini bil," demişsemde gencin olayı büyütmesine olanak vermemek için kolumu sıktı. Genç çokta umursuyormuş gibi görünmediğinden ikiletmeden yoluna devam etmişti.

Aras bileklerimi parmaklarıyla kelepçelediği belli olmasın diye ardına çekeleyip ikimizi kafenin dundarına tuttuğunda,"Sadece belleği alacağım tamam mı? Kendini paralayıp ikimizi de rezil etme. " Dedi ve ellerimi bırakırken kabaca savurduğunda omuzumun çıktığını zannettim.

Çantamın içini sabırsızca karıştırışına tedirgin halde şahit olurken, tam arkasında beliren Emre Dağlı'yı görmek ise beklenmedikti.

"Aradığın o çantada değil."

Benim aklı karışık ve gözleri korkunun ışığıyla irislenmiş suretime bakmadan direkt Aras'a konuştuğunda çantanın içini talan eden eller bulduğu flash bellekle gergince durdu. Tanıdık sesi duyması onun içinde beklenmedikti.

"Sence ben bu kadar basitçe davranır mıyım? Başından beri beni takip ettiğini biliyordum. Bir olta attım ve sende yemi kaptın." Dedi Emre Dağlı. Karakterindeki tavizsizliği sesinde hissettim.

Aras elindekinin aradığı olmadığını anladığı halde belleği eline alıp çantayı bana doğru fırlattı. Kendini frenlemek ister gibi durulttuğu nefesiyle ardına döndü. Birbirleriyle yüzyüze kalan iki adamın birinde gök gürlerken, diğeri şimşekle karşılık vermişti.

GURURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin