♟Nefes♙

58.5K 2.9K 492
                                    

Görsel var.Kızın üstünde almanca. Yazıyor. Cevirebilen çevirsin.Benim çevirim biraz anlamsız oldu.O yuzden turkcesini söylemeyeceğim.

İyi okumalar

Bazı 'an'lar vardır. İnsanın peşini ölene kadar bırakmaz. Aradan bir yıl geçer belki iki yıl... Ama eninde sonunda yine beyninde yine tüm benliğindedir o 'an'.

İşte şuan tam da böyle bir konumdaydım. Yıllar önce yaşadığım bir anı, yeniden yaşıyordum. Bu sefer olay farklıydı. Mekan,insanlar...Yinede benliğime işlenen duygu aynıydı.

9 yaşındaydım. İzlediğim bir çizgi dizinin kahramanına özenmiş, kahkül kestirmek istemiştim. Bunu anneme söylediğimde izin vermemişti.

Annem herzaman uzun saçları seviyordu. Benim saçlarımı da bu yüzden belime uzayıncaya kadar hiç kestirmemişti. Kahkül kestirmeme bu yüzden karşı çıktığını biliyordum. Anneme izin verene kadar yalvarmış yakarmıştım. Annemde çocukça inadıma daha fazla dayanamamış ve kestirmeme izin vermişti.

Kuaför dönüşüydü. Sağ elimin parmakları kuaförün kestiği kahküllerimdeydi. Sol elim çoğunlukla olduğu gibi annemin sıcak ve güvenli parmaklarının arasında eziliyordu.

İstediğini gerçekleştiren bir çocuğun hevesle işlenmiş mutluluğuyla doluydum..Eve gelene kadar.

Yol boyu ayaklarımın tabanından yere işlenmiş o heyecan eve geldiğimde kesilmişti. Yolun sonuna gelinmişti.

Babamı eşyalarını toplarken görmüştüm. Sonra annemle hararetli hararetli konuştuklarını duymuştum. Dahası bağırış çağırış. Evde ki engame...

Ve ben.

O mutluluk dolu kız.

Yüreğine heyecan işlenen o çocuk.

Ve babam.

O mutlulukla işlenmiş nakışı sert parmaklarının arasına alan, işlemeleri teker teker sökü veren o adam. ADAM! Aslında adam sıfatını üstünde taşımayan...

Ben de karşımdaki manzarayı izlememek için kahküllerimi gözlerime siper etmiştim. Kulaklarımı annemin yakarışlarına, babamın bağırışlarına kapatmak için ellerimi kullanmıştım.

Kahküllerimi gözlerimden çektiğimde o gitmişti. Kulaklarımın duyma işlevini yerine getirmesi için ellerimi iki yanıma indirdiğimde uğultu dolu sessizlikten başka birşey kalmamıştı.

"Korkma " dedi annem.

"Bir sorun yok. Gördüklerin için üzgünüm. Babanı böyle görmeni istemezdim"

Kederle sarmalanmış bir iç çekiş ve gözyaşları...Annem ağlıyordu.

O an onu sakinleştirmek için dudaklarımı aralamak istedim.

'Üzülme anne. Hiçbirşey görmedim. O izin vermek istemediğin kahküller işe yaradı. Görmemi engellediler. Gözlerimi babamdan korudular. Bu yüzden o kahkülleri artık sevebilirsin.Sev lütfen.Sever misin? '

Herşeye rağmen hala kahküllerini düşünen küçük kız çocuğu.

Oysa beynimde kurmuş olduğum o sözcükleri anneme demedim. Sustum. Gün boyu sustum. Gece kara çarşaflarını üstümüze örttüğün de ve annem uyumam için makas izlerinin taze olduğu kahküllerimi okşarken de sustum. Uyumuşum.

İki gün. İki günde bir çocuğun yarası iyileşebilir miydi? Belki taze ve çok genç dokulara sahip olduğu için yara kapanabilirdi. Ama çocuklar acılara büyükler kadar dayanıklı değildi. Yara kapansa dahi sızısı uzun süre yerinde beklerdi.

GURURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin