14:Anahtar

952 30 3
                                        

Kardelen, Yıldız Tilbe
Mirrors, Justin Timberlake

𓍯

Eskiden acılarımı, mutluluklarımı ve heyecanlarımı ne yapacağımı bilemezdim. Henüz küçük bir kızken, babamın beni sevdiği zamanlarda gider ona anlatırdım, anneme anlatırdım hatta o zamanlar o kadar dışa dönük bir çocuktum ki herkese anlatırdım. Komşuya, bakkal amcaya, akrabalara... Sonra, babam acım olduğunda, kimseye anlatamamaya başlamıştım, o zamanda henüz küçük bir çocuktum. Sessizliğe gömülmüş, bütün duygularımı kendi içimde yaşamaya ve bitirmeye alışmıştım. 

Ama bir gün.

İkinci sınıfın bittiği zamanlardı, okuldan akşam üstü gelmiştim ve ev her zamanki gibi yemek kokmuyordu. Ellerimi yıkayıp üzerimi değiştirdikten sonra meraklı bir şekilde annemin yanına gitmiş ve evin neden güzel yemekler kokmadığını sormuştum. Benden böyle bir şey duymak onu şaşırtmıştı ama bana gülümsedi ve babamın bir sürprizi olduğunu söylemişti. Annemin her şeye rağmen beni sevdiğini ama babam yüzünden bunu göstermekten çekindiğini düşünürdüm, annem de ondan korkuyordu bana göre. Kapı çaldığında heyecanla kapıya koşmuş ve kapıyı açmıştım, babam elinde hamburger dolu bir poşet ile kapıda dikiliyordu ve hemen yanında Mutlu vardı. O an yüzümdeki gülümseme silindi ama kaçmadım, kapının önünden çekilip geçmeleri için yol açtım ve babam kızmasın diye Mutlu'ya hoş geldin dedim. 

Hep birlikte yemek yedikten sonra Mutlu ile oyun oynamamız için bizi odaya gönderdiklerinde yüzüm asıktı, onunla oynadığım oyunlardan hoşlanmıyordum. Onlara ağlaya ağlaya Mutlu'nun oyunlarını anlattığımda, bana inanmamışlardı. Bunu anlattığımda teyzemler de vardı ve babam o kadar kızmıştı ki eğer eniştem önüme geçmese babamdan yediğim ilk dayak olacaktı. O geceden sonra babam asla bana gülümsememişti zaten. Belki ben öz kızı değildim ve bu yüzden beni harcamak onun için sorun değildi ama sonuçta Mutlu'da onun değil annemin yeğeniydi, Mutlu'nun kendi babası bile buna bir ihtimal verirken babam buna asla inanmamıştı. 

O gece Mutlu onu ispiyonlamama rağmen hatta özellikle bunu yaptığım için yine aynı şeyleri yapmıştı bana, çünkü bana değil, ona inanmışlardı. Kapı aralıktı ve Mutlu'nun kulağı kapıdaydı, benim de gözüm kapıdaydı ama annemlerin gelip beni kurtarması için. Sonra onunla göz göze geldim, babam ile. Bana baktı, ağladığımı, çektiğim işkenceyi gördü ve geri çekildi, bütün bunlara rağmen geri çekildi ve sadece bir kaç saniye sonra 'ben çocuklara bakayım' dediğini duymuştum. Mutlu hızla benden uzaklaştığında ben dizlerimi kendime çekip ağlıyordum, Mutlu çalışma masamdaki kitaplara bakıyormuş gibi yaparken babam içeri girdi ve gözleri beni buldu. 

"Bebeklerinle oyun oynamamızı istiyor enişte, ben kız mıyım bebekle oynayım?" demişti Mutlu babam bir şey sormamasına rağmen, babam başını salladı ve "hadi eve bırakayım" seni demişti. Saat geç oluyordu, ama baharda olduğumuz için geceler uzundu. Babam evden gittiğinde annemde komşuya gitmişti ve o zaman en uygun zamandı. Ayağıma terliklerimi geçirip evden çıktığımda sokakta komşular vardı, nereye gittiğimi sorduklarında "babam beni bekliyor" diye yalan söyleyerek çıkmıştım sokaktan. O benim söylediğim ilk yalandı, beni aylarca evsiz bırakmıştı yada şöyle demeliyim; en azından bir kaç ay o evden kurtulmuştum. 

Arabanın kapısı açıldığında gözlerimi daldığım deniz manzarasından çektim ve ona baktım, arabaya bindi ve elindeki kahvelerden birisini bana uzattı. Elindeki kahveyi aldığımda kapıyı kapattı ve radyonun sesini kıstı, Pera'nın şarkısı şimdi hafif bir tonda yankılanıyordu kulaklarımda. Kahveyi avuçlarımın arasında aldım ve soğuk ellerimin onu bir an önce soğutmasını umdum ama soğumuyordu. Deniz boğazını temizlediğinde gözlerimi ona çevirdim "içebilirsin, sütleri çok sıcak değilmiş" kahveyi içmek için soğumasını beklediğinin farkına varmış, senin için daha soğuk yaptırmış. Ona sıcak bir tebessüm yolladım ve kahvemden bir yudum aldım, gerçekten de kahve tam içebileceğim kıvamdaydı. 

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin