Yazık, Tuğkan
Beginning Middle End, Leah Nobel𓍯
Tamamen karanlık bir ortamda gölgenizi göremezdiniz, eğer gölgenizi görmek istiyorsanız, ufacık da olsa bir ışık hüzmesi gerekirdi. Ben yıllarca bir karanıkta gölgelerle savaşmıştım, babamın beni kapattığı karanlıkta, kendi gölgelerimle.
Babamı sevmeyi bırakana kadar, ona duyduğum sevginin biteceğine inanmazdım. Bu, sigaraya başlayana kadar bağımlı olmayacağını sanmak gibi bir şeydi, bana göre. Sigaraya başlamadan öncesinde, asla ağzıma sürmem derdiniz en başta, sonrasında arkadaş ortamında tek tük içmeye başlardınız ama sonrasında bir gün bakardınız ki, bağımlı olmuşsunuz.
Ben sigaraya tek seferde bağımlı olmuştum.
Ben babamı sevmeyi, tek seferde bırakmıştım.
Bazı insanlar yara bandını ıslatarak çıkartmanın daha az acılı olduğuna inanırdı, onu ıslatmak ve yavaş yavaş çekmek zamanlarından alsa da bunun acısının katlanılır olduğuna inanırlardı. Aksine ben ise, bir anda çekmenin daha az acıttığına inanırdım. Acıyı tek seferde hissetmek, ne kadar acılı olursa olsun, daha katlanılırdı.
Gözlerim açılmadan bilincim açıldığında kaşlarımı çattım, bu konuda Lorin'e çok özenirdim, o ise bunu çok saçma bulurdu. Lorin uyanmadan gözlerini açar ve sonrasında uyanırdı, benim aksime. Ben ise uyandıktan dakikalar sonrasında anca açabilirdim gözlerimi. Yatakta tek başıma olduğumu fark etmek yorgana daha sıkı sarılmama neden oldu, Deniz'in yokluğu üşümeme neden oluyordu. Zorlanarak gözlerimi araladığımda siyah, kalın perdelerin camı örtmesine şükretmiştim, gözlerime çarpan güneş ışığı ile mücadele edecek gücüm olduğunu sanmıyordum. Gerçi gökyüzünde parlayan bir güneş olduğunu da sanmıyordum.
Odanın kapısı ağır ağır açıldığında bende yatakta doğrulmuştum, gözlerimi içeri giren Deniz'e çevirdim yavaşça. Altında siyah bir eşofman vardı ama üzeri çıplaktı, çıplak göğsünün ve saçlarının terden ıslandığını görmek kaşlarımı çatmama neden oldu. "Nereden geliyorsun?" diye sordum boğazımı temizleyerek hemen ardından da komodinde duran su dolu bardağa uzandım. Deniz banyoya girmeden hemen öncesinde "koşuya çıkmıştım" dedi ve banyonun kapısını kapattı, bardağı da alarak önce yataktan hemen ardından da odadan çıktıktan sonra mutfağa ilerledim. Bardağa tekrar su doldurdum ve bütün suyu içtim, sanki günlerdir su içmemiş gibi hissediyordum kendimi.
Bardağı lavaboya bıraktıktan sonra saçlarımı kaşıyarak mutfaktan çıktım ve odaya geri geldim, Deniz odanın ortasında boxter ile duruyordu. Siyah gür saçlarından damlayan su damlaları omuzlarına çarpıp oradan köprücük kemiklerine akıyordu ve oradan da karın kaslarının arasında ilerleyerek kasıklarına. Gözlerimi kaçırdım ve hızlı adımlarla banyoya ilerledim, hızlı bir duş almam ve aynı hızla hazırlanıp evden çıkmam lazımdı. Çok uzun zamandır okula uğramamıştım, Emir'in yerime attığı imzalar ve benim için tuttuğu notlar sayesinde ne devamsızlığım sorun oluyordu ne de derslerden geri kalıyordum. Ama yine de seneyi böyle geçirmezdim. Hızlıca duş alıp banyodan vücuduma sardığım havlu ile çıktığımda Deniz gömleğinin düğmelerini ilikliyordu.
Gözleri bana dokundu, tekrar gömleğine çevrildi ve aynı hızla bana döndü. Banyodaki buhar önünde durduğum kapıdan yatak odasına süzülürken ikimizin aklında da dün geceden parçalar vardı, belki de dün gecenin tüm detayları. Burnundan sert bir nefes verdikten sonra gözlerini tekrar gömleğine çevirdi ve iki düğmesini de iliklediğinde neredeyse hazırdı, saatini takacak ve ceketini üzerine geçirecekti. "Bir yere mi gideceksin?" diye sormuştu saatinin kayışını bağlarken, dolaba ilerleyip kremimi alırken kaşlarım çatılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
Genel KurguBir rüzgar esti, bir kırlangıç uçmak için yuvasından atladı. Ağaçlardaki tüm yaprak soldu, döküldü ve ağaçlar yeniden çiçek açtı. Ve ben onu gördüm. O gülüşü. Başına geçirdiği kapişonu yüzünden yüzünün tamamı gözükmüyordu ama yanında oturan arkadaşı...