58: Hayatı Yadırgamak

346 14 2
                                    

Senden Başka, Erkin Koray
Feel It, Michelle Morrone

❄️

Eski, metal bir kül tablasında unutulmuş bir izmarittim bazen, bazen ise pakette ters çevrilmiş duran dilek sigarası.

Beni kül tablasında unutan herkesi silmiş, beni bir dilek sigarası olarak gören herkesi hayatımda tutmuştum. Çünkü, yeterince yanmış ve unutulmuştum zaten. O eski kültablasına küllerim dökümüştü ve geriye sadece bitmiş bir izmarit kalmıştı. 

Bir tek Deniz'i çıkarmamıştım hayatımdan. 

Çünkü onun için, hem dilek sigarası hem de unutulan izmarittim. 

Bana olan sevgisini hissediyordum, bu bilmekten öteydi. Ona duyduğum sevgiden çok, onun bana duyduğu sevgiyi hissetmek dünyanın en özel duygularından birisiydi. Bazen düşünmeden edemiyordum; beni nasıl bu kadar sevebilirdi?

Ben onu seviyordum, kendimden katarak ve eksilterek. 

Ama onun duyduğu sevginin boyutunu fark ettiğimde bütün dünyam ters dönüyor ve düz kalan bir tek o oluyordu. Yine de, yaptıklarını unutmak o kadar kolay değildi, hemde nedenini dahi bilmezken. Gerçi, nedenini bilsem belki de her şey daha zor olacaktı ve Deniz de tam bu yüzden bana anlatmıyordu. 

Yanağımı göğsüne tıpkı bir kedi gibi sürterek ona biraz daha sokuldum ve gözlerimi kıstım. Dudaklarını saçlarıma bastırırken tüm dikkatinin Aymira da olduğuna emindim, bende Aymira'yı dinliyordum. "Yani sırf kimse işine karışmasın diye mi evde yapıyorsun sporunu?" diye sordu Deniz teyit etmek için.

"Aynen öyle. Orada bir hoca gelip o hareketi yanlış yapıyorsun derse çıldırırım, belki ben o hareketi öyle yapmak istiyorum."

"Bir yerini sakatlamaman için sana onu söylüyorlar" diyerek araya girdi Ali ve gözlerimin ona dönmesine neden oldu. Hera, hemen yanında kolunun altında duruyordu. Hera'yı herkesle yakıştıran ben, onların olacağı ihtimalini bir kez bile düşünmemiştim. "Ben belki sakatlanmak istiyorum" dudaklarım yavaşça kıvrıldı "ben belki spor yaparken sakatlanmak istiyorum, kime ne?"

Güneş ışıkları salonun uzun camlarından içeri sızdığında gözlerimi kapattım, gözlerim acımıştı. "Biz artık kalkalım" dedi Enver ve gözlerimi açmama neden oldu "Aymira daha toparlanacak" Aymira da başını sallayarak yerinden kalktığında Lorin de kalkmıştı. Gözleri Hera'ya döndüğünde Hera da ona bakıyordu. 

"Sen geliyor musun?" 

Hera göz ucuyla Ali'ye baktıktan sonra tekrar Lorin'e döndü ve başını iki yana salladı "sonra görüşürüz" Lorin onu başıyla onayladığında başımı Deniz'in göğsünden kaldırdım. "Ben sizi geçireyim" onlarla birlikte kapıya kadar yürüdüm ve hatta dışarı çıktım. "Sana sormadım bile" dedi Lorin ben Aymira ile sarılırken "gelmeyeceğini biliyorum." 

"Burada kalacağım" arkamdaki kapı bir anda açıldığında arkamı döndüm, Hera, Ali ve Doğa da kapıdan çıkmışlardı. "Beni de eve kadar atarsınız değil mi? Çok sağ olun, makbule geçti" Doğa yanağımdan öperek arabaya doğru ilerledi. 

"Bizde kaçalım, saat kaç oldu." 

Aymira'dan uzaklaşıp Ali'ye baktım, onunla konuşmak istiyordum. Gece kadar karanlık gözleri üzerimdeydi, güneş bile onun gözlerini aydınlatmaya yetmiyordu. Diğerleri arabaya geçtiğinde Ali, onunla konuşmak istediğimi anlayarak evinin anahtarlarını Hera'ya verdi ve alnından öperek onu evde beklemesini söyledi. Hera bana el sallayarak yanımızdan uzaklaştığında Ali de bana yaklaştı. 

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin