Yemin, Yasir Miy
When The Sun Loves The Moon, Reinaeiry𓍯
Zihnimin benden ayrılarak yeni bir beden oluşturduğu zamanlar oluyordu. Dışarıya yansıttığım iyiyim imajı içimi fazla parçaladığında zihnim buna daha fazla dayanamıyor ve beni terk ediyordu. Ve o zamanlarda, sanki hiç derdim yokmuş gibi davranırdım. Başkalarının yanında değil, tek başıma olduğum anlarda bile.
Tıpkı şimdi yaptığım gibi.
Ayaklarımı orta sehpaya uzatıp bilgisayarımı kucağımda sabitledim ve filmi izlemeye devam ettim. Abime bu gece film izleyeceğim için uyumayacağımı, benim odamda yatmasını söylediğimde ilk başta itiraz etse de sonunda kabul etmişti. Şimdi salonda daha öncesinde hikayesini bildiğim bir seri katil için yapılan filmi izliyordum. Seri katillerin hikayelerine hep merakım vardı ve bu tarz hikayeler için takip ettiğim bir kanal dahi vardı.
Filmin sonlarına yaklaşmıştım, seri katilin kim olacağına dair aklımda bir fikir vardı hatta emindim ama adam deli yetersizliğinden serbest bırakılmıştı. Gözlerimi filmden ayırmadan yanımdaki sigara paketine uzanıp içinden bir tane çıkartırken filmdeki adam sırf bir ipucu bulmak için tanımadığı birisinin evine gitmişti. Böyle olaylar dönerken sırf ipucu bulmak için böyle bir şey yapması mantık çerçevesi içinde bile değildi. Sigaramı yakarken evine gittiği adam ile bodrum katına indiğini gördüğümde gözlerimi devirdim, kendi canını hiçe saymaktı bu.
Sigaramdan uzun bir nefes çektiğimde gerilmiştim, evden gelen adım sesleri vardı ve bu yabancıda hiç iyi durmuyordu. Merdivenlerde gördüğüm karartı ile kalbim anlık bir duraklama yaşasa da sonra o karaltının Yalçın olduğunu gördüğümde nefesimi verdim ve filmi durdurdum. "Ne yapıyorsun bu saatte?" merdivenleri ağır ağır inip yarı kapalı gözleri ile mutfağa ilerledi ve buzdolabını açıp içinden su şişesini çıkardı. Kulaklıkları kulağımdan çıkartırken "film izliyorum" diye mırıldandım, gözlerim anlık olarak pencereye kaydığında şafağın sökmek üzere olduğunu gördüm.
"Ne izliyorsun?"
"Zodiac."
Dudaklarına götürdüğü bardak havada asılı kaldığında gülümsedim, Zodiac'ı ilk araştırdığım, onun hakkında videolar izlediğim zamanlarda Yalçın yanımdaydı. Ve dinlerken geçirdiği şoku asla unutamıyordum. "O gerçek değil miydi?" sonunda büyük bardağı dudaklarına yasladı ve suyun hepsini içti. Bardağı lavaboya geri bırakıp şişeyi de dolaba koyduktan sonra yanıma geldi ve oturdu. "Gerçek" kulaklığın birisini ona uzattığımda itiraz etmeden aldı, diğerini kendi kulağıma taktım "gerçekten esinlenilmiş bir film."
Filmin sonunu Yalçın ile birlikte bitirdik, başını anlamadığı için film bittiğinde bana film ile ilgili tonlarca soru sormuştu. Her sorusuna mantıklı ve açıklayıcı cevaplar vermeme rağmen yinede anlamadığında onu salonda tek bırakıp odama çıkmıştım. Abim yatağın sağ tarafında yatıyordu, bir eli yastığın altında diğer ise üzerinde duruyordu. Altında eşofmanı vardı ama üzeri çıplaktı.
Parmak uçlarımda yatağa ilerledim ve onu uyandırmamaya çalışarak yatağa çıktım. Yorganın altına girip onun da üzerini örttüm ve yavaşça uzandım. Elimi yastığın üzerinde duran koluna koyduktan sonra gözlerimi kapattım. Çocukken hiç birlikte uyuyamamıştık ve bu ikimize de çok büyük bir eksiklik hissettirmişti. Özellikle bana. O yüzden onunla yaşamaya başladığım zamanlarda uzun süre uyumadan geçirdiğim günlerin ardından onun odasına gider ve yanına kıvrılırdım.
Bazen geldiğimi hisseder ve beni kollarının arasına alır bazen ise derin bir uykuda olduğu için hissetmezdi. O zamanlarda tıpkı şimdi yaptığım gibi kolunu tutar yada ben ona sarılıp uyurdum. Ablamda kaldığım zamanlar ise ablam eniştemi bırakıp benim yanıma gelir ve bana sarılıp uyurdu. Ben uyuyamazdım. Bütün gece onun saçlarını okşar ve onu izlerdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
Ficción GeneralBir rüzgar esti, bir kırlangıç uçmak için yuvasından atladı. Ağaçlardaki tüm yaprak soldu, döküldü ve ağaçlar yeniden çiçek açtı. Ve ben onu gördüm. O gülüşü. Başına geçirdiği kapişonu yüzünden yüzünün tamamı gözükmüyordu ama yanında oturan arkadaşı...