26:Yangın Yeri

610 19 0
                                    

Sarı Kurdeleler, Model
Feel It, Michele Morrone

𓍯

Titreyen soğuk ellerim vardı, kimse tutmadığı için titreyen ve üşüyen ellerim, zorla tutuldukları için titreyen ve üşüyen ellerim. Soğuk havaya maruz kalsa bile her zaman sıcak olan bedenim vardı, istemediğim dokunuşlara maruz kaldığı için cayır cayır yanan bedenim. 

Çok fazla çocukluk yaram vardı, bazı insanlardan çok bazı insanlardan ise daha az. Bütün hepsinde dik durmayı, savaşmayı ve yenilmemeyi başarmıştım. Bazen bana destek olan insanlar olmuştu ama genelde hep yalnızdım, bir başıma, tek başıma. Ruhumu, Azrail'e teslim etmeyi çok istemiş ama asla başaramamıştım. 

Daldığım derin uykudan sarsılarak uyandım, bir arabanın arka koltuğundaydım. Yerimde doğrulmak istedim ama bedenimi ele geçiren korku bunu yapmama engel oldu, dudaklarım da ellerim ile titremeye başladığında nefesimi tuttum. 

Bir telefon melodisi arabanın içinde yankılanmaya başladığında dişlerimi dudaklarıma bastırdım, melodi kesildi ve sonra arabayı süren kişinin sesini duydum "ormana girdik." Semih'in sesini duyduğumda tuttuğum nefesi bıraktım ve hemen ardından attığım kahkahaya engel olamadım, araba ani bir frenle durduğunda yerimde doğruldum. 

Semih arkasını dönüp bana baktığında gözlerim ondan kayarak yanındaki koltuğa kaydı ve Mutlu'yu gördüm, kahkaham bir ok gibi kesildi. Mutlu asla bana bakmadı, başını asla kaldırmadı sadece sık nefesler aldı. Arabanın kapısı açıldı ama gözlerimi Mutlu'dan çekmedim sanki gözlerimi bir saniye dahi ondan ayırsam tekrar ona baktığımda bana bakıyor olacaktı.

"İn arabadan Lavinia" Deniz'in sesini duyduğumda yutkundum, Semih'in telefonda konuştuğu o olmalıydı. Semih arabadan inip arabanın önünden dolaşarak Mutlu'nun kapısını açtı ve onu kolundan çekerek arabadan indirdi, Mutlu'nun acı dolu inlemesini duyduğumda gözlerimi Deniz'e çevirdim. 

Derin bir nefes vererek arabaya bindi, ellerini bacaklarıma yerleştirerek bana eğildi "birazdan olacakları asla aklından silemeyeceksin" güzel gözlerine baktım "birazdan o çocuğun canını alacağım." Dudaklarım şokla araladığında dudaklarıma uzandı, alt dudağı aralık dudaklarımın arasına yerleşti ama beni öpmedi. "Arabada kalabilirsin veya seni alması için Emir'i arayabilirim" dedi dudaklarını dudaklarımdan uzaklaştırdıktan sonra "veya arabadan inip bütün hayatını bu geceyi hatırlayarak geçirebilirsin." 

Ona bir cevap vermedim, neyi istediğimi sorguladım. Mutlu'nun ölümünü, ölümünün Deniz'in elinden olmasını görmek istiyor muydum veya Mutlu'nun ölmesini gerçekten istiyor muydum? Sonra hatırladım, okulda çıkan dedikoduları, herkesin benden uzaklaşmasını ve sonrasında olanları. 

Seneler sonra Mutlu'nun zorla dokunduğu bir kızın gelip bana her şeyi anlatmasını, önümde akıttığı gözyaşlarını ve hissettiği korkuyu. Mutlu bunu bir tek bana yapmamıştı, küçükken yapabildiği tek kişi bendim ancak büyüdükçe bunu başka insanlara da yapmıştı. Mutlu sadece küçük olduğu için yapmamıştı böyle bir şeyi, o hasta ve sapık bir insandı. 

"İzleyeceğim" ellerimi bacaklarımda duran ellerinin üzerine yerleştirdim "eğer sana bir şey olmayacaksa" dudaklarını tekrar dudaklarıma bastırdı ve bu sefer beni öptü. Bu sefer zehrini akıtmadı, bu sefer benim zehrimi kendine aldı. 

"Bana bir şey olmayacak."

Gözlerinden gözlerime akan yemini gördüm ve başımı salladım, ellerini bacaklarımdan çekerek arabadan indi ve bana elini uzattı. Uzattığı eli tutarak indim arabadan, parmaklarımız birbirine kenetlendi. 

Mutlu, arabanın biraz ilerisinde dizlerinin üzerinde duruyordu, Semih ise hemen önünde dikiliyordu. Yavaş değil hızlı adımlarla gittik yanlarına, geçmişimden kaçtığım kadar hızlı gittim geçmişime.

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin