Bölüm 46

6.1K 794 3K
                                    

Merhabalar,
Normalde bölümü yarın atacaktık ama planda ufak tefek değişiklikler oldu. Öncelikle şunu belirterek başlayalım; 47. Bölüm de hazır, yani yazdık. Bu bölümün oyu '500' olduğu an, yeni bölüm gelecek. Bu tarz kesin sözler verdiğimizde bize güvenebilirsiniz. ♥️♥️
Yorumlarınızı boooolca görmek istiyoruz :)
Siz en kıymetli bxg okuyucularındansınız, iyi ki varsınız 🥰

Lera'nın Anlatımından
'Seni seviyorum çünkü bütün evren sana ulaşmam için işbirliği yaptı.'
-Paulo Coelho

Yaşamı boyunca, kelimelerle arası iyi olmuş biriydim. Onlarcasını bir araya getirir, ne anlama gelirse gelsinler dur durak bilmeden konuşurdum. Çünkü bana göre konuşmak yaşam demekti. Ne kadar konuşursan, ne kadar kendini anlatırsan o kadar yaşama dahil olurdun. Her kelimenin bir anlamı, ortaya çıkan her cümlenin de yaşanmışlıklara dayanan hisleri vardı.

Tıpkı az önce duyduğum cümle gibi.

Karnındaki ve sen, burada çürüyüp gideceksiniz.

Altı kelimeden oluşuyordu ama hisleri vardı, fiiline rağmen yeni bir yaşamın da haberini veriyordu.

Sertçe kapanan kapıya gözlerimi dikmiş, öylece düşünüyordum. Yakın da olsa geçmişi düşünmek ve hatırlamak; tek yaptığım buydu.

Benim yapmaktan pek hoşlandığım bir aktivite değildi doğrusu, yine de şimdinin anlam kazanması için geçmişe ihtiyaç duyuyordum.

Zihnim büyük bir berraklıkla, az önceki cümlenin doğruluğunu kanıtlamak istercesine harekete geçmişti. Beynim, bana en yakın zaman diliminden başlayarak yola çıktığında, ilk durağı da yarım saat önce büyük bir iştahla yediğim yemekler olmuştu. Her zamankini ikiye, belki de üçe katlayan bu iştahımın bir sebebi olmalıydı.

Çok açtım diye düşündüm içimden, günlerce yemek yememiştim. Zihnime muhalefet olmamak elimde değildi.

Düşüncelerime meydan okuyan beynim tekrar yolculuğa çıktığında, bu sefer de kustuğum o anları hatırlattı bana, üşüdüğüm saniyeleri de peşinden sürüklemişti. Ben de yine kafamı iki yana sallamıştım; çünkü burnu koku alan her insan burada kusabilir, yeraltına mahkum edilmiş herkes de üşüyebilirdi.

'Peki ya ne zamandır regl olmuyorsun?' sesini duyar gibi oldum, bu soru karşısında biraz düşünmem gerekmişti.

Bir ay?

Hayır, hayır. Belki de bir buçuk ay? Ya da daha fazla?

Derin bir nefes aldım, henüz zihnimle aramdaki savaşı kaybetmiş değildim. Ben her ay düzenli regl olmazdım ki, şimdiye kadar gecikmelerin yaşandığı bir çok dönemim olmuştu.

Hem, yaşanan psikolojik ve fiziksel farklılıklar, reglin gününü değiştirebilirdi. Bilimsel olarak mümkündü bu. Eun Mi üniversite sınavlarına hazırlanırken üç ay boyunca hiç regl olmamış, doktora bile gitmişti.

'Ya sevişmeleriniz,' dedi zihnimdeki ses. 'Her seferinde korunuyor muydunuz?'

Kapıda takılı kalan gözlerimi yumdum, son sekslerimizin hiçbirinde böyle bir çabaya girmediğimizi fark etmem saniyelerimi dahi almamıştı. O an geldiğinde ikimiz de akışına bırakıyorduk, çözümü ise doğum kontrol haplarında buluyorduk.

'O hapları kullanmak yeterli mi?' diye taptaze bir soru daha duyduğumda, düşük bir ihtimal de olsa bunun yaşanabileceğini biliyordum. Biliyordum ama ben hep bir bebeğim olsun istiyordum.

Deeper KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin