Merhabalar,
Daha yirmi saat bile dolmadan 500 oy doldu bugün. İstediğiniz zaman sınırları çabucak doldurabildiğinizi biliyoruz zaten, umarım bundan sonra hep istersiniz 🥰
Biz yazmak için gereken o motivasyonu sizden sağlıyoruz; yorumlarınız ve oylarınız bizim için hep çok önemliydi. Wattpad'in değişen liste algoritmasıyla sıralamalarda yükselmek zaten neredeyse imkansızlaştı. O yüzden varlığınızı hissettirip, yazma enerjimizi körüklerseniz çok seviniriz ve finale de daha hızlı bir şekilde gideriz.
Sevgilerle ♥️Yoongi'nin Anlatımından
'Hayranlıkla anılmamak Anka için zulümdür.'Uzun bir gün olmuştu.
Kaşınan gözlerimi kapatarak, dinlenmeleri için müsaade ettim. Saatlerdir araştırma yapıyorduk, İtalya'nın en büyük kütüphanesinden çıkalı birkaç saat olmuştu.
Gün geçtikçe, bize lazım olanın direkt Nicola Flamel olduğunu düşünmeye başlamıştım.
"Hukuk okumaktan daha kötü bir şey olamaz sanıyordum," Eun Mi midesi bulanıyor gibi yüzünü buruşturdu. "Resmen yeni bir okul okuyor gibiyim, Hyeri fakültesi Bilinen Tüm Mitler bölümü."
Söylediğine güldüm, şikayet etmeyi kestiği çok az an vardı. Onu suçlayamıyordum, uykusuzluktan şişmiş gözleri ve solmuş tenine bakarken; ona şikayet etme demeye gönlüm el vermiyordu.
"Kelimeleri yiyor gibi hissediyorum Yoongi, anlıyor musun?" Kafasını iki yana salladı ve garsonun önümüze bıraktığı pizzalara bir süre baktı. "Mesela sabahtan beri hiçbir şey yemedim ama tokum. Çünkü o kitap sayfalarındaki lanet olası her kelimeyi yutmuş gibiyim, beynimin almadıklarını mideme gönderdim sanki."
"Birkaç gündür araştırma işini abartıyoruz, ben de baya yoruldum." Onun aksine, açlığım yok olmadığı için pizza dilimini sıcak olmasına rağmen ağzıma götürdüm. "Sabah aynada gördüğüm kız korkunçtu, Hyeri ile yarışmak zaten mümkün değil ama sayesinde daha da paspal oldum."
"Bir şeyler ye," Onu uyardığımda, önündeki yemeği yeni hatırlamış gibi pizzaya gözlerini dikti. "Kahvaltıda da sadece kruvasan yedin Eun Mi." Hatırlatmam onu memnun etmemiş gibi kafasını olumlu anlamda salladı.
"Hiç canım istemiyor," dediğinde önünde duran kolaya uzandım ve açtıktan sonra da bir kez bile dokunmadığı bardağa, içeceği doldurdum. "Böyle devam edersen hasta olacaksın." Bardağındaki kolaya bakarak iç çekti, uslu bir çocuk gibi pizzadan da bir ısırık almıştı.
"Lera ve benim en sevdiğim pizza." Erimiş peynirler çok üzücü bir tabloymuş gibi dudaklarını aşağıya sarkıttı. "Lera'yı baya özledim, bu planın birbirimizden ayrılma kısmının böyle olacağını bilsem kabul etmezdim. Kim bilir şifreyi daha ne kadar süre bulamayacağız?"
"Umarım yaklaşmışızdır," Eun Mi'nin ufak lokmalarla yemeğini yemesini izlerken, aynı yerde saydığımızı da biliyordum. İlerliyor gibi hissetmiyordum, şifreyi bulmayı sadece umut edebiliyordum. "Hyeri pizza sever miydi?"
"Severdi ama favorisi hep hamburgerdi." Gözlerini yediği pizzadan ayırmadan 'Öyle mi?' der gibi kaşlarını kaldırdı. "En sevdiği pizza çeşidi neydi?"
"Karışık ama mantarsız, bol da zeytin." Yemeğimi yerken, aynı zamanda da bana bakmadan sorduğu soruları cevaplıyordum. "Ben pizzada mantarı çok severim," dediğinde "Biliyorum," diye karşılık verdim.
Kafasını şaşkınlıkla kaldırdı, ben de direkt önündeki pizzayı göstermiştim. "Mantarlı söyledin ya," diyerek güldüğümde "Ha, evet." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deeper KTH
Hayran Kurgu*Tamamlandı.* Hayatından vazgeçmiş, belki de doğduğu günden beri hiç yaşamamış bir çocuk. Pes etmekten ve vazgeçmekten delicesine nefret eden, oldukça deli bir kız. Bir daha yaşayamayacağını düşünen o çocuğun kapısını, yaşamın kendisi kadar renkli...