Bölüm 51

2.7K 492 446
                                    

Lera'nın Anlatımından
"Sahi o neredeydi?"
Karl Ove Knausgaard

Soğuk.

Son zamanlarda bana en iyi gelen şey soğuktu.

Avuçlarıma dolan suya biraz daha baktım ve hiç beklemeden yüzüme çarptım. Yaşadıklarımdan sonra ruhum buz tutar, ısınmak isterim zannediyordum ama yanılmıştım.

Alev alev yandığımı hissediyordum, ruhum bedenimin içinde sıkışmış gibiydi. Kendine yer bulamadıkça beni de rahatsız ediyordu.

Yeterince ferahlamasam da yüzüme su vurmayı kestim ve üstümdeki kıyafetin yakasını genişletmeye çalıştım, biri boğazıma parmaklarını geçirse muhtemelen aynı derecede bunalırdım.

"Birazdan gelirler," dedim elimle yüzümü kurularken, çoktan Taehyung'un yorgun görünen bedenine doğru adımlamıştım. "İyi olduğuna emin misin, çok solgun görünüyorsun?"

Taehyung yavaşça açtığı gözlerini benimkilerle buluşturdu. Oturmam için eliyle işaret etti ve "Buraya gel," dedi, ben de derin bir nefes alıp adımlarımı yer yatağına yönelttim.

Tam gösterdiği yere bedenimi yerleştirdim, gözleri hala benden ayrılmamıştı. "İyiyim ben," derken bile sesi pürüzlü ve derinden çıkıyordu, üstelik durumunun giderek kötüleşmesinde bu sefer grubun fiziki bir etkisi de yoktu.

Onlar yüzünden kaybettiğimiz bebeğin yasını tutabilelim diye bize haftalardır işkence etmiyorlardı, gerekli süre geçtikten sonra biyolojik anne ve babanın çektiği azabın son bulacağına inanıyorlardı.

Çünkü onun bize doğru zamanda geri döneceğinden emindiler.

Sen de değil misin?

Bu yüzden acın hafiflemedi mi?

Kaşlarımı çattım ve "Hayır," dedim. Elimi saçlarımın arasından geçirmiş, suratıma sorar gibi bakan Taehyung ile göz göze gelmiştim.

Kuruyan dudaklarımı ıslattım, kısa süreliğine de olsa gözlerimi kapatmıştım. Seninle oynamaya çalışıyorlar, onlara güvenmeyeceksin.

Düşünme.

Asla düşünme.

"Evet," dedim, kendi kendime konuşuyor gibiydim ama neyse ki Taehyung'un söylediklerinden bağımsız herhangi bir şey ağzımdan çıkmamıştı. "İyisin ama çok daha iyi günlerin olmuştu, seni böyle görmeyi sevmiyorum."

Taehyung elini elimin üstüne koydu, tenimi hafifçe ovaladıktan sonra da dudakları hafifçe yukarı doğru kıvrıldı. "Endişelenme Lera, onlara zayıflık belirtisi göstermemize gerek yok."

Benden onay bekleyen bakışlarına kendinden emin gülümseyişinin eşlik ettiğini gördüğümde biraz dayanmaya çalıştım. Suratına ifadesizce bakmayı sürdürdüm, sürdürdüm ama en nihayetinde kazanan yine o oldu. Zaten benim için ona kayıtsız kalmak imkansızla eş değerdi.

İki tarafına da hava dolduracak şekilde yanağımı şişirdim ve "Pekala," dedim. "Yakında düzelmezsen ortalığı birbirine katacağımdan emin olabilirsin."

Taehyung gülüşünü silmeden kafasını 'biliyorum' dercesine salladığında, yorgunluktan solmuş suratında beliren tebessüm hala silinmemişti. İstemsizce ona doğru eğildim, yukarı kıvrılmış dudaklarına minik bir öpücük bırakırken saçlarım da yüzüne doğru düşmüştü.

Onu öpmeyi, ona dokunmayı ve onunla normal bir anda; bir yatta, bir kanepede, bir barın tuvaletinde hiç unutamayacağım anlar yaşamayı özlemiştim.

Deeper KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin