Bölüm 13

11.6K 1.1K 1.3K
                                    

Lera'nın Anlatımından
'Bir taşla iki kuş'

'Beni hafife alma.'

Yıllar önce kurduğum o basit cümle, zihnimi ele geçirmek için büyük bir uğraş sarf ediyordu. Taehyung'un gözlerime bakarak tarafımı sorguladığı şu kısacık zaman dilimi, bana sorarsanız asırlara bedeldi.

"Lera?" En büyük hobisi belaları kendine çekmek olan bir kadın olduğumu hesaba katarsak çocuğun suratına öküzün trene baktığı gibi bakıyor olmam da gayet doğal bir tepkiydi bana göre.

Boğazımı temizledim ve derin bir nefes alarak "Ne tarafından bahsediyorsun?" dedim. Kaşlarını kaldırmış ve birkaç saniye suratıma baktıktan sonra alayla gülmüştü. Sorgulayan taraf olmam gerekirken sorgulanıyordum ve bu beni sinirlendiriyordu. "Peşimdeki adamı tanıyorsun."

Taehyung elimi tutarak beni okulun çıkışına doğru sürüklercesine götürdüğünde ayak uydurmaya çalıştım. "Çekiştirme," o kadar hızlı yürüyorduk ki sadece attığım adımlara bakabiliyordum. "Peşimizde kimse yokken bir yere gitmemiz gerekiyor."

"Peşimizde kimse yokken mi?" Elimi daha çok çekerek hızlandığında karşı koydum ve saniyelik olsa da durmasını sağladım. "Neler olduğunu bana açıklayacak mısın? Ne zamandan beri takip ediliyoruz? Geçen günkü kavga etttiğin adamlar mı var peşimizde, kim?"

Taehyung bunalmışçasına ofladı. "Peşimizdeki adamlar aynı Lera."

Peşimizdeki adamlar aynı mıydı?

Kafamdaki eksik parçalar yerine yavaş yavaş otururken Taehyung'un beni sürüklemesine izin verdim. Daha önce hiç geçmediğim sokaklara sapıyorduk, bir yoldan diğerine geçiyor, merdiven iniyor ve tekrar merdiven çıkıyorduk. O, peşimdeki adamı tanımıştı. Bana saldırıda bulunan ve bıçakladığım adamı tanıyordu.

Peşimizdeki adamların aynı olması, sandığımdan çok daha büyük bir belanın içinde olduğumu gösteriyordu ve sapıkla ilgili teorilerimin doğruluğunu gözler önüne seriyordu.

Belki de hayatımın en büyük yanlışını abimi tehdit etmekle yapmıştım?

Taehyung ile beraber yıkık dökük bir merdivenden indik, elini eskisinden daha da sıkı tutuyordum. Normalde düşük çeneli biriydim, buna rağmen nefes alamayacak hale gelmiştim. O kadar yorulmuştum ki, ne soru soracak ne de soruları cevaplayacak halim kalmamıştı. Sadece düşünmeye odaklıydım.

Adamların benim peşimde olma nedeni geçmişte büyük oynadığım planlar yüzündendi, anlayabiliyordum. Peki Taehyung'un neden peşindeydiler?

Ona güvenerek hata yapıyor olma ihtimalimi hesaplamaya başladım. Ben zamanında büyük oynamış olsam da şimdi tamamiyle zararsızdım, kendimi güvence altına aldığım bütün kanıtlar uçup gitmişti. Beni öldürmek peşimdeki adamlara artı bir güvence sağlamazdı, kim artık zararsız olan birini öldürmek isterdi ki?

Yolları taş olan bir yere girdiğimizde Taehyung arkasını kontrol etti ve tekrar yürüdü.

Artık tehlikeli olmayan birine neden musallat olurdu insan?

"Nereye gittiğimizi sormayacak mısın? Bu kadar sessiz kalman normal değil." Taehyung eskiye oranla rahatlamış, soru sorarken elimi tutuşu gevşemişti. Kendini güvenli alana atmış gibi davranıyordu ve bu gözümden kaçmamıştı. "Düşünüyorum."

Deeper KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin