Lera'nın Anlatımından
"Gülüşü yaz kadar sıcak olan soğuk çocuk."Tamam, sakinim.
Neden sakin olmayayım ki? Çok sakinim, gözlerimi kapatma sebebim de sadece yorulmam. Hem ne var ki, her zaman görebiliriz böyle bir şeyi.
Herkesin evinde televizyonun arkasına atılmış kurtlarla dolu bir elma olabilir, niye olmasın ki?
"Bilseydim on aylık kirama karşılık olarak anca temizlerdim bu evi," diyerek elime kırmızı bulaşık eldivenlerini geçirdim. Tabi ki Taehyung'un evinde böyle hijyen araçları bulunmuyordu, bu yüzden kendi evimden almıştım. "Belki on olmaz ama beş ayı net var."
Kurtlu elmayı elime alırken sabah yediğim her şey midemden çıkmak için olağanüstü bir çaba gösteriyordu. Bu temizlikten sonra bir hafta ağzıma hiçbir şey alamayacaktım.
Ayrıca evdeki tüm elmaları Eun Mi'ye verecektim ve bu görüntüyü unutana kadar elma görmediğimden emin olacaktım.
"Özür dilerim değerli yaşam formları," Elimdeki poşete elmayı atarken, mırıldanmaya devam ettim. "Taehyung'un evi büyük bir ekosistem ama artık burada yeriniz yok."
Poşetin ağzını bağlayarak kenara koydum ve salonun ortasında dikilmeye başladım. Burası evin en göz önünde olan yeriydi ve televizyonun arkasından kurtlu bir elma çıkmıştı.
Görünmeyen odalar şimdiden beni dehşete uğratıyordu.
"Bu eşsiz yaşam alanını bozmadan bir biyolog mu çağırsaydık, yeni türler falan keşfederlerdi." Elimdeki eldiveni tırnağımın ucuyla tutarak çıkardım ve direkt kenara koyduğum çöp poşetinin içine attım.
"Bu evi bir günde temizlemek nasıl mümkün olabilir ki?"
"Mümkün değilse parayı unut." İrkilerek arkama döndüm ve karışmış saçlarıyla bana bakan Taehyung'u süzdüm.
Gözleri şişmişti, dudakları da öyle. Altındaki basket şortu ve giydiği geniş yakalı tişörtüyle tam bir manzara gibi duruyordu.
"İlla tek günde mi temizlemeliyim?"
Tek gözü hafifçe kısıldı ve olduğu yerde hareket etti. "Kaşınan sendin, sana evi temizle diyen olmadı." Mutfağa doğru gitmeye başladığında, omuzlarımın düşmesini engelleyememiştim.
Lanet olsun ki haklıydı, kaşınan bendim!
"Bir hayvanat bahçesi temizlesem daha az yorulurdum." Hazırladığım suya doğru giderken, arkamdan gelen sesle büyüyen gözlerime engel olamamıştım. "Sesini kesmezsen hem işsiz hem de evsiz kalacaksın."
"Tamam, tamam." Ona doğru döndüm ve şirin olduğunu düşünürek genişçe gülümsedim. "Sustum." Herhangi bir tepki vermeden tekrar mutfağa girdiğinde, derin bir nefes verdim.
Çok tepkisiz, duygusuz ve umursamaz duruyordu. Zaman zaman sinir bozucu olduğunu itiraf etmeliydim çünkü insan bir tepki bekliyordu ister istemez.
Beyefendinin tek yaptığı ise götünü dönüp gitmekti.
"Sesini kesmezsen evsiz kalırsın." Etrafı süpürürken çıkan sesten cesaret alarak, kısık sesle mırıldanıyordum. Zaten sabah da sinirimi bozmuştu, konuşmadan durursam yüksek ihtimalle kendimi kaybederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deeper KTH
Fanfiction*Tamamlandı.* Hayatından vazgeçmiş, belki de doğduğu günden beri hiç yaşamamış bir çocuk. Pes etmekten ve vazgeçmekten delicesine nefret eden, oldukça deli bir kız. Bir daha yaşayamayacağını düşünen o çocuğun kapısını, yaşamın kendisi kadar renkli...