Taehyung'un Anlatımından
'Hayatımın değiştiği gün'
08.04.2015
Hayatımın değiştiği gün.
Yabancı bir banyoda üstüme dökülen buz gibi suya küfrederken, o günün bugün olduğunu nereden bilebilirdim ki? Sadece bir öncekinden farkı olmayan bir gece geçiriyordum ve hayatımın aynı boktan rutini devam edecekti.
Gecenin en karanlık vaktinde, güneş doğmadan hemen önce, böyle olacağını sanıyordum.
Ucuz market markalarından birinin şampuanı kenarda duruyordu, beklemeden alarak avucuma döktüm. Buz gibi suyun altında en fazla beş dakika kalabileceğimi bilerek, hemen saçlarımı durulamıştım.
Havalar yavaş yavaş ısınıyordu ama hala soğuk denilebilirdi, bu yüzden banyodan çıktığımda da kıçım donmuştu. Dolaptaki havlulardan birini çıkararak belime sardım ve banyonun kapısını açtım.
Pekala, karşımdakinin güzel bir manzara olduğunu itiraf etmeliydim.
Siyaha dönük koyu kahverengi saçları yastığa dağılmış ve çıplak bedenini herhangi bir örtünün altına sokmamış kıza bakarken, sırıttım.
Önümü göremeyecek kadar sarhoş olsam bile güzel kadından anlayabiliyordum, muhteşem bir yetenekti bu.
Normalde birlikte olduğum kadınlarla uyumayı severdim ama bugün pek sarılıp uyuma havamda olmadığımdan odanın içinde gözlerimi gezdirerek yere düşmüş pantolonuma doğru yürüdüm.
Üstümü giyinirken sessiz olmaya çalışarak, giydiğim kotun cebine telefonumu ve cüzdanımı tıktım. Kız gözlerini açacak diye parmak uçlarımda yürüyordum. Gerçi seksten sonra hemen sızmıştı, uyanması garip olurdu.
Şu an bir daha ne zaman görüşeceğiz, nasıl yani görüşmeyecek miyiz, her şey güzeldi tarzı sarhoş saçmalamalarını çekemeyecektim.
Tişörtümü sandalyenin üstünden alarak, giydim ve aynı sessizlikte odadan çıktım. Kapıyı kapatır kapatmaz derin bir nefes vermiştim, bu seferlik ucuz yırtmış olmaktan memnundum.
Koridorun sonuna doğru yürüdüm ve geniş merdivenleri inerken, her basamakta artan müziğe yüzümü buruşturdum. Duş biraz ayıltmıştı ama kafam hala ağrıyordu.
Son basamağı da inerek, dar bir koridordan geçtim ve sabahın ilk saatlerinde deli gibi eğlenen insanlarda göz gezdirdim. Dans edenler, birbirine sürtünenler, direğe sürtünenler ve kafayı bulanlar arasından, istediğim kişiyi bir türlü görememiştim.
Bar kısmına doğru ilerleyip, geniş yuvarlağın diğer tarafında gördüğüm yüzle direkt olarak oraya yöneldim. "Oo hoşgeldin, ikinci postaya farklı birini bulmaya mı indin?"
Kucağındaki kız Jungkook'un kulak memesini emmeye çalışırken, hala benimle alay eden arkadaşıma göz devirdim. "Sus da kendi işine bak."
"Ben böyle zevksiz işlerle uğraşmam," diyerek göz kırptığında, kızın az sonra postalanacağını anlamıştım. Umursamayarak, barmene seslendim. "Viski versene."
Çocuk kafasını sallayarak, şişelere yöneldiğinde Jungkook'un kahkahasını duyuyordum. Kucağındaki kızdan başka herkese bakıyordu, gözü sürekli dans eden bir grup kızın olduğu taraftaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deeper KTH
Fanfiction*Tamamlandı.* Hayatından vazgeçmiş, belki de doğduğu günden beri hiç yaşamamış bir çocuk. Pes etmekten ve vazgeçmekten delicesine nefret eden, oldukça deli bir kız. Bir daha yaşayamayacağını düşünen o çocuğun kapısını, yaşamın kendisi kadar renkli...
