Bölüm 26

15.6K 893 3.2K
                                    

Teorilerle dolu yorumlarınız için sabırsızlanıyoruz,
Keyifli okumalar ♥️

Lera'nın Anlatımından
'VIII'

Oturduğum rahatsız sandalyede kıpırdanırken, karmakarışık hissediyordum. Bir yanım bilgisayarla uğraşan Taehyung'a üzülüyordu, diğer yanım ise nihayet bir şeyler öğreneceği için mutluluktan kafayı yemişti.

Yine de kafayı yiyen tarafıma uymamam gerektiğini biliyordum, Taehyung planlarını tek başına yapan bir adam olmasına rağmen şu an bize bir şeyler anlatıyorsa, çıkış yolu bulamamış demekti. Bu da kolay bir durumla karşı karşıya olmadığımızın en büyük ispatıydı.

Taehyung'un bile sinsi zekasıyla içinden çıkamadığı işi direkt tilkilerime emanet edecektim ve kurnazlıkları ile bana bir yol göstermelerini dileyecektim.

"Bir anda fikrini değiştiren ne oldu? Anlatacağını düşünmüyordum," diyen Yoongi'nin ilgisiz sesiyle Taehyung ekrandaki gözlerini saniyelik bana döndürdü. Gözlerimiz birleştiğinde saklanacak bir şeyler yapmışız gibi hemen gözlerini kaçırmıştı. "Anlatmaya karar verdim."

Bu, bence de en doğrusuydu. Bir dağ tırmanışında düşmeden önce ekip arkadaşlarına seni tutup tutamayacaklarını sormadan kendini boşluğa bırakmak sadece aptallık olurdu. Her zaman söylediğim gibi; Taehyung asla aptal bir adam değildi.

Çaresizliği bile aptallık gibi gelmiyordu, aksine karşılaşacağımız şeyin zorluğu hakkında bir önizleme gibi geliyordu.

Numaralandırılmış dosyalardan ilkini açarak, geriye çekildi. Eun Mi ve ben bilgisayarın başında oturuyorduk, göstereceği şeyleri merakla beklerken sevgili arkadaşım heyecandan ayaklarını yere vurup duruyordu. "Fotoğraflara tek tek bakın."

Taehyung'un direktifi ile fareye koyduğum elim otomatik olarak hareket etti ve basmamla birlikte, bir erkeğin cesedi ile karşılaşmam bir oldu. "Tanrım!"

Eun Mi şok olmuş gözlerle kanlarla kaplı fotoğrafa bakarken, ben sadece yutkunmuştum. Tamam, beklenmedik bir şey olduğunu asla söyleyemezdim. Abim bir katildi ve ben buna gözlerimle şahit olmuştum, birlikte çalıştığı grup 'dünya barışı' veya 'çocuk hakları' için bir araya gelmeyecekti elbette.

Biliyordum, yine de bu fotoğrafları görmek midemin çalkalanmasına neden olmuştu. İstemsizce utanç duyuyordum, ne olursa olsun bu saçmalığa karışan benim abimdi ve lanet olsun ki bu odadaki herkes de bunun farkındaydı.

Abime olan nefretim, evren gibiydi. Sonu gelmiyordu, daha fazla nefret edemem dediğim her an yeni bir şeyler öğreniyordum ve içimdeki nefret balonu biraz daha şişiyordu.

Önümdeki fotoğrafta gözleri oyulmuş bir ceset vardı! Göz kapakları kapalı olduğundan boşlukları göremiyordum ancak avucunun içine konulmuş iki beyaz küre gayet net bir şekilde görünüyordu.

"İğrenç," diye mırıldanmaktan kendimi alamamıştım. Fotoğrafa daha dikkatli bakarken, cesedin yanına çizilmiş sembol dikkatimi çekmişti. Maktulün kanıyla çizildiği çok belliydi, etrafa biraz daha bakarak bir şeyler aradım. Yerde bir bıçak vardı, ahşap bir parkenin üzerindeydi ve kıyafetlerine bakılırsa terlik-pijama takılırken katledilmişti.

Eun Mi'nin de onay vermesiyle bir sonraki fotoğrafa geçtim. Yine bir erkek vardı fotoğrafta. Görüntüdeki adamın bilekleri kesilmişti, etrafı küçük bir kan göletiydi ve bulunduğu mermer zeminle aynı beyazlıktaydı. "Ölümünden yaklaşık olarak 12-24 saat sonra bulunmuş," Eun Mi cesede bakarak konuştuğunda Taehyung onaylar anlamda başını salladı.

Deeper KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin