Lera'nın Anlatımından
'Ateşle oynamak'"Çekiştirip durma!"
Taksiden inmem için kolumdan tutarak, ısrarla beni dışarı çeken arkadaşımı uyardıktan sonra dikkatli adımlarla dışarı adımımı attım.
Bu topuklularla dikkatsizlik yapma gibi bir lüksüm yoktu, saniyesinde kendimi iki üç kırıkla hastanede bulurdum.
"Çok uyuşuksun," Eun Mi hevesle olduğu yerde duramazken, uyuşuk tavırlarla taksinin kapısını kapattım. "Eun Mi, altı üstü bir bara geldik ve bu senin her gün yaptığın bir şey," Ona bir adım yaklaşarak, benden birkaç santim kısa arkadaşıma dik dik baktım. "Ne bu heyecan? Dökül artık."
Dişlenen dudaklar, asla kaçırılmayan gözler ve hafifçe yukarı kalkmış kaşlar.
"Yine ne haltlar yedin sen?" Sesim yüksek çıkmasın diye ekstra çaba göstererek, koluna koyduğum elimle hafifçe etini sıktım. "Ah, canımı yaktın!" Benim aksine Eun Mi bağırmakta bir sıkıntı görmemiş olmalıydı.
"Daha da çok canını yakmadan söyle artık, neler karıştırıyorsun?" Derin bir iç çekerek, omuzlarını düşürdü ve yavru köpek bakışlarını devreye soktu. "Kızacaksın bana."
"Muhtemelen öyle olacak," Baştan kabul etmem Eun Mi'nin dudaklarını büzüp, mutsuzlukla kafasını eğmesine neden oldu. "Yeon Seo vardı ya, arkadaşım?"
"Ee?" Samimiyetsiz bir sırıtışla güldü. "Biz onunla bir iddiaya girdik." Daha o söylemeden başıma geleceği biliyordum, derin bir nefes vererek kendimi duymaya hazırladım. "Bu barda bir çocuk var, kimseye pek pas vermiyor. Onu tavlarsam eğer-"
"Eun Mi sen kafayı mı yedin?" Sözünü keserek bağırdığımda ellerini öne doğru uzattı ve iki yana salladı. "Biliyorum, biliyorum. Özür dilerim, oldu işte bir kere. Hem sadece bir gece, çocuğun haberi bile olmayacak?"
"Sen kendinde değilsin." Kafamı iki yana salladım ve bir adım geriledim. "Bu erkeklerle takılma işini abartmaya başlamadın mı sence de Eun Mi? Ne demek bir çocuk üzerine iddiaya girmek!"
"Of Lera ya!" Koluma girerek, beni barın kapısına doğru çekiştirdi. "Bir kerelik yaptım işte bir hata, söz bir daha böyle şeyler yok! Yeon Seo'nun gazına geldim bir an."
"O kızı da hiç sevmiyorum zaten," Mırıldanarak, beni çekiştirmesine izin verdim. "Ne çıkıyorsa o kızın başının altından çıkıyor, bir gün cidden dayak yiyecek."
"Merak etme, daimi en yakın arkadaşım sensin." Göz kırptığında tiksinir bir ifadeyle elinden kurtuldum. "Bir de seninle erkekler üzerine iddiaya giren kız en yakın arkadaşın olsaydı!"
"En azından 80 yaşında bir nine gibi davranmıyor Lera." Kapıdaki görevli hiçbir şey demeden kapıyı açarak, içeri girmemize izin verdiğinde şokla Eun Mi'ye bakıyordum. "Ben miyim 80 yaşında nine?"
"Aynen öyle. 80 yaşında, geçim sıkıntısı çeken bir kutsal bakire." Koluma hızlıca vurarak, bana dönmesini sağladım. "Çocuğa gidip bu kız senin üzerine iddiaya girmiş dememi istiyorsun herhalde?"
"Canım arkadaşım, şaka yapıyorum." Anında yüzüne sevimli bir gülümseme yerleştirdi. "Hiç de şakaya gelmiyorsun."
"Bir daha böyle saçma sapan iddialar yok Eun Mi, çok ciddiyim." Kafasını itaatkar bir tavırla salladı. "Ayrıca bu gecenin hesabını da soracağım sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deeper KTH
Fanfiction*Tamamlandı.* Hayatından vazgeçmiş, belki de doğduğu günden beri hiç yaşamamış bir çocuk. Pes etmekten ve vazgeçmekten delicesine nefret eden, oldukça deli bir kız. Bir daha yaşayamayacağını düşünen o çocuğun kapısını, yaşamın kendisi kadar renkli...