Şimdiden okumaktan yorulan gözlerinizden öper, keyifli okumalar dilerim. Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sevgiler...
🍂
Bazen rüya ile gerçeği ayırt etmek zorunda kalırız. Eğer gözlerimizin önündekiler bizi mutlu ediyorsa gerçek olmasını dileriz. Fakat tam tersine ruhumuzu acıtan bir şey ile karşı karşıyaysak rüya olması için dualar ederiz. Dizlerimde uyuya kalan adam, benim gerçek olmasını istediğim tek şeydi. Rüya olamayacak kadar güzel ve sahici...
Ellerimi dalgalı koyu kahve saçlarından geçirdim. Parmaklarımın arasındaki her bir tel güneşin yansımasıyla kızıllaşıyordu. Bir insan birinin varlığına şükredebilecek kadar kısa zamanda bu kadar bağlanabilir miydi?
Cevap; evetti.
En büyük kanıtı da bendim. Nefes alışlarını dinleyip şükredecek kadar, parmaklarımın arasındaki her bir saç teline minnet edecek kadar ona bağlanmıştım. O benim kaybettiğimi bile bilmediğim bir parçammış sanki ve ben çok geç fark etmişim gibi... Şimdi o parça yanımda, tüm anahtarlarıyla kısacık zamanda hayatımın merkezindeydi.
"Biraz daha beni izlersen açlıktan öleceğim." Saçlarındaki elim şaşkınlıkla durdu. Uyuduğunu sanıyordum. Bir şey dememe fırsat kalmadan başını dizlerimden kaldırıp doğruldu. Belini çıtlattığında uyuya kaldığımız yere bakarak yüzünü buruşturdu. Dün geceki duygu değişimlerimize dayanamamış kendimi bahçedeki hamağa atmıştım. Hiçbir şey söylemeden beraber hamağa yerleşip uyumuştuk.
"Uyandırmak istemedim," dedim şaşkın bir sesle. Aslında hem uyanmasın hem de yanından ayrılmayayım istemiştim. Çocuksu bir edayla gözlerini ovuşturup bana döndü. O hali bile kalbimin ritmini bozmaya yetiyordu.
"Bir saattir uyanığım. Konforunu bozmayayım dedim." Utanarak başımı salladım.
Beni düşünmüştü.
Hamaktan ağır ağır kalkıp elini uzattı. Elini tutup ben de yavaşça kalktım.
"Ben bir duş alayım sonra da kahvaltı hazırlarız olur mu?" dedi evin kapısına doğru ilerlerken. Kapıyı açacağım sırada duraksadım.
"Evde hiç sana uygun kıyafet yok. Aynı şeyleri giyip rahat edebilecek misin?" Başını iki yana sallayıp evin kapısını geçmem için açtı.
"Arabayı aşağıda bırakmıştım. Kıyafetlerim var içinde, alıp geleyim o zaman ben."
İçeri girip kafamı kapı pervazına yasladım. "Sen gidip gel ben de kahvaltı hazırlamaya başlayayım. Duştan çıkınca da yeriz."
Yüzümdeki aptal aşık sırıtmasına gülümseyerek karşılık verdi.
"Yani sen duştan çıkıp yersin," dedim söylediğim cümledeki bozukluğu fark edip, utanarak. Utancıma karşı gülümseyerek evin bahçesinden çıktığında midemdeki kelebekler adeta çığlık atıyordu. Başardın dedim kendi kendime... İlk defa bir isteğin gerçek oldu ve onun kalbine girmeyi başardın.
Yüzümdeki sırıtmayı hiç bozmadan koşar adım mutfağa girdim ve dolaptaki malzemeleri çıkarıp çayın suyunu ocağa koydum. Mutluluğumu birazcık daha süslemek için mutfak masasındaki pikapa raftaki en sevdiklerimden olan bir plağı yerleştirip mutfağı şen müziğe doyurdum. Şarkının sözlerini bir yandan söylerken bir yandan da kahvaltılıkları tabaklara boşaltmaya başladım.
Bugün benim uzun zamandan sonra mutlu olduğum ilk gündü. Bugün benim uzun zamandan sonra huzurla yapabileceğim ilk mutlu kahvaltımdı... Kaynayan çaydanlığın üstüne demlenmesini beklemek üzere çayı döküp ocağın altını biraz kıstım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK PLAK
Teen FictionTrajik bir kazayla tüm okul arkadaşları ve kendiside dahil hayatı değişen Işıl yeni adım attığı yepyeni bir okul ve insanların arasında kendi benliğini çözmeye çalışır. Avuçlarında geçmişindeki hataları sebebiyle hep bir kir biriktirdiğini düşünen I...